Dini siyasete alet ediyorlar!

Ne dediklerini duyuyorlar, ne söylediklerinden utanıyorlar. Ne kibirlerinden o yurttaşı aşağılayan tehdit dili ve egolarından taviz vermeden 7/24 hakaret tehdit ve şantaja devam ediyorlar. Gündeme düşen hiçbir makul Türk  vatandaşının kabul edemeyeceği sözleri önelerindeki "Bakan" etiketleriyle söylemeden "Ar " etmiyorlar. Yok seçim işgalcilere karşı istiklal mücadelesiymiş, yok içki içenlerle, namaz kılanlar arasında olacakmış, yok kadınla kadın erkekle erkek evlenecekmiş, yok şu, yok bu. Nedir bu yahu. Ayrışmadan, nefret dilinden ve kutuplaşmadan hepimiz çok sıkıldık.

Siyaset yıllardır bu şekilde dizayn ediliyor. AKP zaten uzunca bir süredir muhalefetin her meşru hareketini ‘darbe girişimi’ olarak tanımladı. Basit ifade hürriyeti kapsamındaki açıklamaları bile darbe girişimi sayarak cezalandırma yoluna gittiler. AKP’nin siyaset pratiği tamamen bunun üzerine kuruldu.Ancak bende diyroum ki bu milletten korkun. Bu millet iktidarı değiştirecek. Buna direnen olursa da direnenlerin alnını karışlayacaktır. Bunun ardından da ben bugünün halini çok ne anlatan bir Nazım Hiknet Şiiri ile devam etmek istiyorum;


Bu vatana  nasıl kıydılar?
İnsan olan vatanını satar mı?/ Suyun içip ekmeğini yediniz./ Dünyada vatandan aziz şey var mı?/Beyler bu vatana nasıl kıydınız?/ Onu didik didik didiklediler,saçlarından tutup sürüklediler.götürüp kâfire : "Buyur..." dediler./Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Eli kolu zincirlere vurulmuş,vatan çırılçıplak yere serilmiş.Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.Beyler bu vatana nasıl kıydınız?/ Günü gelir çarh düzüne çevrilir,günü gelir hesabınız görülür.Günü gelir sualiniz sorulur : Beyler bu vatana nasıl kıydınız? 1959 Nazım Hikmet Ran


Bu millet kardeştir
Dostlar ! Bu milletin içinde öyle güçlü bir kardeşlik hissi var ki, kimse o duyguyu söküp atamaz. Sarıkamış'ta, Çanakkale’de, Dumlupınar'da kucak kucağa yatanları kim ayırabilir? Onların torunlarını hiç kimse ayıramaz. Türkiye, ne çekiyorsa milletin bağrındaki kardeşlik hissini anlamayan siyasetçilerden çekiyor. ‘Ondan, bundan’ diyen kişilerden çekiyor.  Yakın zamanda, onlardan birisi, ne yazık ki Adalet Bakanı, bu milleti ayrıştırarak seçim kazanabileceğini zannediyor. İleri-geri konuşuyor. Yüce dinimizi, yüce inancımızı kendi siyasi çıkarlarının bir aracı yapmaktan ar etmiyor. Bakan var, bakan var. Bu neye bakıyor, bilmiyorum: Adalet Bakanı. Şaşıyorum izlerken, şaşıyorum.


Soğan cücüğü kadar......  
Dilerseniz önce bu iktidar sahiplerinin kendini Türkiye Cumhuriyet Devleti yerine koyup milleti yok sayıp kendinden olmayanları aşağılayan anlayışlardan örnekler verelim. İlk örnek "Gözlerindeki ışıltı" ile ülke ekonomisini gömen batıran, iflasa sürükleyen Nebati Bakan'dan olsun. Bakan Nebati; Silifke'de kendince Ana muhalefet lideri ve 13.Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu alaya alarak eleştirdi. Önce teknolojiden anlamazlar diyen Nebati sonra ise işi belden aşağıya vurdu Nurettin Nebati soğanı kastederek Kılıçdaroğlu'na 'Git cücüğü ile oynayın biraz, cücüğü ile' dedi. Nebati konuşmasında “Hele hele 'Türkler bir şey yapmaz. Türkler bilmez. Teknolojiden anlamazlar' diye ezik ezik orada burada dolanırlar." dedi ve ardından soğan cücüğü eleştirisi geldi. Nebati  Bakan “Şimdi onlar mevsimsel şartlardan dolayı oynayan fiyatlarla soğanı konuşurlar. Soğan şu fiyata, bu fiyata gitti' diyorlar. Şimdi yeni ürünler çıktı ya, soğan fiyatları aşağı gitmeye başladı ya, ben de onlara diyorum ki 'Git cücüğü ile oynayın biraz, cücüğü ile'. Adamın bütün şeyi bu" Bakan'ın bu alaycı sözleri yoksullukla mücadele eden vatandaşların tepkisini çekti. Bence soğan cücüğüyle kimin oynayacağı konusunu görmeye 14 gün kaldı. Hadi bakalım. Ne dilden konuşuyorsanız bu millet size aynı dilden de cevabını verecek ama siz altta kalıp kalkamayacak hale geleceksiniz.


Bozdağ ayarı kaçırdı
14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala AKP'li Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan skandal sözler... Bozdağ, "şampanyalı kutlama" ve "alnını şükür için secdeye koyanlar" nitelendirmeleriyle seçmenleri ikiye ayırdı.Şanlıurfa’dan AKP milletvekili adayı olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kentte düzenlenen Eşraf Buluşması adlı etkinliğe katıldı. Oy toplamak için kantarın topuzunu kaçıran Bozdağ, “14 Mayıs akşamı Türkiye’de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır” diyerek, şu açıklamalarda bulundu:


Şampanya ile şükür secdesi!
"Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler olacak. Bu ikisinden birini oluşturmak bizim, aziz milletimizin elindedir.  O gece kimi sevindireceğimize iyi karar verelim. Ya Kandil sevinecek ya Şanlıurfa’nın asil insanları sevinecek. Ya FETÖ sevinecek ya bu milletin temiz evlatları sevinecek. Ya ABD’nin başkanı orada keyif yapacak ya da Türk milletinin her bir hanesi onlara büyük bir Osmanlı tokadını yapıştıracaktır." Şanlıurfa'dan AKP milletvekili adayı olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Millet İttifakı'na giden her oy teröre nefes olur, büyük Türkiye'nin yürüyüşüne sekte vurulur" dedi. Bozdağ, "Siz olsanız bir yere giderken ailenizi Kılıçdaroğlu'na mı emanet edersiniz Tayyip Bey'e mi emanet edersiniz? Ailemizi emanet edemeyeceğimiz insanlara ülkemizi lütfen emanet etmeyelim" ifadesini kullandı. Utanmadan sıkılmadan bizi bölmek için bu sözleri kullanan "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Adalet Bakanıdır. Rabbim bizi her türlü şer ve belandan korusun demekten başka söz edemiyorum Dostlar! Bu sözleri söyleyen  Adalet dağıtan kurumunun, ülkenin vicdanı olan ADALET Bakanlığı'nın başındaki kişi. Allah selamet versin. Ama bunlar inanıyorum ki 14 Mayıs'ta çok güzel bir tokatla kendilerine gelecekler. Dostlar. Şimdi bu provokasyonlara gelmemek gerek. Ancak bunları tarihe not düşmek için de bir şekilde gündeme taşımak durumundayız.  


Urfalılar Bozdağ'ı istemiyor!  
Şanlıurfa’dan adaylığı Şanlıurfa’da ciddi tepkilere neden olan ve Urfalıların “Niye Urfalı Nebati Bey değil de, Urfa ile alakasız bu adamı buradan aday gösterdiniz” diye öfkelendiği Bekir Bozdağ, seçim gecesi için “Ya şampanya patlatıp kutlayanlar olacak ya alnını şükür için secdeye değdirip hamdedenler olacak” buyurunca ahali epey bir kızdı. Bakan Bekir Bozdağ'ın geçmişi nde sicilinde böyle çok vukuatları var. Örneğin ceza yasa değişikliğinde sapıkları, çocuk tecavüzcülerini unutup “Bunlar tecavüzcü değil. Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” diyebilmişti. Bunu da bu vesileyle ülkenin sahibi olan sizler Unutmayın Unutturmayın! Elbette Bozdağ’ın bunu hangi maksatla ve neyi kastederek söylediğini anlıyorum ama aslında cümle Bozdağ’ın kastı dışında doğru. Evet her ikisi de olacak. Kim kazanırsa kazansın, kimileri şampanya ile kutlayacak. Kimileri de şükür duası edecek, şükür namazı kılacak. Çünkü her iki tarafta da içki içenler de var, namaz kılanlar da. Bu da gayet normal. Olması gereken de bu. Hatta söz konusu şampanya olunca, bu iktidar dönemindeki servet transferi nedeniyle, AK Parti kazanırsa şampanya patlatacakların sayısı daha fazla olabilir


Bozdağ'ın FETÖ arşivi  
Seçim sonuçlarının açıklanacağı 14 Mayıs gecesini işaret ederek "Biz gidersek FETÖ, PKK kazanacak, onlar sevinecek" diyen AKP'li Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 'FETÖ' arşivi açıldı. Bozdağ, yıllar önce FETÖ lideri Fethullah Gülen'e övgüler yağdırmıştı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “14 Mayıs akşamı ya şampanya patlatıp sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler olacak” sözlerine de yer verdiği açıklamasında, seçimleri Millet İttifakı'nın kazanması durumunda FETÖ'nün "kazanacağını" vurgulayarak şunları söylemişti:"Ya Kandil sevinecek ya Şanlıurfa'nın asil insanları sevinecek. Ya FETÖ sevinecek ya bu milletin temiz evlatları sevinecek". Peki bu sözlerin sahibi Adalet Bakanı zamanından  biz "bu FETÖ ülkeyi ele geçirmek istiyor. İktidar yoluyla kadrolaşıyor yapmayon etmeyin" diyorduk. Gene diyoruz. açık ve net ben FETÖ belasının her daim karşısında oldu. Ama ya bakan Bozdağ ne oldu. Bir Anımsayalım. Unutmayalım. Unutturmayalım.
 

Küçüğün rızası vardı saçmalaması
Daha önce çocuğun cinsel istismarını ‘küçüğün rızası var’ diyerek savunan Adalet Bakanı Bozdağ, FETÖ terör örgütü lideri Fethullah Gülen’e sevgilerini göndermişti. Bozdağ o dönem yaptığı konuşmada "Bu ateşi yakan bu fikri veren bu bu yolda yürüyenlere destek olan her türlü katkıyı sunan muhterem Fethullah Gülen hocaefendiye de Antalya’dan gönül dolusu selamlar gönderiyorum" demişti. Bekir Bozdağ yine TBMM kürsüsünden "Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirmiş olduğu değerli bir kıymettir, bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de açık. Devletin denetimi, gözetimi altında her şey açık"  ifadelerini de kullanmıştı. Bozdağ'ın nefer söylemine  İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'de sert bir yanıt verdi. Akşener  "Sayın Bekir Bozdağ biz kazanırsak FETÖ kazanacakmış diyor. Sekiz sene Meclis'i yönettim, senin kadar cıvık, FETÖ sözcüsü kimseyi görmedim. Bir FETÖ övgüsü, bir FETÖ övgüsü… başkalarına fırça"

İşgalci güçler
Şimdi "Namı diğer" Milyon Ali'ye gelelim. Ben Binali Yıldırım'a saygısı olan bir insandım; hadi İstiklal Marşı'nı okuyamadı, yaşlandı olabilir ama 14 Mayıs seçiminin 'işgalci güçleri'  ne demektir.  Mücadelelerinin İstiklal mücadelesi verenlerle olduğunu söylüyor. Gerçekten yazıktır, günahtır, ahmaklıktır, saygısızlıktır. Bir başkası arkadaş erkek-erkeğe evliliğe takınmış, bu ülkede erkek-erkeğe evlilik mi var? Hayırdır İnşallah. 14 Mayıs akşamı seçimi Millet ittifakı kazandığında Türkiye'de darbe olacakmış, hadi oradan be. AK Parti’nin yöneticilerinin yaptığı konuşmalar bu ülkeye yönelik tehdittir.  Bu ülkenin Cumhurbaşkanı hepimizin güvenliğinden, namusunun, şerefinin korunmasından sorumludur. Diyor ki; kendilerine karşı olanaları  Gabar ve Cudi'ye gömecekmiş. Ayıp olan şu  Erdoğan, senin sol elinde PKK var. Sen bebek katilinin kardeşine 'Bizim Mehmet' diyorsun, sağ elinde ise Hizbullah var, onlar da Gaffar Okkan'ın katilleri. Her iki terör örgütüyle sen el ele, kol kolasın


Soylu da kervana dahil oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifiyle İstanbul’dan milletvekili adayı olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, propaganda çalışmaları sürdürüyor ama nasıl ?  Oyları eriyen iktidar kutuplaştırıcı dile sarıldı. Sandık güvenliğini sağlamakla görevli polis ve jandarmanın bağlı olduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “14 Mayıs siyasi darbe girişimidir” dedi. Soylu’nun yurttaşın demokratik hakkı olan seçimi “darbe” olarak tanımlaması büyük tepki çekti. Hukukçu Turgut Kazan, “Bunu başkası dese tutuklanırdı” dedi. Hukukçu Bülent Yücetürk ise “AKP seçimin meşruiyetini ortadan kaldırmak için bahane uyduruyor” diye konuştu. Soylu "15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir. 14 Mayıs 2023, Batı’nın siyasi darbe girişimidir. Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların 14 Mayıs’ta her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek darbe girişimidir. Bunu ben söylemedim. Bunu bugün Amerika’nın başındaki zat yıllar önce söyledi. Yıllar önce denedikleri bütün yöntemler berhava olunca ancak böyle bir yöntemle Türkiye’yi ele geçirebileceklerini ifade ettiler." dedi.


Oylar eridikçe dilleri sivriliyor
Dostlar. Soylu'nun kullandığı cümleyi herhangi bir biçimde başka biri yapmış olsa talimat verilir, o cümleyi kuranın kapısı sabaha karşı kırılır ve savcıya çıkıp tutuklanırdı. Eski Baro Başkanlarından  Av.Turgut Kazan konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a, 27 Mayıs’la ilgili yaptığı bir yorum nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan dava açıldığını anımsattı. Kazan, “Cumhurbaşkanı o zaman yeri göğü yıkmıştı. O tarihi bir olayın değerlendirmesiydi. Şimdi yarın için söylenen bir söz var. Bu bir darbe çağrısı” dedi. Seçim dönemlerinde içişleri bakanının istifa etmesi gerektiğini söyleyen Kazan, “Siz demokrasiye inanmadığınız için o mekanizmayı değiştirdiniz. Ama her şeye rağmen demokrasiye inanan insanlar 14 Mayıs’ta sandığa gitmeli ki böyle İçişleri Bakanlarıyla bir seçim süreci daha yaşamayalım” diye konuştu.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi