Musluklardan çamur akıyor!

Musluklardan çamur akıyor!
İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin başkanlığında deprem bölgesinde 9 gün inceleme yapan Glecek Partili ekip kapsamlı bir rapor hazırladı.

İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin başkanlığında deprem bölgesinde 9 gün inceleme yapan Glecek Partili ekip kapsamlı bir rapor hazırladı. İki bölümden oluşan raporda, su sorununa dikkat çekilerek, içme suyu şebekelerinin gerek deprem anında, gerekse de hafriyat kaldırma işlemleri sırasında büyük oranda hasar gördüğü kaydedildi. Raporda, “Şehirlerimizin birçoğunda içme suyu hattından gelen sular musluklardan çamurlu akmaktadır. Musluk suyu içilememektedir. Bu sorun beraberinde sağlık sorununu da getirmektedir” denildi.

EKREM HACIHASANOĞLU - Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin'in başkanlığında oluşturulan bir ekip deprem bölgesinde 9 gün incelemede bulundu. Depremzede vatandaşların şikayet ve taleplerini dinleyen ekip, 25 Ağustos2 Eylül tarihleri arasında Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Hatay, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa illeri ve sekiz taşra ilçesi ile beş köyü ziyaret etti. Ayrıca, her gittiği vilayette konteyner kentleri de ziyaret eden ekkip, koordinatör kaymakamlardan ve bizzat vatandaşlardan bilgi aldı.

9 günlük inceleme

Yapılan ziyaretin ardından oluşturulan kapsamlı rapor, Cumhurbaşkanlığı makamına, TBMM Başkanlığına, ilgili bakanlara ve siyasi partilere de ileteceklerini açıklayan Şahin, “Türkiye, 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş depremleri ile tarihimizin en büyük deprem kayıplarından birisini yaşamıştır. Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, 11 il 62 ilçe ve yaklaşık 10 bin 190 köyde can ve mal kaybına sebep olmuştur. İlk günden beri depremin yaraları sarılmaya çalışılsa da önemli aksamaların olduğu da bir gerçekliktir. Gelecek Partisi olarak deprem bölgesindeki son durumu yakından gözlemleme adına bir heyet ile bölgede 9 günlük ziyaret programı gerçekleştirdik” açıklamasını yaptı.

Toplu konutlar yetersiz

Program kapsamında; illerde ve ilçelerde TOKİ şantiyelerini ziyaret ettiklerini, yetkililerden bilgi aldıklarını belirten Şahin, “Konteyner kentler ziyaret edilerek, burada yaşayan vatandaşlarımızın yaşam koşulları gözlemlenmiştir. Ayrıca şehir merkezleri ziyaret edilerek ağır hasarlı binaların son durumu, şehirlerde yaşanan sorunlar yakından takip edilmiştir. Deprem bölgesinde yapılmakta olan toplu konutların yetersiz olduğu, bölgede daha fazla konteynere ihtiyaç duyulduğu, mevcuttaki konteyner kentlerin kışa hazır olmadığı, ağır hasarlı binaların önemli bir bölümünün halen yıkılmadığı, yerinde ayrışma sorununun büyük zararları olduğu, eğitim faaliyetlerinde aksamalar olacağı, şehirlerde içme suyu sorununun olduğu, ticari hayatın canlandırılması gerektiği önemli tespitlerimizdir” diye konuştu.

Deprem siyaset üstüdür

Hazırlanan raporun 2 bölümden oluştuğunu dile getiren Şahin, “Birinci bölümde; bütün şehirlerde ortak olarak görülen deprem bölgesinin genel sorunları ele alınmıştır. İkinci bölümde de ziyaret edilen şehirlerin tespit ettiğimiz özel sorunları açıklanmıştır. Raporumuzda yapılan tespit ve gözlemler resmi verilere dayanmayıp, heyetimizin ziyaretlerde elde ettiği gözlemlerin sonucunda oluşan kendi kanaatlerine dayanmaktadır. Gelecek Partisi olarak deprem konusunu siyaset üstü bir konu olarak görüyoruz. Dolayısıyla deprem bölgesi ziyaret programımızda da yapıcı muhalefet anlayışımızı sonuna kadar ortaya koymuş bulunuyoruz. Heyetimiz tarafından oluşturulan rapor ile deprem bölgesinin aksayan sorunlarına çözüm sunmak, mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Bu bakış açısıyla çalışmamızın ve raporumuzun sürece fayda sağlamasını temenni ediyorum” dedi.

Mağduriyet giderilmedi

Raporda Genel Sorunlar başlığı altında, 6 konu ele alındı. Raporda sorunlar, “Barınma ve konut sorunu, konteyner kent sorunları, eğitim faaliyetleri, ağır hasarlı binaların yıkımı, içme suyu sorunu ve ticari hayatın son durumu” şeklinde sıralandı. Barınma ve kent sorunu kapsamda yapılan analizde, “Bu konuda yapılan gözlemimizin en önemli sonucu; mevcutta yapılmakta olan inşaatların önemli bir bölümünün bahse konu 1 yıllık sürede (2024 Mart) tamamlanabileceği görülmüştür. Ancak ne var ki; teslim edilecek konut sayısının mevcut mağduriyetin çok az bir bölümünü karşılayacak durumda olması sürecin en önemli sorunu olarak karşımızda yer almaktadır. Yani yapılmakta olan inşaat sayısı iktidar yetkililerinin bahsettiği sayılarda olmayıp, konut ihtiyacı konusunda depremzedelerin önemli bir bölümünün mağduriyetinin devam edeceği açık bir şekilde ortadadır. Ayrıca yapımı tamamlanacak olan toplu konutların kimlere, hangi şartlarda dağıtılacağı konusunda da belirsizlikler mevcuttur” denildi.

Konteynerler kışa hazır değil

Konteyner kent sorunları başlığı altında ise “Ziyaret ettiğimiz her ilde; kurulan konteyner kentlerin haricinde konteyner ihtiyacı söz konusu olmakla birlikte vatandaşların yer yer çadırlarda yaşadığı da tarafımızca tespit edilmiştir. Konteyner tahsisi yapılamayan vatandaşlar akrabalarıyla aynı konteynerleri paylaşmakta, dolayısıyla da konteynerlerde vatandaşlar çok kalabalık nüfuslar halinde yaşamak zorunda kalmaktadır. Konteyner kentler için en önemli tespitimiz; konteyner kentler kışa hazır değildir. Bazı bölgelerde yağış sonrasında konteyner çatısından içeriye su akmalarının olduğu tespit edilmiştir. Bazı noktalarda da alt yapının yanlış hazırlanması nedeniyle yağışlarda farklı sorunlar yaşandığı bilgisi aktarılmıştır. Konteyner kentler ivedi bir şekilde kışa hazırlanmalıdır. Temel ihtiyaçlar olan su, elektrik gibi hizmetlerin sık sık kesintiye uğraması konteyner kentlerde hayatı olumsuz etkilemekte, günlük işleri aksatmaktadır. Yaşanan içme suyu sorunu da sağlık sorunlarına sebep olmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Yeterli derecede servis yok

Deprem bölgesindeki eğitim sorunlarına da değinilen raporda, “Depremde yıkılan ya da zarar gören okullardaki öğrencilerin başka okullara nakledilmesi diğer okullardaki sınıf başına düşen öğrenci sayısının artışına sebep olmaktadır. Dolayısıyla da eğitimde kalite sorunu ortaya çıkacağı önemli bir gerçekliktir. Konteyner kentler, eğitim faaliyetlerine tam olarak hazır durumda değildir. Bazı konteyner kentlerde ana okul ve ilkokul hazırlıkları halen devam etmektedir. Bu konuda eksiklikler hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır. Başka okullarda okuyan öğrencilerin konteyner kentlerden diğer okullara taşınması da ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentlerde yeterli servis olmadığı bilgisi de önemli bir tespittir. Servis taşımacılığı hususundaki belirsizlik çok sayıda vatandaşımız tarafından tarafımıza iletilmiştir. Öğrenci taşımacılığındaki aksamalara ilişkin gerekli önlemler alınmalıdır. Tecrübeli öğretmenlerin tayin isteyerek deprem bölgelerinden ayrılması da nitelikli eğitim açısından önemli bir sorun olarak görülmektedir. Üniversite öğrencileri için de
barınma/konut ihtiyacı önemli bir sorun olarak durmaktadır” denildi.

Teşvikler yetersiz

Gelecek Partisi ekip tarafından hazırlanan raporda deprem bölgesinde ciddi bir içme suyu sorunu olduğu belirtildi. “Depremde ağır hasar gören şehirlerimizin birçoğunda içme suyu sorunu en önemli başlıklardan birisidir” denilen raporda, “Şehirlerde içme suyu şebekesi, gerek deprem anında, gerekse de hafriyat kaldırma işlemleri sırasında yerinde ayrışma vs. yanlış işlemlerden dolayı büyük oranda hasar almış vaziyettedir. Şehirlerimizin birçoğunda içme suyu hattından akan sular çamurlu bir şekilde musluklardan akmakta, musluk suyu içilememektedir. İçme suyu sorunu beraberinde sağlık sorununu da getirmektedir. Özellikle de okulların açılmasıyla bulaşıcı hastalıkların daha çabuk yayılma riski de bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı. Genel sorunlar kapsamında son olarak ticari hayat değerlendirildi. Bu bölümde, “Deprem bölgesindeki esnaflara, iş insanlarına yönelik teşvikler de yetersizdir, zor durumda olan deprem bölgesi esnafı çaresiz bırakılmaktadır. Bazı illerimizde esnafımıza yönelik prefabrik iş yerleri tahsis edilmiş ise de; bu hizmet çok yetersiz kalmıştır. Bazı illerimizde ise böyle bir hizmet hiç yapılmamaktadır” saptaması yapıldı.

YIKIMLAR ÇOK YAVAŞ İLERLİYOR

Genel sorunlar kapsamında ele alınan ağır hasarlı binaların yıkımı hakkında bilgi verilen raporda, “İllerimizin bazı bölgelerinde halen depremde yıkılan binaların enkazlarının kaldırılmadığı görülmüştür. Ağır hasarlı binaların önemli bir bölümünün hala yıkılmadığı, yıkımların yavaş ilerlediği, bu binaların büyük bir tehdit olarak durduğu önemli bir tespitimizdir. Örneğin Malatya’da yıkılması gereken 36 bin binadan ancak 5 bin kadarının yıkıldığı bilgisi aktarılmıştır. Yerel yönetimlerin özellikle şehirlerin ana caddelerindeki enkazların kaldırılmasına öncelik verdikleri ancak arka mahallelerde yavaş hareket ettikleri, şehrin ana noktalarındaki makyajlar ile şehirlerin hızlı dönüşüm içinde olduğu algısı oluşturmaya çalıştıkları da görülmüştür. Hafriyatların kaldırılması konusunda; ‘yerinde ayrışma sorunu’ bütün şehirlerimiz için en önemli sorunlardan birisidir. Şöyle ki; binaların yıkılması ve hafriyatların taşınması işini alan firmaların “enkazdaki demirleri değerlendirme adına yerinde ayrıştırarak alması”; ağır hasarlı binaların yıkılıp kaldırılması işlemlerinin uzamasına, asbest sorununa ve bunun sonucu olarak da sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına, demir ayrışması amacıyla ağır yüklü araçların yaptığı işlerin altyapıya zarar vermesine, bu zararın içme suyu sorununu ortaya çıkarmasına sebep olmaktadır. Valilikler tarafından bu konu yakından takip edilmeli; yerinde ayrışma işlemlerine müsaade edilmemeli, ayrışmaların döküm alanlarında yapılması sağlanmalıdır” uyarısı yapıldı.

KİRALAR FAHİŞ DERECEDE ARTTI

Genel sorunların haricinde yapılan değerlendirmede ise “GSM hatlarının çekim sorunu ve internet hizmetinin yetersiz olması, rehabilitasyon hizmetinin verilmemesi halkı rahatsız ediyor. Bölgedeki en önemli ihtiyaçlardan birisi; rehabilitasyon hizmetidir. Depremden psikolojik olarak olumsuz olarak etkilenen çok sayıda vatandaşımız; evleri sağlam olmasına rağmen evlerine girememektedir. Bu ve benzeri konular için bölgede daha güçlü bir rehabilitasyona ihtiyaç vardır. Deprem sonrası yaşanan konut arzı sıkıntısı zaten yükselmekte olan kira fiyatlarını daha fazla yükseltmiştir. Kira fiyatlarının yüksek olması şehirlerde önemli bir sosyal sorundur. Deprem bölgesindeki kamu görevlilerine tayin isteme hakkı verilmiştir. Depremden psikolojik olarak etkilenen nitelikli insan kaynağının (doktor, öğretmen vb.) bu hakkı kullanarak deprem bölgesi şehirlerinden ayrılması, bölgedeki nitelikli kamu hizmetinin tesisi açısından büyük bir eksikliği doğurmaktadır” şeklinde sorunlar sıralandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.