Yurttaşı var edemeyen yok oluyor

İkinci yüzyılın ilk seçimlerini atlattık; adaylar yarışırken biz yurttaşın gündemine, kentlerin yönetimine ve kent hakkına odaklandık. Seçim sonuçları, yeni toplumsal gelişmeleri tetikliyor. Seçim öncesi kendine pek yer bulamayan yurttaş iradesi ise, araftaki ikili iktidar siyasetine yol gösteriyor: Yurttaşı var edemeyen, yok oluyor. 31 Mart yerel seçimlerinde ortaya çıkan bu siyasal tablo, esasen 2017 referandumundan hatta 2013 Gezi isyanından bu yana rejime karşı halkın kesintisiz, kararlı direncinin, mücadelesinin ürünüdür.

Seçimlerden çıkan mesajlar


14 Mayıs Parlamento ve 14-28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yenilgiyle ayrılan muhalefet için, 31 Mart akşamı yerel seçimlerde yaşanan “zafer”, 2028 seçimleri için yurttaşta yeni bir umuda neden oldu. Belki de bu yerel seçimin ileriye dönük en pozitif tarafı, yurttaş gözündeki “yenilginin” tekrar etmemesi oldu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kalesi olarak bilinen il ve ilçeleri kazanması, Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) AKP’den aldığı ciddi oy ve kazandığı biri büyükşehir olmak üzere iki belediye, seçimlere “hür ve müstakil” olarak girme kararı alan İYİ Parti’nin yaşadığı yenilgi ve 22 yıl sonra tarihinde ilk defa birinciliği kaptıran bir AKP… Yerel seçimlerle ilgili konuşulacak çok başlık var
31 Mart yerel seçim sonucu, kamuoyunun geniş kesimleri açısından sürpriz bir sonuç olarak ortaya çıktı. Muhalefet açısından bu düzeyde bir başarı beklenmiyordu. En fazla 2019 seçiminin bir adım ilerisinde bir sonuç beklentisi vardı.Geniş muhalif kesimler şaşkın ama umutlu bir ruh hâliyle 1 Nisan’da yaşama yeniden merhaba dediler.Türkiye yeni bir siyasal evreye geçiş yaptı. Yeni bir siyasal iklim oluştu.

Değişim 2017'den beri gelişiyordu


10 ay önce gerçekleşen 14-28 Mayıs seçimlerinin tam tersine ortaya çıkan bu sonuç anlık bir olay mıydı? Yoksa bir birikimin ürünü müydü? 2017 referandumundan bu yana sandığa yansıyan sonuçlar özellikle büyük kentlerin değişim isteği yönündeydi. AKP-MHP Anadolu’ya daralan bir noktadaydı. 31 Mart 2024 seçim sonuçları bu siyasal değişimin büyük kentlerin dışında Anadolu’nun içine doğru yayıldığını ortaya koydu. Siyasal değişimler bazen hemen kendisini ortaya koyamaz. Bir zaman ister, zamana yayılır. AKP-MHP’de cisimleşen devlete karşı halk-millet kazandı. Son noktada 31 Mart’ta sandığa yansıyan; emeklilerin, işçilerin, işsizlerin, gençlerin, kadınların isyanı oldu. Yoksulluğun, açlığın, işsizliğin feryadı oldu. Halk “Benimle uyumlu çalışacak yerel yönetici seçmezseniz hizmet alamazsınız” diyerek kendisini tehdit eden Erdoğan’a büyük bir şamar attı.Merkezi iktidarın tahakkümüne karşı halk, yereli güçlendirerek merkeze karşı nispi bir denge oluşturdu.Yeni dizilişlere ve gelişmelere gebe bir dönem içerisine girdik.Muhalefetin “aklının daha iyimser” olduğu böyle bir dönemde muhalefetin bu dönemi nasıl değerlendireceği tayin edici olacak.

İşi şansa tesadüfe bırakmadı seçmen


Tek adam iktidarı yine türlü türlü oyunlarla kanun ve yasaları dilediklerince bükerken her şeyin sonuçlanmasına kalan zaman da azalıyor. “Trafoya kedi kaçtı” hicvinin, yerini mühürsüz pusulaların oy sayılmasından iktidarın kazanmadığı seçimin keyfi bir şekilde yenilenmesine kadar türlü türlü hinliğe yerini bıraktığı koşullar içerisinde durum, tıpkı o eski şarkıda geçtiği gibi: “Organize işler bunlar, başımıza işler bunlar, senin benim dinlemez İstanbul’u dişler bunlar.” idi. Ama yurttaş bu kez işi şansa bırakmadı.
Anlayacağınız deyim yerindeyse bir garip seçim dönemi geçirdik. Kilometreler adımlarla ölçüldü, “liderlik şeyi” burçlar üzerinden değerlendirildi, koca bir ülke 81 ili, 922 ilçesiyle yurt geneli bir seçime girmiyormuşçasına bir İstanbul hikâyesi yürüdü gitti. Seçim söylemleri konusunda genel tablo ise gerek muhalet gerekse iktidar açısından 2023 genel seçimlerini aratmadı desek yeridir. Yine bu seçim hayat memat meselesi ilan edildi, yine yurttaş cevabı sandıkta verecek dendi, yine hassas terazide “AKP’ye yaramasın” hesapları yapıldı. Hatta “Bunlardan kurtulmak için herkesin bizi desteklemesi lazım” söylevi artık o denli ön plandaki hiçbir adaydan herhangi bir vaat dahi duymadık desek yeridir. Kısacası, sadece aday isimlerine sıkışmış bir seçim süreci daha kendine ayrılan sürenin sonuna gelindi.

Skandallar şehri İstanbul


İstanbul, yalnızca seçim kampanyası sırasında dahi skandallar kenti haline gelmiş vaziyette. Bu tablonun baş mimarı da şüphesiz verdiği birbirinden absürt demeçlerle renkli kişiliğini ortaya koyan Murat Kurum. Bu seneki yerel seçimlerin kampanya süreci, 2023 genel seçimlerinde yaşanan hayal kırıklığının ardından fazlasıyla sönük geçti .Öte yandan, geniş anlamda siyasi partiler, dar ölçekte ise iktidar ve ana muhalefet özelinde konuşmak gerekirse dışarıdan gözüken, sanki tüm Türkiye’de gerçekleşen bir yerel seçim değil de tek başına bir İstanbul seçimiymiş gibi bir tablo. İktidarın en büyük hedefi 25 yılın ardından “5 seneliğine emanet ettiği” İstanbul’u geri almak, ana muhalefet ise tüm söylemini “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” şiarı üzerinde üzerinde kurdu. Gerek İmamoğlu’nun son 5 senede sergilediği dinamik belediye başkanı performansı gerekse ana muhalefetin en öne çıkan ismi oluşu CHP cephesini moralli kıldı.İmamoğlu’nun kendine ve “16 milyon”a güveni tam. Ancak zannediyorum bu güveni tazeleyen bir kişi daha var ki o da, yine, Murat Kurum’dan başkası değildi.
İmamoğlu ise 2019’da seçim hukuksuzca yeniden yapıldığında nasıl yılmadıysa yine hiçbir şekilde yılmayacağı konusunda oldukça netti.. Ertuğrulgazi Mahallesi’nde gerçekleştirdiği halk buluşmasında “17 tane bakan. İstanbul’da siyaset yapıyor. Şimdi 17 bakan artı aday; etti 17+1… ama bir kişi daha var. O da geliyor. Yakındır, gelecek. Bekliyoruz vallahi, gel, bekliyoruz. Buyursun gelsin. İstanbul’a bekliyoruz. İstanbullu misafir ağırlamayı sever mi? 23 Haziran’da, 806 bin kere nasıl misafir ettiyse, şimdi daha büyük rakamla misafir edecek” diyerek Erdoğan ve şürekâsına hodri meydan demişti.

SON SÖZ: Mevlana’nın dediği gibi "Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yarına dair yeni şeyler söylemek lazım." Biz artık yarına dair yeni şeyler söylüyoruz.. Söylemeğe de devam edeceğiz. !

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi