Çevre için çılgın proje

Çevre için çılgın proje
İstanbul Bölge Müdürlüğü yaptığı dönemde birçok başarıya imza atan Kürem-der Genel Başkanı Faruk Çebi imar ve rant birlikteliğini gazetemize değerlendirdi.

Zorunlu alt yapı, ulaşım ve hizmet projeleriyle ormanlara ciddi zararlar verildiğini belirten Çebi, "Gerekli önlemlerin alınmaması ve alışılagelmiş uygulamaların devamı halinde çok yakın bir gelecekte mevcut orman varlığı sağlıklı yaşam için asla yeterli olamayacaktır. Hava kirliliği, kuraklık, sel ve su baskınları gibi doğal afetler İstanbul’daki yaşamı önemli ölçüde tehdit edebilecektir. Nüfusla birlikte şehirleşmenin de hızla büyümesi bu güne kadar henüz imara açılmamış su havzaları ile askeri alanların üzerindeki baskıyı olağanüstü artırmıştır.  ‘Çevre Düzeni Planları’ ile 'İmar Yasaları’ söz konusu baskının bertaraf edebilmesinde bu güne kadar yeterli olamamıştır. Korunması gerekli su havzalarında ya da göl kenarlarında  da ucube yapılar mantar gibi çoğalmaya başlamıştır" dedi.

İstanbul için son şans
Söz konusu sahalardaki mevcut  yapılaşma yasağının 'anayasal güvenceye'ye alınması gerektiğini belirten Çebi, “Bu sahaların  mülkiyetine bakılmaksızın tamamen ağaçlandırılarak ormana dönüştürülmesi ve orman vasfıyla tapuya tescil edilmesi  gerekmektedir. İstanbul’da bıçak kemiğe dayanmıştır. Bu güne kadar çeşitli nedenlerle imara açılmamış sahalar İstanbul için son şanstır. Söz konusu sahalar halkın rekreasyon ihtiyacını da karşılayacak gerçek Central Park’a benzeyen devasa yeşil alanlara dönüştürülmelidir. Ranta boyun eğerek  yapılaşmaya açılması  İstanbul’a ve İstanbullu ‘ya yapılabilecek en büyük kötülüktür" ifadelerini kullandı.

Başkanlar sahip çıksın
Havzaların ve askeri sahaların ormanlaştırılmasıyla İstanbul’un ekosisteminde pozitif değişiklikler yaşanacağını savunan Faruk Çebi, "Kuzeye hapsedilmiş  ormanlık alanlar kısmen de olsa ilin tamamına yayılacaktır. Ormanlarla birlikte kişi başına düşen ‘aktif yeşil alan’ miktarı da  önemli ölçüde artacaktır. Söz konusu sahalarda imar rantına yönelik beklentiler ve baskılar da tamamen son bulacaktır. Doğal çevrenin tahribinden kaynaklanan felaketlerde de kayda değer azalma yaşanacaktır.  Kısacası; İstanbul kurtulacaktır. Başta ilgili kamu kurumları olmak üzere İstanbul’daki tüm belediye başkanlıklarını ve sivil toplum örgütlerini  İstanbul’u kurtaracak çevre projesine destek olmaya ve söz konusu projeyi sahiplenmeye çağırıyorum. Geç kalmamız halinde çözümü olmayan devasa sorunları yaşamamız kaçınılmaz olacaktır" açıklamasını yaptı. EKREM HACIHASANOĞLU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.