Müziğin hayatında olmadığı bir an yok

Müziğin hayatında olmadığı bir an yok
Yeni nesil şarkıcılar arasında dikkat çeken Nova Norda lakaplı Ecem Böke, hayatına ve müzik yolculuğuna dair bilinmeyenleri anlattı. Böke, “İşimi seviyorum. İnanın müziğin hayatımda olmadığı bir an bile yok” diye konuştu

Nova Norda, gerçek adıyla Ecem Böke… Kurumsal hayatı yarıda bırakıp, ‘Gönülden seviyorum.’ dediği müziğe yönelen, bunun yanı sıra çok sayıda teklisi bulunan Böke, ilk albümü ‘Paralel Evrende Dünya Tarihi’ni ise geçtiğimiz ay müzikseverlerin beğenisine sundu. Yeni projesiyle dikkatleri çeken Ecem Böke ile kariyeri, parçalarının hikayesi ve hayalleri hakkında konuştuk.


Gerçek adınızın Ecem Böke olduğunu biliyoruz. Sahne adınız 'Nova Norda'nın anlamı nedir?
Nova Norda, ‘Kuzey yıldızı’ demek. Bir ormanda kaybolsak, kuzey yıldızı bize nasıl yön gösterirse, içimizdeki seslerin ve tutkuların o ölçüde hayatın karmaşasında bize yön gösterdiğine inanıyorum. Müziği seçmeme sebep olan şeyin bu iç seslere kulak vermem olduğunu düşündüğümden, sahne mahlasımı bu sezgilere ithaf etmek istedim.

Peki 'Nova Norda'yı 'Nova Norda' yapan nedir?
Bunu sanırım dinleyenler daha iyi cevaplayacaktır ama bana göre; yaşadığım olayları irdeleyip, şarkılara dökmeye gayret etmek, yaşamadığım şeyleri tutsun diye yazmıyor olmak; yani o samimiyet diyebilirim. Dinleyenler şarkılarda gerçek hikayelerle karşılaşsınlar istiyorum. Bu şarkı yazarken benim için vazgeçemediğim bir unsur…
 

Yıllarca radyo sanatçısı olmak isteyen ancak ailesi müsaade etmeyince hayalini gerçekleştiremeyen babaanneniz, müzik eğitimi görmeniz konusunu babanıza vasiyet etmiş. Bunun üzerine küçük yaşlarda piyano dersleri almaya başlamışsınız. Babaanneniz sayesinde hayatınız değişmiş diyebilir miyiz?
Kesinlikle diyebiliriz. (Gülüyor.) Müzik kulağım olduğunu ilk o fark ediyor. Onun vasiyetiyle bir piyano alıyoruz ve hayatım değişiyor. Müziğin hayatımda olmadığı bir gün bile olmadı o günden sonra. Babaanneme çok şey borçluyum.

Müzik serüveninize de Boğaziçi Üniversitesi'nde sosyoloji eğitimi aldığınız sıralarda katıldığınız rock korosunda adım atmışsınız. Ardından özel sektörde başlayan kariyerinizi yarıda bırakıp, profesyonel müziğe yönelmişsiniz. Bu süreci anlatabilir misiniz?
Dediğim gibi; müziğin hayatımda olmadığı bir an bile yoktu. En çok da üniversitede müzik kulübünde müzikle haşır neşir oldum. Sonra zorunda olduğumu düşündüğümden, mezun olunca kurumsal kariyere atıldım ama içime sinmeyen çok fazla şey oldu. Bu kariyer değişimi de benim için çok doğal akışında gelişti ve müzik aşkı istemsizce beni buraya kadar yönlendirdi. Müzisyen olmaya karar vermek yaşadığım en zor ama en heyecanlı süreçti diyebilirim. Her şey kendiliğinden, olması gereken yeri buldu.

İlk tekliniz 'Çıktım Bir Yola', adeta müzik yolunda attığınız ilk adımı anlatıyor. 'Çıktım Bir Yola'nın sizdeki yeri nedir?
Aynen öyle… Yazdığım ilk parça ‘Çıktım Bi Yola…’ Kurumsal günlerimde, bir kaçış olarak müzik yapıyor, şarkılar yazıyordum. Bu parça ortaya çıkan ilk parçam oldu. Bu yüzden de ilk onu yayınlamak istemiştim.



İlk solo stüdyo albümünüz 'Paralel Evrende Dünya Tarihi' de kısa bir süre önce yayınlandı. Intro ile beraber 7 şarkıdan oluşan projenizi biraz anlatabilir misiniz? Nasıl geri dönüşler aldınız?
Beklediğimin ötesini yaşadım! Dinleyenler çok sevdi ve bu beni tahmin ettiğimden çok daha fazla heyecanlandırdı. Albümde ‘Tarih kitaplarını açtığımızda nasıl olaylar görseydik, şimdikinden daha güzel bir dünyada yaşıyor olurduk?’ sorusuna 6 farklı görsel cevap arıyoruz. Her parça görselleşirken başka bir tarihi döneme ve coğrafyaya ışınlıyor bizi. Bunun için FamHub ile çalıştık ve hayallerimin ötesini gerçekleştirdiler. Onların gösterdiği büyük itina dinleyiciler tarafından da fark edildi.

'Peşindeyim Kendimin' tekliniz için 'Beni en çok gaza getiren parça' demiştiniz. Hikayesini anlatabilir misiniz?
‘Peşindeyim Kendimin’, ‘Biz nazik insanlar olmaya gayret ettiğimiz, kendi iç dünyamıza kulak vermeyi sürdürdüğümüz sürece başka kimsenin ne dediğinin önemi yok’ demek için yazığım bir parça. Kendime de iyi gelsin diye yazmıştım. Bu yüzden yaratıcı süreçlerde ne zaman insanların ne düşüneceğine dair endişeye düşsem açıp, bu parçayı dinliyorum ve bana büyük bir güç veriyor.

'Pelin' adlı şarkınızın sizin için ne kadar özel olduğunu biliyorum. Acısıyla sarsıldığınız halanızın ardından notalara döktüğünüzü dile getirmiştiniz. Bu süreçte üzüntünüzü kaleme alırken neler hissettiniz?
Yazması hem en kolay, hem de en zor parçaydı benim için… Çünkü o duygularla her masanın başına oturduğunda yüzleşmek çok zor ama süreç olarak çok hızlı aktı. Biriken duygular hızla kelimelere dökülüverdi diyebilirim. Gerçek yaşanmışlıkların içinden, gerçekten ne hissettiğimi bulup, iyi rafine etmeye gayret edince bu parçalar çok hızlı akıp, çıkıyor benden. ‘Pelin’ de öyle oldu benim için…

13 Mayıs'ta gerçekleştirdiğiniz konserde sahneye çıkmanızı beklerken hayranlarınızın heyecanına tanık oldum. Birçok kişiyle beraber şarkılarınızı seslendirmek sizlere neler hissettiriyor?
Efsane! O konser bizim şu ana kadar en çok hazırlandığımız konserdi. Yaklaşık 40 kişilik ve aylar süren bir emek vardı. Karşılığını bu kadar büyük bir coşkuyla aldığımız için gerçekten çok mutluyum. O günü bir daha yaşamak çok isterdim. (Gülüyor.) Neyse ki önümüz festival dolu!

'Nova Norda' kolyelerinizin ve tasarımının bir hikayesi var mı?
Tasarımı, orkestramızın gitaristi Ömer Okan’ın kız kardeşi Elif gerçekleştirdi. Bütün ekip aile gibiyiz ve ekibimizin aile üyeleri de zamanla bize dahil oldu. Sahnede davulcumuz Cenk’in eşi Neslihan dans ediyor, kız kardeşim kostümlerimizde bize asistanlık ediyor, Elif kolyeleri tasarlıyor… Gerçekten aile gibi bir ekip olduk zamanla ve çok mutluyum.

İlham kaynağınız nedir? Neler sizi üretmeye teşvik eder?
Yoğun yaşanmışlıklar… Hani olduktan sonra hayatınızda yeni kapılar açan olaylar vardır ya… Ben o anları parçalara dökmeyi çok seviyorum. Günlük tutmak gibi… Gerçekten ne yaşadığımı, neler hissettiğimi anlamak için çokça içime dönüyorum ve eğer dürüst cevaplar bulabilirsem parçalara dökmeye çalışıyorum. Dökebildiğim zaman, bir ömür gururla söyleyeceğime inandığım şarkılarım olmuş oluyor ve her seferinde gözlerim doluyor. Yaptığım mesleği gerçekten çok gönülden seviyorum.
 

Müzik yolculuğunuzda bundan sonraki planlarınız nedir?
Sahneler benim için çok önemli. Bu ara sahnelere ve seyircilere yaşatmaya çalıştığımız deneyimi geliştirmeye gayret ediyoruz. En önemli gündemim bu diyebilirim.

 

'Asla dinlemekten sıkılmam' dediğiniz şarkılar var mı?
‘Hozier - Take Me to Church’, benim için o parça. Hikaye anlatımı o kadar iyi ki… Her seferinde ‘Nasıl yazmış olabilir?’ diye hayretlere düşüyorum.

Çince R&B ve Rusça şarkılar dinlemeyi sevdiğinizi duymuştum. Bu ilginiz zamanla ne yöne evrildi?
Dünyanın her köşesinden müzikler dinlemeyi seviyorum. Özellikle başka dillerde parçalar duyduğum anda ilgimi çekiyor. Hecelerin kullanımı, dil ne olursa olsun benzer çoğunlukla. Bu yönü kendi dilime nasıl aktarabileceğimi araştırıyorum.

Boş vakitlerinizi nasıl değerlendirmekten hoşlanırsınız?
Tam olarak öyle bir günden sesleniyorum… Ben henüz boş vakitlerimi çalışmadan, hayal kurmadan değerlendirebilmeyi öğrenebilmiş değilim ve bu günlerde mutlaka bir bocalıyorum. (Gülüyor.) En sevdiğim şey müzikle uğraşmak olduğu için, kendimi boş vakitlerimi değerlendirirken mutlaka mesleğimle ilgili bir yerde buluyorum.

Kendinizi 5 kelime ile anlatmanızı istesem...
Heyecanlı, iletişimi oldukça kolay, genellikle neşeli, çalışkan ve bazen fazla işkolik biriyimdir diyebilirim. (Gülüyor.)
 

Aşk sihirli bir duygu
Son olarak aşk hayatınız nasıl gidiyor ve özel yaşantınız şarkılarınızın ortaya çıkmasında ne ölçüde etkili?
Her yoğun yaşanmışlık gibi aşk da parçalarıma yön veriyor ama duygularımı iyi anlamlandırıp, süzmeye çalıştığım için her zaman parçalara dökmek istemiyorum. O yüzden yazdığım aşk şarkısı çok az. (Gülüyor.) Bence aşk insanların yaşama şansına sahip olduğu çok sihirli bir duygu… Ben bu duygu yoğunluğunu çok ilginç buluyorum. Bu hissin ömrüm boyunca bana daha bir sürü güzel parçalar yazdıracağına eminim!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.