Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

İçim-iz yanıyor, korkuyorum!

Rüzgâr diye yaratana yalvarıyoruz.

Sıcaklık 38 derece rüzgâr istiyorum. Manavgat istemiyor ya, vaz geçtim.

Katil cinayet mahalline ilk gelendir.

Oturmuş karşısından izliyor mu?

Ya da uyuşturucu aldığından ne yaptığını biliyor mu?

Onun uşaklığını yaptıkları ne yapıyor? Ellerini mi ovuşturuyor keyiften?

Ya da sıradaki hedeflerinin planları mı yapıyor? 

Beynimin içinde ki bu yangın içimi kavuruyor. Ürperiyorum.

Onun arabası, diğerinin uçağı var. Vatanım da öyle şehirler var ki, uçağı var, havalimanı yok. Gar’ı var, Tren’i yok.  İnsanlar yanarak can veriyor. Hayvanlar bağırarak telef oluyor. Yangın uçağımız yok. 

İçim yanıyor, İçimmmm.!

Sebep olanlar, tedbirsizler, sorumlular. Orman-lar cayır cayır yanarken içiniz soğudu mu?

Dünya’nın hiçbir yerinde sıcaklar havalarda ormanlara girilmez. YASAKTIR. Biz de neden serbest. Veya neden denetim az.

Yasaklar delinmek içindir diyen zihniyet, alın size delmek. Hani neredesiniz kanun karşıtı delikanlılar.

Manavgat, Marmaris, Bodrum, Milas, Hozat ve Hatay’a tatile gidenler. Koşarak gittiğiniz bu yerlerden neden kaçıyorsunuz neden? Canınız kıymetli değil mi? Pekii onların değil mi idi?

Biz ülke olarak ne zaman bu kadar aciz olduk?

AB’ye “yollayın biz bakarız”, “Savaşın ortasına bırakamayız, zülüm görenlere duyarsız kalamayız” diyen hükümetimiz, ne zaman yurdumda bir afet olsa “bizim vatandaşımız cömerttir” diyerek cebine göz dikiyor. Sizin cebiniz de akrep mi var?

Azerbaycan, Rusya, Moldovya gibi ülkeler destek gönderdi. Ülke seferber oldu. Kızılay – THK çuvaldı. Yas bile ilan edilmedi. Ya, OHAL ne işe yarar? 

Anılara saygım var. Lakin telef olan o kadar can, yanarak vefat eden o kadar insan varken malı, mülkü hiç düşünmüyorum.

İçim yanıyor.

Her afette neden böyle oluyor?

Neden öncesinde planlama yapılmıyor?

Savunma eylem planı, Risk yönetimi, Araç gereç envanteri çıkartılmıyor?

Arızalı olanların onarımı neden yapılmıyor?

Her yere para varda, bunlara mı yok. Yapmayın efendiler, kıymayın canlara…

Biz Kızılay’ı hep yardım eden olarak bildik, tanıdık. Lakin bizi yine yanılttı.

Birileri çıkıp, “kahramanlarımızla gurur duyuyoruz ” diyor. Benzer cümleyi hatırlıyorum. ‘Alkışlamışlardı.’

Sonra, eylemci olup coplandılar, yerlerde süründüler, mahkemelik oldular.

Milyonlarca vergi alındığı halde, havalandıracağımız bir uçağımız dahi yok. Karadan taşıma suyu ile bu tür yangınlar sönmezz.

Neymiş efendim, uçaklar bu konularda ‘elverişli’ değilmiş. Batsın sizin eliniz, verişiniz.

Ülkeler her geçen gün Yangın Uçaklarını artırıyor. Bizimkiler faydası yok diyor. Madem yoktu. Neden çözüm bulunmadı. O koltuklar da oturanlar sizin göreviniz çözüm bulmak değil mi?

İtibar lüks uçaklarla olmaz. Fakat Yangın Uçağın varsa olur. 

Elverişli değil diyor, kiralamaları uçak olarak yapıyoruz. Bu nasıl iştir. Aziz Nesin dediğimde kızıyorsunuz! 

Cumhurbaşkanlığımıza ait 20 Uçak var. Eyvallah. Peki, beşer tane yangın uçağımız-helikopterimiz olsa fena mı olurdu?

Diğer devletlere karşı ezik kalmak beni rencide ediyor. Siz olmuyor musunuz?  Vicdanınız sızlamıyor mu?

Acaba nasıl istiyoruz? “Komşu bizde yangın çıktı, ucuz tarafından birkaç uçak gönderir misiniz?” mi diyoruz.

Bakınız, Rusya’nın 49, İtalya2nın 32, İspanya’nın 19 olmak üzere, beş ülkenin uçak sayılarının toplamı 148 adet, kiralıkları hariç. Bizde sıfır. İtibarlı olmak tam da böyle bir durumdur.

İçim yanıyor.

Madem, Uçak elverişli değil. Neden uçak kiralıyoruz? So-ru-yo-rum neden?

THK’nun uçakları arızalı imiş. Bakımları için 4 milyon bin dolar gerekli imiş. Matematiğim iyi değildir. İşin içinden çıkamadım. Yaklaşık 10 uçak kiralandı. Bu ilk kiralama değil, son da olmayacak. Hesabı siz yapar mısınız? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Canlılar ölürken Cihan devleti! Unvanını istemiyorum. 

Çaresizlik için can haykırışlarıyla bağıran hayvanların seslerini duymak istemiyorum.

Yanarak ağlayan ağaçları görmek istemiyorum.

Bunları kim yaptı ise bulunmasını istiyorum.

Anayasanın 169. Maddesinin uygulanmasını istiyorum. Daha fazla içim-iz yansın istemiyorum.

Resmi gazetede 7334 sayıyla, ,tam da orman yangınlarının başladığı 28 Temmuz 2021’de yayınlandı. Kanunun 1’inci maddesi “d” fıkrasına göre, “Kültür ve Turizm gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile” orman arazileri “kamu yararı” kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek. “Yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan” edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabilecek.

Kor-ku-yo-rum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi