Kapitülasyonlar

Kapitülasyon, kelime kökeni olarak “antlaşma”dan gelmektedir (it.     capitolazioni). osmanlı’da ise belli     ülkelere verilmiş ticari, idari ve adli öncelik ve ayrıcalıklar, kapitülasyon olarak         tanımlanmıştır. 
Kapitülasyonları büyük bölümü, antlaşma sayılmalarına rağmen, padişah lütfü olarak veriliyor ve padişahın isteği ya da üzerine yürürlükten kaldırılıyordu. 
Osmanlı, ekonomik çöküşündeki en önemli nedenlerden biri olan kapitilasyonlarla ilk kez Fatih Sultan Mehmet’in 1453'te İstanbul'u feth etmesi ile birlikte, Bizans'ın daha önce Avrupalı tüccarlara tanımış olduğu ayrıcalıklarını bazı küçük sınırlamalar koyarak         tanışıyordu. 
Osmanlı tarihinde kapitülasyon ayrıcalıkları kanuni sultan Süleyman tarafından 1535 yılında fransa kralı ı. françois' i korumak için verilmiştir bu imtiyazlara göre :
 * ticaret yapan fransız tüccarlar 10 yıl vergiden muaf olacaktır* fransız mallarının değeri üzerinden % 3 gümrük vergisi alınacaktır,* fransız vatandaşları arasındaki antlaşmazlıkları fransız konsolosu çözüme kavuşturacaktır. osmanlı vatandaşları ile ilgili olan antlaşmazlıklar ise fransız elçiliği görevlisi hazırda olup, osmanlı kadıları tarafından çözülecektir.Verilen imtiyazlar Padişahların hayatlarıyla sınırlı olsa da maalesef, kanuni' nin ölümünden sonra 1569 yılında genişletilmesi ile vergi muafiyeti sonsuz olmuştur. ayrıca antlaşması olmayan devletlere ait gemiler de osmanlı kontrolü altında bulunan sularda, fransız bayrağı çekerek girmişlerdir.
1740 yılından sonra, başta İngiltere olmak üzere pek çok ülkeye tanınan kapitülasyonlar, Osmanlı ekonomisi, sanayisi, adli vb. sistemleri için büyük bir problem halini aldı. Söz konusu ticari ve hukuki ayrıcalıklar birikerek ve güçlendirilerek, 19. yüzyıla kadar gelecek ve ciddi sorunlara yol         açacaktı. 
Önceleri tek taraflı olarak ve egemen konumdaki Osmanlı’nın çıkarları gözetilerek verilen bu ayrıcalıklar, sonraları Devlet-i Ali’nin elindeki bazı hakların ikili anlaşmalarla yabancı devletlere bırakıldığı bir sisteme         dönüşecekti.
Osmanlı Devleti Sanayi Devrimini gerçekleştiremediği için Osmanlı pazarlarında Avrupalı devletlerin ucuz malları dolaşmıştır. Rekabet edemeyen Osmanlı esnafı ise dükkan kapatmak zorunda kalmıştır. Osmanlı bütçesi sürekli açık vermiştir. 
Osmanlı İmparatorluğu, bu ayrıcalıkları 15. yüzyıldan itibaren Avrupa devletlerine ve bu devletlerin vatandaşlarına vermeye başladığında, elbette ki hedefi başkaydı. İmparatorluk yükseliş dönemindeydi; dönemin şartlarına uygun olarak verilmiş bu ayrıcalıkların ekonomiye katkısının yanı sıra “düşmanımın düşmanı benim dostumdur.” Düşüncesi ile  avrupa’da yeni siyasal müttefikler edinebilmek ve hiristiyan birliğini bozma amacını taşıyordu. Ancak Osmanlı, o dönemde böylesine sakıncalı bir ayrıcalığın ileride nelere mal olacağını hesap edememişti.  
Türk ulusunun ekonomik bağımsızlığı yanında milli bağımsızlığını da zedeleyen kapitülasyonlar, Türk Kurtuluş Mücadelesi sonrasında İtilaf Devletleri ile 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması’yla ATATÜRK'ün İsmet İnönü’ye verdiği kesin direktifler üzerine ihtilaf devletlerinin büyük baskılaranıa rağmen kaldırılmıştır. ve böylelikle Kapitülasyonlar çerçevesinde Türk karasularında, akarsu ve göllerinde gemi bulundurma, onlara gidiş geliş ve taşıma yapma hakkı yabancı bandıralı gemilere verilen kabotaj  ayrıcalığı Lozan Antlaşmasıyla sona ermiş oluyordu.
ATATÜRK aynı tarihlerde İzmir iktisat kongresi'ni toplayarak batılı devletlere bir mesaj da vermiştir Türkiye Cumhuriyeti kapitülasyonları tanımayacağını ifade ettiğinde İngiltere görüşmelerden çekilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti'ni savaş ile tehdit etmiştir. Türkiye cumhuriyeti savaş konusunda "biz müsaitiz bekleriz" tavrı içerisine "beyler unutmayınız ki, buraya mondros'tan değil mudanya'dan geliyoruz..." şeklinde ayar verdiği, asıl barış isteyen ve son savaşlarda yenilen tarafın kendileri olduğunu hatırlayan batılı devletler bu konuda daha fazla ısrar edememişti.
İngiltere ve Fransa (destekçileri olarak ayrıca abd) lozan antlaşması sırasında kaldırılmaması için ellerinden geleni yapmış, inönü'nün tüm çabalara rağmen geri adım     atmaması üzerine "bari 5 sene için daha         geçerli olsun" şeklinde komik bir pazarlığa girmişlerdi. 
Sonuçta Osmanlı imparatorluğu’nun o veya bu düşünceyle uygulamaya koyduğu dış ülkelere imtiyaz hakkı veren kapitilasyonlar. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti tarafından Lozan antlaşmasıyla yürürlükten kaldırılıyor böylelikle Türk Milleti yüz yıllarca taşıdığı sırtındaki en büyük ekonomik yükten kurtuluyordu. 
Bunları neden anlattığımı merak ediyorsanız hemen söyleyeyim : 
Ülke toprakları içinde emperyalist firmaların rahatlıkla at koşturmasını sağlayan, kamu hukukunu etkisiz kılan, topraklar üzerinde bir anlaşmazlık olduğu zaman ne idare mahkemelerinin, ne yargıtayın müdahale edememesini sağlayan ve emperyalist gücün belirleyeceği hakem heyetine karar verme yetkisini veren “TAHKİM” yasası Türkiyenin en büyük utanç kaynaklarından biri olarak kapitilasyonların yerine yürürlükte olduğunun kaçımız farkındayız?
Apar topar meclisten geçirilen, içeriğinde, tekrar hortlamaya başlayan dış ülkelere ekonomik ayrıcalık barındıran hakkında basına ambargo konan, ülke topraklarını adeta peşkeş çekmek için hazırlanmış 57.hükümet tarafından çıkarılan “TAHKİM YASASI” ile Türk milletine adeta kapitilasyonlarda olduğu gibi pranga vurulmuş olmuyor mu? 
Hemen hiç kimsenin hakkında çok bilgi sahibi olmaması da bu operasyonun sizcede  son derece büyük başarı ile yapıldığının da ispatını değilmidir?.
Sözün özü, bir imparatorluğun. Önce ekonomik sonrada fiziksel olarak çökmesine sebep olan ve başta masumane düşünceler ile uygulanan Kapitilasyonları Lozan’da  kaldırtan Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi, Mustafa Kemal ATATÜRK’e  yaşasaydı aranızda bu “TAHKİM” yasasını izah edebilecek, anlatabilecek olan kimse var mıdır?
Ondan da vazgeçtim dayatılan bu modern kapitilasyonları kaldırabilecek bir yiğit         var mı
Hiç sanmıyorum…
Vesselam…… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi