Yoksulluğun gözü kör olsun

Bugün ülkemizde yoksulluğun, yoksunluğun haksızlık ve adaletsizliğin tek ama tek sorumlusu 22 yıldır bu ülkeyi yöneten siyasi iktidardır. Şimdi dilerseniz gelin hep birlikte geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimizi Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜİK verilerine durumlarını bir kez daha görmeyen gözlerin gözlerine sokalım.

Yüz çocuktan altısı eğitime başlayamıyor

Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri 2022/’23’e göre eğitim seviyesi ve cinsiyete göre ilkokullarda net okullaşma oranı 2022/'23 eğitim döneminde erkek çocuklarda % 93,8, kız çocuklarda ise %93,9 Bu sene de hâlâ yüz çocuktan altısı eğitime başlayamıyor!

Beş çocuktan biri okulu bitiremiyor!

TÜİK, Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı, 2022/'23’e göre eğitim seviyesi ve cinsiyete göre ortaöğretime başlayan öğrencilerin eğitimlerini tamamlama oranı 2022/'23 eğitim döneminde erkek çocuklarda %78,8, kız çocuklarda ise %81,8.sene hâlâ ortaöğretime başlayan beş çocuktan biri okulu bitiremiyor!

On kız çocuğundan bir çalışmak zorunda

TÜİK, Hanehalkı İşgücü Araştırması, 2023’e göre erkek 15-17 yaş arasındaki erkek çocuklarının işgücüne katılım oranı %32,2. Aynı yaştaki kız çocuklarında ise bu oran %11,5. Bu yıl yine 15-17 yaş arasındaki her üç erkek çocuğundan biri ve on kız çocuğundan biri aynı zamanda çalışmak zorunda kalıyor! On çocuktan altısı yine ancak lise altında eğitim alabiliyor. TÜİK, Dezavantajların Kuşaklararası Aktarımı, 2023’e göre kendisi 14 yaş civarında iken annesi lise altında eğitim almış olanların %56,3’ü, babası lise altında eğitim almış olanların %60’ı, yine ancak lise altı eğitimde kaldılar. Hâlâ annesi ve babası lise altında eğitim almış olan her on çocuktan altısı yine ancak lise altında eğitim alabiliyor. Çocukların yarısı, ileride de iki günde bir dahi et tavuk ve balık yiyemeyecek! TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2023’e göre kendisi 14 yaş civarında iken maddi yetersizlik nedeniyle her gün et, tavuk ve balık tüketemeyenlerin %49,1’i, aynı gıdaları 2023 yılında iki günde bir tüketemedi. Bu yıl her gün et tavuk ve balık yiyemeyen çocukların yarısı, ileride de iki günde bir dahi et tavuk ve balık yiyemeyecek!

MEB ne yapmak istiyor?

Bu hafta MEB gündemi proje okulları ile çalkalandı. Şaşkınlık yaratan proje okulu olmaktan çıkarılan okullar, tercihleri alınmasına rağmen olumlu ya da olumsuz neticelenmediği için hayal kırıklığı yaşayan idareciler ve süreci şeffaflıkla yönetemeyen bürokratlar…

Bilindiği üzeri mevcut Milli Eğitim Bakan’ı Yusuf Tekin’in müsteşarlık döneminde gündeme taşıdığı, yurt içinde ve yurt dışında yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşmaları çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar ile belirli eğitim reformu ve programları uygulayan okulların proje okulu olarak belirlenmesi amacıyla gündeme taşınmıştı. Fen Liseleri, Spor Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri ve hatta Gastronomi Liseleri kurulması hedeflenmişti. Bu çerçevede 1 Eylül 2016 tarihli yönetmelikle usul ve esaslarının belirlendi. İlk oluşturulan ve yayımlanan yönetmelikte alanında nitelikli öğretmen ve idareci alımı hedeflendi. Peki gerçekten bu uygulanabildi mi?..

Aslında 2018 yılına kadar aslına uygun sürdürülen sistem değişen 2 bakan döneminde hedefinden şaşmış gözüküyor. Türkiye’de siyasetin her alana el atmasından maalesef bu alan da nasibini almış. Her vekil, her bakan kendi mezun olduğu liseyi ya da iline hizmet ettiğini düşünerek tamamen siyasi sayiklerle proje okulu kapsamına bir şekilde aldırmış! Tabii bununla da yetinmemiş. Müdürünü yönetmeliğe uymasa da atattırmış! Yönetmelikte “Fen liselerinin müdürleri Matematik, Fizik, Kimya veya Biyoloji alan öğretmenleri arasından seçilir” derken Edebiyat mezunları Fen Liselerine müdür yapılmış. Müdür de işaret edilen öğretmenleri okuluna çekmiş…

Bu alan rağbet görünce proje okullarının çıkış hedefi %2 ya da %3 oranı hedeflenirken bu oran %17’ye çıkmış.

Şimdi neler oluyor?

Aslında olan, proje okullarının çıkış amacına dönüş yapmasının ve 2016’da çıkarılan yönetmelik çerçevesinde liyakatin sağlanması amaçlanıyor. Ancak MEB bunu yaparken her zaman olduğu gibi bir iletişim zafiyeti yaşıyor. Doğru bir amaçla yola çıkıp kafa karışıklığına ve kaosa neden oluyor. Haber başlıklarında “Proje okulları kapatıldı” ifadesini gören LGS velileri sınava az bir zaman kala endişeye kapılıyor. MEB’in kısa sürede şeffaf, açıklayıcı bir basın duyurusu yapması gerektiği aşikar. Zira ülkemizde ne yaptığınız kadar ne yaptığınızı net bir şekilde anlatmanız çok önemli. Hele de hitap ettiğiniz kesim her aileye dokunuyorsa…

Almanya bizi kıskanıyor…

Almanya-Türkiye hattında yaşayan arkadaşım şaşkınlıkla anlatıyor. ‘Her gelişimde Türkiye’deki gıda fiyatlarındaki artışa inanamıyorum’ Geçen hafta Almanya’da en iyi kasaptan kıymayı kilosu 10 Euro’ya almış. Türkiye’de aynı kıymaya 16 Euro karşılığı 550 TL verince düşünmüş; ‘Memlekette yaşamak artık gerçek bir mucizeye dönüştü! ’‘Ne yiyip ne içiyor insanlar?’ dedi… ‘ne yiyor ne de içiyorlar!’ dedim… ‘Pahalı olmasının yanı sıra, sebze ve meyvelerde tarım ilacı, kuruyemişte küf-zehir kalıntısı ile yiyip içenlerin de pişman edildiği insanların ülkesi’ diye ekledim…Sohbet sırasında gıdadan kıyafete hesaplar, kıyaslamalar yaptık… Almanya’daki asgari ücret 150 kilo et alırken Türkiye’deki 30 kilo…

Bereketli topraklar cehenneme döndü

Almanya’daki şu kadar benzin alırken bizde bu kadar. Dünyanın en bereketli topraklarını yurttaşı için cehenneme dönüştürdü AKP… Savaş koşullarında bile olmayacak pahalılık; kiradan ulaşıma, gıdadan sağlığa. Türkiye’de! Savaş var mı? Yok! Neden bu enflasyon? Alım gücündeki bu yok oluş neden?!

CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz geçen yıl ile en asgari seviyede kıyas yapmış; ‘Geçen yıl etin kilo fiyatı ortalama 240 TL, kıymanın kilosu 210 TL ve tüm tavuğun kilo fiyatı 44 TL'ydi. Bu yıl et 550 TL’ye, kıyma 400 TL’ye ve tavuk 75 TL’ye yükseldi…’ Velilerin kabusu haline gelen özel okul sahipleri de et fiyatlarını baz almış olacak ki, servis, yemek, kırtasiye ücretlerini patlatıp okul ücretlerini iki katına çıkardılar. Ama sorarsanız devletin tespit ettiği yüzde 56 maksimum zam sınırının içinde kalıyorlar!

Yani ne kira zam oranındaki sınıra ev sahipleri uyuyor, ne de eğitim zammına okul sahipleri. Kirada oturan da, çocuğunu özel okula gönderen de kendisine dayatılanı kabul etmek zorunda kalıyor! Toplumdaki derin bunalım Saraylıların umurunda değil çünkü onlar tam olarak bunalımı yönetmek ve oya devşirmek için siyaset yapıyorlar.

Halk uyanıp da şu soruyu sorarsa bütün ‘düzenlerinin’ bozulacağının farkındalar…

‘Toplanan vergiler nereye gidiyor?!’

Bir araba kendimize üç araba devlete alıyoruz!

Orta ölçekli bir otomobile sahip olmak için AKP iktidarına ayrıca üç otomobil parası vergi ödüyoruz.

Akıllı telefon için, bir kendimize alıyor, telefon parası kadar vergiyi hükümete veriyoruz!

Vergi uzmanı Ozan Bingöl’ün hesapları…

Ne oluyor bu vergiler? Nasıl harcanıyor?

Bu soruları vatandaş aklına takmasın diye yaratmayacakları ‘gündem’ yok! Almanların gıda enflasyonu, geçim sıkıntısı ya da çocuk açlığı gibi dertleri yok. Özel okul gündemleri de yok, eğitim ücretsiz…

kutu.png


Türkiye'de araba Almanya'da uçak

Almanya’dan gelen arkadaşım ortalama bir Almanın sahip olduğu otomobillerin Türkiye’de uçak fiyatında olduğunu görünce anlatmaya devam etti; ‘ 800 euro aylık taksitle lüks otomobil aldım. Dönem sonu Türk parası ile 800 bin TL’lik bir toptan ödeme yapacağım. Hiç zorlanmadan en iyi otomobile biniyorum’ Dünyanın en lüks ve güvenli otomobillerinden birine taksitle sahip olmak! Biliyorsunuz, Türkiye’de otomobile uygun kredi de vermiyor bankalar… İmkanı olanlar 8-10 milyonu biriktirip bir kerede ödüyor!

Emekli emekleyemiyor bile

Emeklilere, dar gelirlilere bakıyorum… Saray’ın değirmen gibi öğüttüğü yaşamlara… AKP masallarını büyülenmiş gibi tekrar edenler var. ‘Almanya bizi kıskanıyor’ diyenler… İmam ne diyorsa, cemaati ezberliyor… Aynı gemide kimileri boğulurken, kimilerinin gözleri, akılları, kalpleri bağlı, masal dinliyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi