İlknur Doğu Öztürk

İlknur Doğu Öztürk

CHP’nin başarısının perde arkası

Strateji, bir kurumun ya da bir kişinin varmak istediği yere ulaşmak için neler yapacağını açıklayan yol haritasıdır. Bu yol haritasıysa mutlaka kültür ile uyumlu olmak zorunda. Bu nedenle kültürel dayanağı olmayan bir stratejinin başarılı olma şansı yok denilecek kadar az. Yönetim bilimi alanında en bilinen isimlerden Peter Drucker, bu durumu “kültür, stratejiyi kahvaltı niyetine yer” sözleriyle özetlemiştir. Drucker bu cümlesi ile kurum içerisinde alışkanlıklara, değerlere, normlara ters bir stratejinin kabul görmeyerek yok olacağını açık şekilde ifade eder. Stratejinin kültüre uyumlu olması gerektiğinin altını çizer. Kültürle uyumlu, başarılı strateji varılmak istenen yere ulaştırır, hedeflenen değişimi yaratır.

Partiler, değerler, inançlar, normlar, gelenekler ve eylemler çerçevesinde bir kültür belirler. Hedef kitlesinin yani seçmenin paylaştığı bu kültür, toplumdaki çeşitli konularda uzlaştırıcı faaliyetlerin dayanağı olur. Parti kültürü ile uyumlu bir strateji ise hedefe yöneliktir. Parti tabanının desteğini kazanır, değişim yaratabilir. Parti kültürüne uygun olmayan bir değişimin hedeflenmesi durumunda yapılması gereken, eski köye yeni adet getirmek yerine önce parti kültürünü değiştirmektir. Tutumları ve davranışları değiştirmek, değişime dirençli olanlar ile yolları ayırmak, stratejinin kabul edileceği zemini hazırlar. Daha sonra bu yeni kültüre uygun strateji planlanır ve uygulanır.

Kültür, strateji ve değişim arasında özetlediğim bu etkileşimli ilişkinin merkezinde ise siyasal iletişim yer alıyor. Siyasal partiler de kültürün şekillendirdiği, stratejik yönetilmesi gereken kurumlar arasında bulunuyor. Değişim yaratma vaadi ile yönetime talip olan partiler, enflasyon, çarpık kentleşme, göçmenler, alt yapı, yoksulluk gibi örneklendirebileceğimiz konularda halkın talepleri çerçevesinde politikalar ortaya koyuyor, stratejik planlar yapıyor. Sonra da iktidara gelerek bu planları uygulayabilmek için seçmenin desteğini kazanmak için çabalıyor. Bu noktada kültür değişiminden stratejinin planlanarak hayata geçirilmesine kadar tüm süreçte baş rolde iletişim bulunur. Hem parti kurmaylarını, hep parti tabanını hem de seçmeni ikna etmek etkili iletişim ile mümkündür.

Bugün yediğin meyveler toprağa bugün ektiklerin değil

Siyasal partilerin kültür ve strateji ilişkisini ve değişim yönetimini anlamaya ilişkin nitelikli ve güncel bir örnek ise 31 Mart seçimlerinden yüzde 37,7 ile birinci parti olarak çıkan Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Seçim sonucu, CHP’nin parti kültürünün değişmesinin ve stratejik eylemlerin, seçmen tabanını genişleten etkisini göstermesi açısından önem taşıyor. Bu sonucu kültür ve strateji açısından en iyi özetleyen cümle ise Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun “Bugün yediğin meyveler, toprağa bugün ektiklerin değil" sözü oluyor. Çünkü CHP açısından seçim sonucunun arka planında uzun yıllara yayılarak süren, ulusalcı bir parti kültüründen merkezdeki bir parti olmaya götüren kültürel bir değişim göze çarpıyor. Bu değişim sırasında ikna etmek ve destek kazanmak için paydaşlarla iletişimi yönetmek gibi çok boyutlu bir süreç yönetiminin gerçekleştiği görülüyor.

2010 yılından itibaren CHP lideri olarak bu değişimi planlı şekilde gerçekleştiren Kemal Kılıçdaroğlu CHP tarihinde önemli bir yere sahip. Bu süreçte doğru yapılanlar ve yanlışlar, nedenleri ve sonuçları farklı yönleri ile tartışılabilir ancak bu yazının konusu bunlar değil. Adalet yürüyüşü, türbanlı CHP üyeleri, helalleşme, İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylığına önce partilileri ve sonra seçmeni ikna etme, millet ittifakı ile 2019 yerel seçimine girme, 2023 Mayıs seçimlerinde hala tartışılan altılı masa stratejisi bu süreçte değişimin öne plana çıkan adımlarıydı. Seçmenin partiye olan yaklaşımını, inancını ve tutumunu etkileyen bu adımlar, 2019 yılında seçilen başkanların icraat ve söylemleri ile birleştiğinde değişimi somutlaştırmış oldu. 31 Mart için uygun zemin böyle hazırlandı. Bu zemin, partinin yeni yönetiminin yürüttüğü 2024 seçim kampanyası sırasında doğru aday stratejisi ve söylemler ile tamamlanarak seçim sonucunu da getirdi. CHP lideri Özel, seçim sonuçları açıklandığında sonucu bir zafer olarak görmediğini dile getirdi. Seçmenin değişim talebine ilişkin mesajın alındığı vurgusu ile birleştirici bir konuşma yaptı. Sonuç olarak, Cumhuriyet Halk Partisi değişti. Değişim dönemsel koşullarla, yükselen trendlerin doğru okunmasıyla başarıya götürmüş oldu.

Aklımızdaki soru ise şu; seçmenin farklı bir siyasal iklim talebi, yükselen milliyetçilik eğilimi ve ekonomik koşulların zorlukları somut gerçekler olarak karşımızdayken muhafazakâr ve milliyetçi partiler benzer bir değişimi gerçekleştirebilecek mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlknur Doğu Öztürk Arşivi