Bedava kuru ekmek kuyruğu

Geçende yine öylesi bir olaya dank geldik. AKP Sultanbeyli'de "Bedava ekmek" standı açtı. DOSTLAR ! Bugün Türkiye'de derin bir sefalet ekonomisi ile karşı karşıyayız. Sadece Sultanbeyli değil, Sultangazi, Arnavutköy, Bağcılar. Özellikle AKP'nin kale olarak saydığı yerlerde öylesine sıkıntılı sorunlar var ki  buralarda insanla pazarda tavuk kemiği bile alamadıklarını söylüyor. Tavuk eti falan değil, kemiği. İktidarın ekonomik modeli çöktükten sonra yapabileceği tek şey vardır, yoksulluğu yönetmek. Şu anda iktidar yoksulluğu yönetmeye çalışıyor. Milletimiz bunu hak etmiyor. 

Simit çay hesabı yalan oldu  
Birazda geçmişe gidersek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1993 yılında Refah Partisi'nde siyaset yaparken Başbakan Tansu Çiller iktidarını ‘Çay-simit' hesabı ile eleştirmişti. Erdoğan o zaman 5 kişilik bir ailenin üç öğün çay simitle beslenmesi halinde dahi bütçesinin açık verdiğini söylemişti. Şimdi AKP iktidarı döneminde de vatandaş çay-simitle bile beslenemez oldu.  
Türkiye'nin birçok şehrinde simit 7,5 lira oldu. Desene, Bay Erdoğan artık simit çay hesabı da yapamayacaksın.  2002 yılında bir simit 0.2 TL, bir bardak çay ise 0.1 TL'ydi. Aradan geçen 21 yılda simit 37.5 kat, çay da 50 kat arttı. 10 Temmuz 2018'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçildiğinde ise simit fiyatı 1.25 TL, çayın fiyatı 2.5 TL'ydi. Başkanlık sistemiyle birlikte 4.5 yılda simit 6, çay ise 2 kat arttı. 

Kuru ekmeğe hücum  
Seçimlere günler kala partiler propaganda çalışmalarına hız verdi. AKP Sultanbeyli İlçe Başkanlığı da vatandaşları kendilerine oy vermeye ikna etmek için başka bir yönteme başvurdu. İlçe meydanında kurulan stantta halka ücretsiz ekmek ve su dağıtıldı. Standa dönüştürülen seçim aracına yoğun ilgi gösteren vatandaşlar, poşetlere konulan su ve ekmeği almak için uzun kuyruklar oluşturdu. Ücretsiz yiyecek dağıtılan standın bulunduğu araçta, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı gösterilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un fotoğrafı yer aldı. Araçta “Doğru adımlarla yola devam” sloganı bulundu. Sultanbeyli halkının yoğun ilgi gösterdiği olduğu dağıtım sırasında çekilen ve sosyal medyaya yansıyan görüntülere bir görevlinin insanları aşağılayan sözleri de yansıdı. AKP'li görevlinin vatandaşlara “Sıraya girin! Sıraya! Alloooo!” diye seslenmesi dikkat çekti. Kuyruktakilerin buna tepki göstermemesi de gözden kaçmadı. Sefalet ve çöküş ekonomisiyle ekmeğe muhtaç edilmiş vatandaşların hali içimizi acıttı 

Ekonomi de AKP de çıkmazda  
Bir başka noktada ise yardım kolisi AKP aracında çıktı. Depremzede yurttaşlara gönderilen AFAD’ın kolisi Yanık’ın propaganda aracından çıktı. AKP’den milletvekili adayı gösterilen Bakan Yanık, depremzede için hazırlanan kolileri seçim malzemesi yaptı. Cumhur İttifakı, seçim yarışında devlet imkânlarını kullanmaya devam ediyor. Bakanların istifa etmeden milletvekili adayı olması tartışma yaratmıştı. Bakanlık binalarında AKP toplantıları peş peşe yapılmıştı. bir  haber de Osmaniye’den geldi. AKP’nin Osmaniye’den milletvekili adayı gösterdiği Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın propaganda aracında AFAD kolileri görüntülendi. Depreme müdahalede geç kalan iktidar yurttaşa ne çadır ne de konteyner verebildi ama Yanık, AFAD’ın kolilerini seçim malzemesi yaptı. Bakan Yanık, AFAD'ın yardım kolilerinin seçim aracında taşındığı iddiasının sorulması üzerine, "Muhalefetin eleştirmesi, yorumları doğrusu bizim için çok bir anlam ifade etmiyor. Bir açıklama yaptık, şimdi de bir açıklama yapacağım, milletimize borcumuz var, milletimize bir açıklama yapmamız gerekiyor. Muhalefet, bu anlamda bize kamu kaynaklarını kullanma ya da yandaşlara menfaat temin etme noktasında ders verecek sıralamaya bile girebilecek durumda değil." dedi. 
Konunun bilgisi dışında geliştiğini belirten Yanık, "Konudan benim hiç haberim bile yok. Seçim kampanyası yürüten herkes bilir, il başkanlıkları, seçim koordinasyon merkezleri adaylar adına araçlar giydirir, propaganda çalışmaları yaparlar. O araçlar sokaklarda seçim çalışmalarında kullanılırken seçmene adayların tanıtımı yapılır. Dolayısıyla bahsi geçen araç da bunlardan bir tanesi. Ben ne gördüm ne de herhangi bir şekilde o aracı henüz daha kullanmadık". dedi 

Dünyada en pahalı et Türkiye’de 
Gıda ile başlamışken devam edelim. Arkadaşlar ! Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, kırmızı et fiyatlarındaki artışın iki yıl daha sürebileceğini söyledi. Solakoğlu “Avrupa’da bir dananın fiyatı Türkiye’de yarım dana bile etmiyor. Bunun sebebi de plansızlık. Dünyada en pahalı et şu an Türkiye’de ve Türk halkının bunu bugün ödüyor olmasının tek sebebi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın zamanında uyarılarımıza rağmen maliyetlerinin artmasının karşısında çiftçinin fiyatını sabit tutmak suretiyle üretimi azaltmak olmuştur” dedi.  Türkiye'de kasaplarda satılan kırmızı et ve kıyma fiyatlarının 300 lirayı geçtiği  ve yurttaşların Et ve Süt Kurumu'ndan 'ucuz et' alabilmek için kuyruğa girdiği  günlerde, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin 'koyun eti' açıklaması tepki çekmişti.N ebati açıklamasında, "Türkiye’de damak tadı değişti. Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı. Bunu da değiştirmek lazım" demişti.  Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu, ette yaşanan kriz ve sütte olası sıkıntılarla ilgil değerlendirmelerde bulundu.   Et fiyatlarının yüksek olmasının sebebi Türkiye’deki hayvan varlığının az olması ve Arz ve talep dengesini kaybetmiş olması diyen Solakoğlu, "Hayvan sayısı yerine konulana kadar bu devam edecektir. İthalat deniliyor… Hem kasaplık hem de besilik hayvanlar yolda. Ama bu şekliyle ve bu kadar az hayvan varken Türkiye’de ithalat da tek başına çözüm olmayacaktır" açıklamasında bulundu. 

Sıkıntı büyüyerek sürecektir 
Solakoğlu, "Benim beklentim yaklaşık iki sene boyunca sıkıntılı sürecin devam etmesi yönünde. İki senenin sonunda gelecek olan damızlık hayvanlarının doğurması ve o doğan hayvanların et materyaline dönmesi biraz piyasayı rahatlatabilir, eğer halk tüketmezse. Ama çok fakirleşen halk ve seçim sonrası refahın yeniden oluşumuyla beraber talebin artması mevcut problemin daha da derinleşmesine sebep verecektir. Bu süreç, iki yıldan üç yıla kadar uzayabilir. Bunun da önüne geçilmesinin şu anda sihirli bir değnekle mümkünatı yok" ifadelerini kullandı. 

En pahalı eti Türkler yiyor 
Canlı hayvan pazarın Türkiye, Avrupa’nın 2,5 katı civarında şu anda. Avrupa’da bir dananın fiyatı Türkiye’de yarım dana bile etmiyor. Bunun sebebi de plansızlık. ‘Madem o kadar ucuz gidelim Avrupa’dan alalım’ denilebilir. Ama ne yazık ki, Avrupa’da da hayvan yok. Yeterli hayvan olmadığı için besilik hayvanı Güney Amerika’dan getirebiliyoruz. Getirebilecek gemiler ve araçlar genel olarak yetersiz. Çünkü bütün dünya hayvan çekiyor. Bu dünyada oturmuş olan hayvan ticaretine bir anda yoğun bir taleple girdiğiniz zaman, dünya fiyatlarını da hoplatmaya başlıyor Türkiye. Dolayısıyla dünyada bizim talebimizle yüzde 20 bir fiyat artışı gerçekleşti. Dünyanın en pahalı et şu an Türkiye’de ve Türk halkının bunu bugün ödüyor olmasının tek sebebi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın zamanında uyarılarımıza rağmen maliyetlerinin artmasının karşısında çiftçinin fiyatını sabit tutmak suretiyle üretimi azaltmak olmuştur. 

Sorun algıda sorgulayan yok ki 
Sorun algıda. Kimse şunu sorgulamıyor. Pandemi döneminde bütün dünya et ve sütte fiyat arttırırken, biz dünyaya göre dünyanın en ucuz etini ve sütünü tüketiyorduk. Şu anda o günün altın yumurtlayan tavuğunu kestik etini afiyetle yedik. Şimdi yumurtamız yok. ‘Ne yapacağız, eyvah’ diyoruz. Biz söylemiştik, ‘siyaset yapıyorsunuz’ demişlerdi. Bugün baktığımız zaman bunun bir gerçek olduğunu, iktisadi gerçeği de şudur arz düştüğü zaman fiyat eninde sonunda artacaktır. Türkiye’de et arzını karşılayacak et hayvanımız mevcut değildir. 

Sütte de büyük dalga yaz aylarında 
Yazın gelmesiyle, turistlerin gelmesiyle, dondurma sezonun gelmesiyle sütün de ne kadar düştüğünü ülkemizdeki insanlar anlayacaklar ve sütte de böyle bir şok dalgası yaşayacağız. Bunun da çözümünü yine ithalatta arayacaktır bu ülke. Büyük hata yapacaktır bununla ilgili de. Ama eninde sonunda Türkiye üretmediği takdirde bu kötü döngü Türkiye’nin başına musallat olmaya devam edecek. Tarım politikalarını Tarım Bakanlığı’yla bağdaştırmamız çok doğru değil. Çünkü hayvansal üretimdeki ipler Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın elinde. Tarım Bakanlığı bakıyor, Hazine ve Maliye Bakanlığı da işine geldiği gibi fiyat belirleyip enflasyonu kontrol etmeye çalışıyor. Şu anda Tarım Bakanlığı’nın herhangi bir politikası olmadığı gibi 2001 yılından beri sayım yapılmadığından ötürü de ne yazık ki, Tarım Bakanlığı’nın hayvan sayısı varlığıyla ilgili söylediği rakamları doğru olmasına imkan yok."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Barış Önal Arşivi