Yüzlerce kadının çığlığına yetişti

Yüzlerce kadının çığlığına yetişti
Önce Adalet Bakanlığı, ardından da İçişleri Bakanlığı kadına şiddetin önüne geçebilmek için genelgeler yayınlayarak, özel merkezler açıldığını duyurdu. 15 ilde pilot uygulaması yapılan elektronik kelepçe sistemi kadınların imdadına yetişti.

Yüz tanıma ve parmak iziyle, özel izinle girilebilen merkezde soruşturma aşamasında şüpheliler, yargılamalarda sanıklar, cezaevlerinden denetimli serbestlikten yararlanarak tahliye olan hükümlüler ile kadına şiddet ve ailenin korunması kararları doğrultusunda takibe alınan saldırgan tutumlu eşler 7/24 izleniyor.

Mağdur kadın yanında taşıdığı telefon özelliği de olan cihaz ile saldırgan eş ise ayak bileğindeki elektronik kelepçe ve onunla bağlantılı gerektiğinde iletişim kurulmasını sağlayacak bir cihazla sisteme alınıyor. Saldırgan eş, mağdur kadına yaklaştığı anda merkezdeki görevliler harekete geçiyor. Önce mağdur kadına ulaşılarak saldırgan eşin bulunduğu yere yakın olduğu uyarısı yaparak, güvenli bir yere geçmesi isteniyor. Hemen ardından saldırgan eş aranarak, 'derhal uzaklaşması, mağdur kadına yaklaşmaması' konusunda uyarılıyor. Saldırgan, görevlinin uyarısına rağmen mağdura yaklaşmaya devam ederse güvenlik güçlerine haber veriliyor ve bulunduğu yere ekipler sevk ediliyor. Böylelikle şiddet olayı gerçekleşmeden müdahale ediliyor.

1 kişi 100 kişiyi izliyor
Ceza Tevkif Evleri Daire Başkanı Burak Ceyhan, 2013 yılında Türk Ceza İnfaz Sistemi’nde yerini bulan elektronik kelepçe sisteminin zorunlu hallerde 4 bin 500, normal şartlarda ise 3 bin cihaz kapasitesiyle çalıştığını söyledi. Elektronik İzleme Merkezi’nde 44 personelin 4 vardiya olarak 7 gün 24 saat görev yaptığını kaydeden Ceyhan, merkezdeki her bir personelin 100 kişinin takibini yaptığını ifade etti. 

'Yüksek bir koruma sağlıyor'
Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Ailenin Korunması Kanunu’nda şüpheli sanık ve hükümlüler dışında, adli boyut kazanmamış ama riskli görülen kişilerle ilgili elektronik kelepçeyle takip yapıldığını anlatan Ceyhan, "2015 yılından itibaren Adalet, İçişleri ve Aile Bakanlığı’nın imzaladığı protokol kapsamında takipleri yerine getiriyoruz. 2015-2019 yılları arasında yüzlerce mağdur kadını ve failleri takip ettik. Pilot uygulamanın çıktıları değerlendirildi. 6 ilde başlamıştı, 15’e çıktı bu sayı. Şimdiyse 81 ilde uygulanması ve elektronik kelepçe sayılarının artırılması için bu üç bakanlık bir araya geldi, çalışma yapılıyor. Kısa sürede hayata geçirileceğini düşünüyorum. Bugüne kadar takibini yaptığımız yüzlerce kadından hiçbirinin başına bir şey gelmedi. Merkezimiz çalışanları adına övünüyoruz. Şiddet mağduru kadınlarla ilgili elektronik kelepçe takibi yüksek bir koruma sağlıyor" dedi.

Ceyhan Kadına Yönelik Şiddetin önlenmesi için İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulacak yeni merkezin de mevcut kapasiteye yakın sayıda elektronik kelepçeyle çalışacağını öngördüğünü ifade etti.

' İkinci ihlalde dosyası kapatılıyor'
Soruşturma aşamasında şüpheliler, yargılamalarda sanıklar, cezaevlerinden denetimli serbestlikten yararlanarak tahliye olan hükümlülerin elektronik kelepçeyle ev hapsi takiplerinin yapıldığını da belirten Ceyhan, sistemi şöyle anlattı:

"Soruşturma ya da yargılama aşamasında ev hapsi kararı verildiğinde, bu kişinin konutuna gidiyoruz. Alıcı ve verici olarak iki parçalı bir cihazımız var. Alıcı parçayı evin merkezine yerleştiriyoruz. Balkon ve kapı da hesaba katılarak bir sınır çizilerek sisteme tanıtıyoruz. Ayak bileğine takılan elektronik kelepçeyle kişi evde serbestçe dolaşabiliyor. Ama o sınır dışına çıkılırsa anlık uyarı veriyor. Bir yıl içinde 2 kez ihlal edilirse, ikinci ihlalde dosyası kapatılıyor, Şüpheli ise tutuklu olarak, hükümlü ise şartlı tahliye tarihine kadar cezaevine dönme durumuyla karşı karşıya kalıyor."

'O sınırlar içinde elektronik kelepçeyle takip edebiliyoruz'
Ceyhan şunları kaydetti:

 "Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ev hapsi konutunu terk etmeme olarak yer alıyor. Yasada konut tabiri geçtiği için kişi yaşamını nerede idame ettiriyorsa orada ev hapsine alınabilir. Yani ikametgahtan bahsedilmiyor. Bizim açımızdan o kişinin yaşadığı alanın sınırları dışına çıkmaması esastır. Yasada da sınırlayıcı tedbir olmadığı için, resmi ikametgahlarının bulunduğu adres, evde değil kişinin beyan ettiği, ben burada yaşamımı idame ettiriyorum dediği yere gidip o sınırlar içinde elektronik kelepçeyle takip edebiliyoruz."   

400 FETÖ üyesi takipte
Elektronik izlemede suç ayrımı olmadığını belirten Ceyhan, "Terör örgütü üyesi şüpheli ve sanıklar da elektronik kelepçeyle takip edilebiliyor. Merkezimizde 400 FETÖ üyesi şüpheli ve sanık hakkında anlık takipler gerçekleştiriliyor. Örneğin FETÖ üyesi bir şüpheli hakkında İstanbul’dan çıkmama kararı var. İstanbul sınırları dışına çıkmaması lazım, çıkarsa sistem bizi uyarıyor. Merkezimiz önce sanığı uyarıyor, dikkate almazsa mahkemesine bildiriliyor" dedi.

'Alkol ünitesi ile elektronik izleme yapılıyor'
Ceyhan, merkezde mahkemeler tarafından verilen 'konutta alkol almama' kararlarının takibini de yaptıklarını bildirerek, "Şüphelinin evine yerleştirilen alkol ünitesi ile elektronik izleme yapılıyor. Kişinin referans olacak bir fotoğrafı çekiliyor. Belli aralıklarla merkezden sinyal gönderiliyor. Şüpheli o sinyal üzerine evindeki cihaza üflemek durumunda. Fotoğrafından kendisi mi bir başkası mı olduğu anlaşılıyor. Bu şekilde alkol alıp almadığını görebiliyoruz" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.