Emine Erdoğan'dan 8 Mart mesajı: 'Türkiye'nin gücü, kadınların gücüdür'

Emine Erdoğan'dan 8 Mart mesajı: 'Türkiye'nin gücü, kadınların gücüdür'
Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen akşam yemeğinde konuştu. Erdoğan konuşmasında, "Türkiye'nin gücü, kadınların gücüdür" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle sağlık çalışanı ve sosyal hizmet uzmanı kadınlarla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir akşam yemeği düzenleyerek bir araya geldi.

Yemekte bir konuşma yapan Emine Erdoğan, milletin evinde sağlık çalışanı ve sosyal hizmet uzmanı kadınları ağırlamaktan büyük şeref duyduğunu belirtti. Konuşmasına kaza kırıma uğrayarak 11 askerin şehit olduğu helikopter kazasına rahmet dileyerek başladı. Erdoğan, "Hepimizin başı sağ olsun. Şimdi nice annenin, eşin ve evladın gönlü yaralı. O, öyle bir yara ki hiç iyileşmeyecek. Rabbim her birine sabırlar ihsan etsin. Terörle mücadele eden kahraman evlatlarımızı yetiştiren analar, başımızın tacıdır." dedi. 

Konuşmasında, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan Diyarbakır Anneleri'nin protestolarına da değinen Erdoğan, "Benim de ziyaret ettiğim o annelerin çilesinin en kısa zamanda bitmesini diliyorum. ifadelerini kullandı.

'8 Mart, kadınların özgürlük mücadelesinin köşe taşlarından biridir'

Konuşmasının devamında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Erdoğan, "8 Mart, bilhassa batılı ülkelerde, kadınların hak, adalet, emek ve özgürlük mücadelesinin, köşe taşlarından biridir. Ancak, kadınlara hak ettiği değerin verilmesi, sadece tek bir güne indirgenemez. Aksi halde, 8 Mart'ta yapılan tüm etkinlikler, söylenen güzel sözler, yarım ve eksik kalmaya mahkumdur. Nitekim, bu özel günün arifesinde, Samsun'da yaşanan şiddet hadisesi, hepimizde derin bir öfkeye sebep oldu. Faili nefretle kınıyorum. En ağır cezayı almasını, bütün kalbimle diliyorum."  dedi.

'Şiddete karşı tek yürek olmadan bu işi çözemeyiz'

Dünyada her üç kadından birinin, hayatının bir döneminde, şiddetle karşılaştığını söyleyen Erdoğan, "Bu istatistik, kalbimizin en büyük yorgunluğudur. İstisnasız, tüm dünyada görülen şiddet salgınını ortadan kaldırmak için, iş birliğimizi daha da artırmalıyız. Şiddete karşı, tek yürek ve tek akıl olmadan bu işi çözemeyiz." diye konuştu.

Konuşmasında koronavirüs salgınına da değinen Erdoğan, 'geçen yıldan bugüne öngörülemeyen bir felaket' olarak tanımladığı pandeminin en büyük yükünü, sağlık çalışanları ve sosyal hizmet görevlilerinin taşıdığını belirterek şunları aktardı: 

"Salgına maruz kalan sağlık çalışanlarının, yüzde 58'ini kadınlar oluşturuyor. Sizler, Kovid-19 salgınının ilk günlerinden bu yana her türlü riski göze alarak, geceyi gündüze katarak milletimize hizmet ettiniz. Sağlık hizmetleri yanında, VEFA gruplarından filyasyon ekiplerine kadar, mücadelenin tüm cephelerinde ön safta yer aldınız. Yaşlılarımıza, yetim ve öksüzlerimize sahip çıktınız. Türkiye'nin bir yıldır sürdürdüğü bu mücadelenin başarısında, sizlerin gayret ve emeğinin çok büyük payı bulunuyor. Evlerinize gidemeden, evlatlarınızı göremeden, hastanelerde sabahladınız. Sizler, 'insan insanın emanetidir' sözünün anlamını ispat ettiniz. Salgın nedeniyle toplumda oluşan karamsarlık, derin yalnızlık gibi ruh hallerinin şifacısı oldunuz. Korkuları teskin ettiniz. Bütün topluma kol kanat gerdiniz."

Sosyal hizmetleri görevlilerine hitaben konuşan Erdoğan, "Yakanıza taktığınız kimlik kartları, insanlığı kurtarmak için verilen bu savaşın bayrağı oldu. Mesleğinize adanmışlığınız ve insana duyduğunuz sevgi, en kuvvetli cephanenizdi. Bu cephede yazılan kahramanlık hikayeleri, yarının nesillerine örnek olacak. Hepinize minnettarız, iyi ki varsınız." ifadelerini kullandı.

Koronavirüs salgınında tüm dünyada pek çok sağlık çalışanının da hayatını kaybettiğini ifade eden Emine Erdoğan, yaşamını yitirenleri rahmetle andı, ailelerine başsağlığı diledi. 

'Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum'

Emine Erdoğan konuşmasında, tarihte insanoğlunun başına gelen her salgının ona yeni deneyimler kazandırdığını aktararak, sağlık çalışanları ve sosyal hizmet görevlilerinden bu tecrübeleri kaydetmelerini istedi ve ekledi: "Böylece yeni sosyal, ekonomik ve psikolojik şartlara, sizlerin şahitlikleri üzerinden, yeni reçeteler oluşturulabilir." 

Emine Erdoğan, tarihi, kadınların ve erkeklerin ortak tecrübeleri üzerinden okumanın, kadınların da tarih yazımına etkin katılımı ile sağlanabileceğini vurguladı.

Kadın varlığını dar kalıplara sıkıştıran tüm klişelerin bir tarafa bırakılıp, kadının hayatın her aşamasında var olduğu medeniyet mirasına bakılması gerekliliğini de vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Bugün kadın emeği, yalnızca plazalardaki unvanlarla ya da iş gücüne katılım oranlarıyla ölçülebiliyor olabilir. Oysa kültürümüzde kadın, tarlayı sürerken de çocuğu yetiştirirken de aileyi idame ettirirken de üretendir. Önümüze gelen bir tas çorba, yemenideki oya, kilimdeki desen ve arkamızdan okunan her bir duada kadın emeği vardır. Bu tarihsel arka plandan hareketle, kadının bu topraklardaki gücünü yeniden hatırlamalıyız ve buradan aldığımız güçle geleceğe bakmalıyız. 'Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum' prensibini rehber edinerek, geleceğin inşasına hep birlikte omuz vereceğiz. Akademide, siyasette, kamu ve özel sektörde kadınlarımızın gücünü inşallah artırmaya çalışacağız."

'Türkiye'nin gücü, kadınların gücüdür'

Emine Erdoğan, dünyanın geçirdiği dijital dönüşümde, kadının etkin biçimde yer almasını çok önemsediğini söyleyerek, kız çocuklarının, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi alanlarda eğitim görmesini her daim teşvik ettiklerini aktardı. 

Her şeyin hızla değiştiğine, salgın şartlarıyla daha da hızlandığı bir dönemde olunduğuna dikkat çeken Emine Erdoğan, "Yeni dünyanın herkesi kuşatması ve kimsenin geride kalmaması için, bilhassa kadınlara ihtiyacımız çok. Kullandığımız aletlerden, teknolojiye kadar hayatımıza giren her şey, bir tasarım ürünü. Ne zaman kadınlar da bu tasarımın parçası olurlar, o zaman adil bir dünyadan bahsedebiliriz." dedi.

Emine Erdoğan, günlük yaşamın ve ihtiyaçların, mutlaka farklı açılardan yorumlanması ve bu yorumun ürüne dönüşmesinin önemine dikkat çekerek, "İşte bu sebeplerle, kadınların sadece çalışan değil, tasarlayan ve karar veren mekanizmalarda etkin yer almasını istiyoruz. Türkiye'nin gücü, kadınların gücüdür. Küresel sorunların çözümünde de aktif olabilecek bir potansiyele sahibiz. İklim krizinden sosyal meselelere kadar dünya her alanda kadın zekasına, sezgisine muhtaçtır." ifadelerini kullandı.

DHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.