Neden gençlerimizi düşünmeyi bıraktık?

Hayat oldukça karmaşık. Üstelik yaşınız küçük ve tecrübeleriniz az ise daha da karmaşık bir hal alıyor. Tüm karmaşa zamanla ve sabırla çabalandığında, tecrübeler de arttıkça eminim bir sonuca varıyor. En azından fikirlerimiz ve isteklerimiz doğrultusunda hayatımıza yön veriyoruz. Ama bazen şartlar günümüzde de karşılaştığımız gibi istediğimiz şekilde olmuyor. Geçmişte yaşanan olaylar ya da bizden büyüklerin, eskilerin aldığı kararlar veya oluşturdukları sebepler yüzünden istemediğimiz etkilere ve konulara maruz kalabiliyoruz. Tabii ki bu konulardan üstlerine bıraktığımız sorumluluklar ile en çok etkilenen ne yazık ki gençlerimiz oluyor.

Hayatın daha başındalar. Hayallerini yaşamak isterken üstlerine tonlarca sorumluluk kalıyor. Eğlenmek isterken önce bir hayat kurmanın zorunluluğu ile karşılaşıyorlar. Bu kararı alana kadar düşünce ve sıkıntılarla gerekse sınavlarla çoğu zamanlarını kaybediyorlar. Bu kararlar; yapmak istediğimiz meslek, hayatımızdaki partnerimiz, yaşamak istenilen yer, belki ev, bazen aile vs. her şey olabilir. Hayattan beklentilere göre büyüklüğü ve küçüklüğü değişir. Tabii eğer şanslı kesimdenseniz sizin için süreç zor geçmeyebilir. Ya da şansı yaratmak için bu yolculukta biraz sancı çekmek gerekir.

Ülkemizin gençleri de bu yolculukta en çok zorlanan kesim olabilir. Hatta bu yıllarda yaşadıkları şartlar onları çok daha fazla çıkmaza sokuyor. Eğer gündemi takip ediyorsanız sadece birkaç ay içinde bile yaşanan çok fazla kötü olaylara şahitlik ettik maalesef. Geçimsizlik nedeniyle intihar edip hayatlarına son verenler oldu. Alınmayan tedbirler yüzünden hayatlarını kaybedenler oldu. Hatta bu yüzden tedirginlik içinde yaşamaya devam ediyorlar. Mecburen hayallerinden vazgeçip hiç istemediği yerlerde çalışmak zorunda kalanlar oldu. İşsizlikten ya da sağlanan az imkanlar yüzünden umudunu yitirip mesleğini, bölümünü değiştirenler de oldu. Onlar için güvenli bir barınak ve yurt sağlayamaz, temiz ve sağlıklı bir yemek bile yapamaz olduk. Neden gençlerimizi düşünmeyi bıraktık? Bunların sonucunda yaşanan tek şey ümitsiz, mutsuz, sorumluluktan kaçan, bıkmış hatta sinirlenmiş bir gençlik sadece. Böyle devam ederse de kötü bir hayattan başka bir şey olmayacak gibi gözüküyor. Evet belki bunlar kişinin kendi tercihleri olsa deriz ki ‘bize ne kardeşim’ ama kim böyle bir tercihte bulur? İstisnalar olmuyor mu? Elbette her durumda olduğu gibi oluyor. Ama şartlar gençliğimizin çoğunu etkileyip, kapsadığında ve zorluğa mecbur bıraktığında bence artık düşünmemiz, sorumluluk almamız gereken bir yerdeyiz.

Oysa ki milletimizin, öncelikle devletimizin pekte umurunda olduğunu sanmıyorum. Çünkü gün içinde karşılaştığım ve tanık olduğum manzaralar bundan ibaret. Aksine toplum sadece gençleri suçluyor ama gençlere ulaşana kadar bazı kararlar çoktan alınmış oluyor. Tepki verdiğinizde saygısız bir genç vatandaş oluyorsunuz. Bir de toplulukta denk gelip savunmaya çalışırsanız her kafadan bir ses çıkar ve bulunduğunuz ortamda azarlanmaya başlanıp üstüne işler kötüye giderse hakaretler bile duyabilirsiniz. Bu azarlama, ezme hakkını nereden bulur peki büyükler? Yaş farkından mı? Yoksa saygılı olmak adı altında küçüklükten beri susmanın, sessiz kalmanın öğretilmesinden dolayı mı? Belki suçluluk duygusunu bile örtmeye çalışıyor olabilirler. Şartlar zaten gençler için yeterince zor ve imkanlar azken yetmezmiş gibi bir de bu kadar acımasızca davranmak onlar için kötülükten başka bir şey değil.

Gençleri toplumdan uzaklaştırıp, soğutmak yerine güvenlerini kazanmak, güvenliklerini sağlamak, daha iyi şartlar sunarak tercih ettikleri istedikleri hayatı yaşatmak hem gençlerin geleceğine hem ülkemizin geleceğine daha faydalı olacakken artık onlar için oluşturulan ön yargı ve kalıpları bırakalım, umutlu ve güzel hayatları olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazlıcan Mert Arşivi