Felak Nas Sûresi Okunuşu: Felak ve Nas Surelerinin Arapçası, Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Tefsiri ve Okunuşu

Felak Nas Sûresi Okunuşu: Felak ve Nas Surelerinin Arapçası, Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Tefsiri ve Okunuşu
Kur'an-ı Kerim'in son iki suresi Felak ve Nas sûreleridir. Kur'ân'ın son üç suresi olan İhlas, Felak ve Nâs sûrelerine ise muavvizât (koruyucular) denir. Bu surelerin okunması, hastalıkların şifa bulması ve huzurun sağlanması için de tavsiye edilir.

Nas ve Felak Sureleri, kısa ama derin anlamlara sahip güçlü sûrelerdir. Felak ve Nas sureleri de "İki Koruyucu" anlamına gelen Muavvizeteyn sûreleri olarak bilinir. Nas Sûresi’nde insanların iç ruh dünyasında vesvese ve şüphe uyandıran cin ve şeytanlarının şerrinden Allah’a sığınma ve kötülükler karşısında kalkan olduğunu müjdelemiştir.

Peygamberimiz sözleri ve uygulaması ile üç surenin, üç vakitte akşam, sabah, yatmadan önce üçer defa, her namazdan sonra ve geceleyin okunmasını tavsiye etmektedir. Felak ve Nâs sûrelerinde; yaratıkların, karanlık gecelerin, büyücülerin, haset edenlerin, kazadan, beladan, nazardan, tüm kötülüklerden ve olumsuz etkilerden korunmak için inananlar tarafından okunur. Felak ve nas faziletleri ve anlamı itibariyle günlük yaşantıda okunması tavsiye edilen sureler arasında yer almaktadır.
Kur'an'ın en etkili sûrelerinde insanların göğüslerine kötü düşünceler fısıldayan cin ve insan vesvesecilerinin şerrinden insanların ilahı, meliki ve Rabbi olan Allah'a sığınılması tavsiye edilmektedir.
Musibetlerden ve belalardan muhafaza için gündelik yaşantıda okunması Hadis-i Şeriflerde peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) tarafından tavsiye edilmiştir. Felak Suresi ve Nas Surelerini sesli dinlemek isteyenler için dinleme videosuna sonda yer verilmiştir.

dua-blog-iloveallaah-com-1-001.webp

Çoğunlukla nazardan korunmak için Ayetel Kürsi ile birlikte okunan Felak ve Nas sureleri ile ilgili Hadis-i Şerifler:

Resûlullah (S.A.V) buyurmuşlar ki: ‘Bu gece indirilen ayetler var ya, onlar gibisi hiç görülmemiştir.’ Efendimiz’in bahsettiği bu sureler Felak ve Nas sureleridir.

Bir rivayette der ki: Bir vakit Peygamber efendimizle yolculuk yaparken şiddetli bir fırtınaya tutulurlar. Efendimiz, Felâk ve Nâs sûrelerini okuyup, Ukbe bin Amir’e buyurdu; ‘Ey Ukbe, bu iki sûre ile Allaha sığın; zira Allaha hiç bir kul bunlardan daha fazîletli birşey ile sığınamaz!’
Hadîs-i şerîflerde buyurulmuştur ki: ‘İhlas, Felâk ve Nâs sûrelerini sabah akşam üç defa oku! Bunlar sana kâfidir.’
Hazret-i Âişe, Peygamber efendimizin yatacağı vakit, "İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okuyarak, ellerine üflediğini, daha sonra da elleri ile vücudunu sıvazladığını" bildirmektedir.

felak-nas.jpeg

Nas Suresi Arapçasının Okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm.

Kul e'ûżu birabbinnâs.
Melikinnâs.
İlâhinnâs.
Min şerrilvesvâsil ḣannâs.
Elleżî yuvesvisu fî sudûrinnâs.
Minelcinneti vennâs.

Felak Sûresi Arapçasının Okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm.

Kul e'ûzü birabbil felak

Min şerri mâ halak

Ve min şerri ğasikın izâ vekab

Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad

Ve min şerri hâsidin izâ hased

6ad41eb8291c34f3faec1c2e05b637ac.jpeg
Nas ve Felak suresi Türkçe okunuşu ile de ezberlenilmekte.

Felak Suresi Türkçe Anlamı (Diyanet Meali)

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. De ki: Yaratılmışların şerrinden, karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyenlerin şerrinden ve haset edenin, içindeki hasedini dışarıya vurduğu vakit, şerrinden; şafak aydınlığının Rabbine (Allah’a) sığınırım.

Nas Suresi Türkçe Anlamı (Diyanet Meali)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. De ki: "Cinlerden olsun insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların rabbine, insanların mâlik ve hâkimine, insanların mâbuduna sığınırım!”

man-3400244-1280.jpeg

Felak Suresi : "Felak" sabah anlamına gelmektedir. Bu sure 5 ayetten oluşmaktadır. Dünyada var olabilecek çeşitli kötülüklerden, zararlardan ve olumsuz güçlerden korunmayı amaçlı bir duadır. Genellikle görülmeyen tehlikelerden ve kötülüklerden korunmak için okunur.

Nas Suresi : "Nas" insan anlamına gelmektedir. 6 ayetten oluşan Nas Suresi, ister kötü niyetli niyetlerden ister şüphe ve fitne fısıltılarından olsun, insanların şerrinden korunmak için yapılan bir duadır. Başkalarına zarar vermek, yollarından saptırmak isteyenlerin etkisinden Allah'a sığınır. Kötü enerjilerden, cinlerin ve şeytanların olumsuz etkilerinden korunma amacıyla okunur.

Bu surelerin her ikisi de günlük duaların bir parçası olarak Mü'minler tarafından yaygın olarak okunur ve manevi koruma ve rehberlik kaynağı olarak kabul edilir. İnsanları ruhsal olarak korur ve olumsuz etkilerden uzak tutma işlevini görür.

1-salat-2528salah2529-in-islam.jpeg

Nas Suresi Diyanet Tefsiri (Kur’an Yolu)

Her iki sure de Kur’an-ı Kerim’in son sayfasındadır. Allah Teâlâ insanları yaratıp maddî ve manevi nimetleriyle hem bedenen hem de ruhen beslediği, yetiştirdiği, eğittiği için kendi zatını rab ismiyle anmıştır. Ragıb el-İsfahani, “malik ve hâkim” diye çevirdiğimiz 2. ayetteki melik kelimesini özetle şöyle açıklar: Melik, emir ve yasaklarla insan topluluğunu yöneten kişidir. Bu kelime özellikle akıllı varlıkları yöneten için kullanılır; meselâ “insanların meliki” denir, “eşyanın meliki” denmez (Müfredâtü’l-Kur’ân, “mlk” md.). Yönetilen bütün insanlar olunca kanunlarıyla, buyruk ve yasaklarıyla onların yöneticisi, malik ve hâkimi de Allah’tan başkası değildir. “Mabud” diye çevirdiğimiz ilâhtan maksat da sadece kendisi ibadete lâyık olan Allah’tır (ilâh hakkında bilgi için bk. Kur’an Yolu, Bakara 2/163). Allah Teâlâ bütün mahlûkatın rabbi olduğu halde burada üç ayette de, “insanlar”ın tekrarlanarak vurgulanması, onların mahlûkatın en üstünü ve en şereflisi olduğuna işarettir. Ayrıca dünyada insanları yöneten hükümdarlar, krallar ve bunları tanrı sayıp tapan kavimler geçmişte görülmüştür, bugün de farklı boyut ve tezahürlerde görülebilmektedir. Bu sebeple surede insanların rablerinin de, hükümdarlarının da, ilâhlarının da sadece Allah olduğuna ve yalnızca O’na sığınmak, O’na tapmak, O’nun hükümranlığını tanımak gerektiğine dikkat çekilmiştir.

“Şeytan” diye çevirdiğimiz vesvas kelimesi, vesveseden türemiş, aşırılık ifade eden bir sıfat olup “çokça vesvese veren” demektir. Vesvese “şüphe, tereddüt, kuruntu, gizli söz, kişinin içinden geçen düşünce” demektir; terim olarak, “zihinde irade dışı beliren ve kişiyi kötü ya da faydasız bir düşünce ve davranışa sürükleyen kaynağı belirsiz fikir, şüphe ve kuruntu” anlamına gelir. Bir kimseye böyle bir düşünceyi telkin etmeye de “vesvese vermek” denir. Vesvese genel olarak insanı kötü, din ve ahlâk dışı davranışlara yönelten bir iç itilme olarak hissedilir. Bu anlamdaki vesvesenin kaynağı şeytandır. Nitekim birçok ayette şeytanın insana vesvese verdiği ifade edilmiştir (meselâ bk. A‘râf 7/20; Tâhâ 20/120). Kötülük sembolü olan şeytan, gerçek bir varlığa sahip olmakla birlikte onun insan üzerindeki etkisini psikolojik yolla gerçekleştirdiği düşünülmektedir (geniş bilgi için bk. Hayati Hökelekli, “Vesvese”, İFAV Ans., IV, 458). Vesvesenin bir diğer kaynağı ise kişinin nefsidir; Kaf suresinin 16. ayeti de bunu ifade etmektedir.

Vesvas kelimesi hem insanlara vesvese veren görünmez şeytanı hem de insanları yoldan çıkarmak ve onlara kötülük yaptırmak için gizlice tuzak kuran insan şeytanlarını, şeytan karakterli insanları ifade eder. “Sinsi” diye tercüme ettiğimiz hannas kelimesi ise “gizli hareket eden ve geride kalmayı âdet haline getiren” anlamında bir sıfattır.

Surede cin ve insan şerrinden Allah’a sığınmayı isteyen buyruk, bizce belirsiz bir kaynaktan veya içimizden gelen arzu, duygu ve düşünceler karşısında uyanık olmayı, bunları akıl, vicdan ve dinî değerler süzgecinden geçirmeyi de içermektedir.

Son ayet-i kerimeden de anlaşıldığı üzere insanları aldatmaya ve doğru yoldan saptırmaya çalışan iki tür şeytan vardır: Birincisi cin şeytanlarıdır ki bunlar insanların içine vesvese düşürerek onları yanlış yola sürüklemek isterler. Her insanın, kendisini kötülüklere sürüklemeye, kötü işleri onun gözünde güzel göstermeye çalışan bir şeytanı vardır. Nitekim Hz. Peygamber, her insanın kendine ait bir cini (şeytanı) bulunduğunu bildirmiştir (Dârimî, “Rikak”, 25; Müsned, I, 385). Başka bir hadiste de “Şeytan âdemoğlunun kan damarlarında dolaşır” buyurulur (bk. Buhârî, “Ahkâm”, 21). İnsanları doğru yoldan saptıran diğer şeytan ise insan şeytanlarıdır. Bunlar, gerçeklik ve değer ölçülerini kaybetmiş, kendilerini nefsânî haz ve arzuların akıntısına kaptırmış, bu manada şeytanın esiri olmuş, temiz fıtratını kirletmiş, görünmeyen şeytanlar gibi kötülük ve sapkınlık davetçisi olmuş insanlardır.

8d112b9f9c78cf9d6c6a189e72b5ee95-001.jpeg

Felak Suresi Diyanet Tefsiri (Kur’an Yolu)

“Sabah” diye çevirdiğimiz felak kelimesi “yarmak” anlamındaki felk masdarından isimdir. Yarma ve çatlatma neticesinde meydana gelen şeyin sıfatı olarak kullanılmaktadır. Yaygın yoruma göre burada Allah’ın gece karanlığını yarması neticesinde meydana gelen sabah aydınlığını ifade eder. Ancak, bir sonraki ayetle bağlantısı dikkate alındığında kelimenin, “yokluktan yarılıp çıkan mahlûkat” şeklinde özetleyebileceğimiz daha genel bir anlam içerdiğini kabul etmek gerekir. Buna göre felak kelimesi kâinatın yokluk alanından belki bir patlama ile ilk meydana gelişini ve yaratılışını ifade eder. Bu cümleden olmak üzere arzdan kaynayan pınarlar, bulutlardan boşalan yağmurlar, tohumlardan filiz veren bitkiler, rahimlerden çıkan yavrular gibi Allah’ın kudretiyle bir asıldan, bir kaynaktan ayrılıp çıkan bütün mahlûkat felak kelimesinin kapsamına girer. Ayrıca –Muhammed Esed’in de belirttiği gibi (III, 1324)– felak kelimesinin, “bir belirsizlikten (dönem) sonra hakikatin ortaya çıkışı” şeklindeki tanımı (Tâcü’l-arûs, “flk” md.) dikkate alındığında “sabahın rabbi” deyimiyle “Allah’ın, hakikatin her şekildeki idrakinin kaynağı olduğuna ve bir kimsenin O’na sığınmasının, ‘hakikatin ardından koşmak’ ile eş anlamlı olduğuna” işaret edildiği de düşünülebilir. Eski tefsirlerde felak kelimesine, “cehennemin ismi, cehennemde bir zindanın veya bitkinin ya da kuyunun ismi” gibi –bize göre isabetli olmayan– başka yorumlar da getirilmiştir (meselâ bk. Taberî, XXX, 349-351; Şevkânî, V, 616-617).

Felak ve Nas surelerinin günlük hayatta kullanımı, özellikle olumsuz durumlarla karşılaşıldığında, stresli anlarda ve kötü enerjilere karşı korunma ihtiyacı hissedildiğinde yaygındır. Bu sureler, İslam dünyasında hem manevi hem de psikolojik açıdan önemli bir yere sahiptir ve insanların yaşamlarında olumlu etkilere yol açtığına inanılır.

Nas Felak Dinle


100 Felak ve 100 Nas Suresi Okumanın Fazileti
100 Felak Suresi ve 100 Nas Suresi okumanın fazileti vardır. Bunu yapan kişiyi tüm kaza ve belalardan koruyaran adeta etrafında görünmez bir kalkan oluştuğuna inanılır. Haset, fesat, kıskanç ve kötü kalpli insanları kişiden, ailesinden ve sevdiklerinden uzak tutar.

Bu surelerin 100 kere okunduğu evde bolluk, bereket ve huzur eksilmez. Şayet bir dilek ve temenni üzerine okunmuşsa bu temenniyle ilgili en hayırlı kapılar aralanır. Allah, kolay yollardan rızık nasip eder. Korkuyu, endişeyi ve vesveseyi giderir.


FELAK NAS SURELERİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?

Abdestli dua okumak ve ibadet etmek daha hayırlı olsa da, Felak ve Nas abdestsiz de okunabilecek dualar arasındadır. Negatif varlıklardan korunmak için abdestsizken de okunabilir. Abdest aldıktan sonra okunması, sabah uyandıktan sonra ve gece yatmadan önce okunması çok daha hayırlı olan dualardandır.

ADETLİYKEN VEYA REGLİYKEN OKUNUR MU?


Kadınlar için bu dönemde ibadet şartı ortadan kalkıyor ve önerilmiyor bunun yanı sıra dua okumak için hiçbir engel bulunmuyor. Daha önce ekranlarda defalarca kendisine yöneltilen bu soruyu Nihat Hatipoğlu, "Dini açıdan hiçbir sıkıntısı yok. Yatarken, kalkarken ya da iş yaparken bunları okumak, regli bir kadına veya lohusa bir hanıma haram değil. Abdestsiz de okunabilir, bunun da sakıncası yok" diyerek cevapladı. Hatipoğlu ekliyor, "Dini açıdan hiçbir sıkıntısı yok. Korunma niyetiyle, dua niyetiyle hangi sureyi okursanız okuyun."

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.