Olaya damardan girmişler

Her insan bu dünyaya kendi hikayesini yazmak için gelir. Yani herkesin hayat hikayesi biricik ve tektir. Ne biri diğerinin hikayesini devam ettirebilir ne de hikayesinin sonunu yazabilir. Bu kişi öz evlatta olsa manevi evlatta olsa gerçek hiç değişmez.

Geçtiğimiz günlerde bir gazeteci arkadaş yazı paylaşmış. Yazsında başka bir gazeteci arkadaşıyla Geçmiş Dönem Çatalca Belediye Başkanı Rahmetli Cem Kara’nın hayatını kaleme alacaklarını, bunun Cem Kara’nın istediği olduğunu anlatmış. Bir düğünde Cem Başkan bu isteğini kulağına fısıldamış, “bu iki gazeteci arkadaşımızın hayatının hikayesini yazmasını istemiş”. Bir vasiyet bu kadar geciktirilir mi? Allah’tan Cem Kara’nın manevi oğlum dediği Erhan Güzel Belediye Başkanı seçildi de rahmetlinin istediğini yerine getirmek arkadaşların aklına geldi.

Üzgünüm ama bu kulağa fısıldama hikayesi bana hiç geçmedi. Cem Kara’yı uzun yıllardır tanıyan ve birlikte çalışmış biri olarak benim hayatımı yazın diye fısıldayacağına ihtimal dahi veremiyorum. Çünkü Cem Kara kitabını yaşarken zaten yazmıştı. Kitabı yazacak arkadaşlarım belki bilmezler ama Çatalca’da kızlar okusun diye köy köy, ev ev gezip ailelerini ikna etmeye gönül vermiş öğretmenler yaşardı. Rahmetli Cem Kara, rahmetli Nevzat Tekin, Allah uzun ömür versin Erdoğan Atlas ve Fırat Aytekin Öğretmenlerimiz akşamları köy köy gezip kız çocukları okusun diye aileleri ile görüşürlerdi. (Bu ziyaretlere katılmış olan benim hatırlayamadığım öğretmenlerimiz varsa şimdiden özür dilerim.) Hiçbir çıkar gözetmeden verdikleri bu emekleri dünün genç kızlarında bugünün eğitimli annelerinde hala yaşıyor. İşte tamda bu yüzden bugünün eğitimli annelerinin çocuklarına anlattıkları hikayelerinde yaşamaya devam eden biri neden üçüncü dördüncü kişilerin ağzından hikayesinin yazılmasını istesin.

Dedim ya Allah’tan Erhan Güzel Başkan seçildi de kitap yazılacak. Arkadaşlar eminim iyi bir hikaye yazacaktır. Çünkü hayat hikayesini yazmadan kitabın önsözüne iyi hazırlanmışlar. Manevi oğlundan girmişler miraslardan çıkmışlar. Yani olaya damardan girmişler, insanların duygularına dokunmayı amaçlamışlar. Cem Başkanı’nın ağızından Erhan Güzel için manevi evladım dediğine ben hiç şahit olmadım. İşin ilginç tarafı Erhan Güzel’in de ağzından kendisine rahmetli Cem Kara’nın böyle bir şey söylediğini dile getirdiğini duymadım. Benim bildiğim Cem Kara’nın iki evladı var ve manevi bir evlat edinmeye ihtiyacı yoktu. Ancak hikaye bu ya yazarlarımız duygu katmak için manevi oğlu vurgusunda bulunmuş olabilirler.

Düşünüyorum da vasiyeti gerçekleştirme zamanlamanız manidar geliyor. Geçen 5 yıl boyunca iki kafadar yazar Cem Kara’nın adını geçiren kaç yazı yazdınız diye sormazlar mı? Şimdi rahmetlinin üzerinden prim yapmaksa niyetiniz yapmayın, çünkü bu fısıldama hikayesi hiç geçmedi. Düne kadar belki Erhan Güzel’e selam vermeye, birlikte görünmeye cesaret edemeyenler bugün Erhan Güzel’in baş rol olduğu hikayeyi miras deyip Cem Kara’yı öne sürüp hikaye yazmaya heves etmişler.

Ama Çatalca’ya uzak oldukları için bilememişler ki Cem Kara’nın hikayesi çoktan efsane olmuş kendileri yazmaya geç kalmış…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Savaş Atak Arşivi