Bu neyin öfkesi ve kini?

Şunu çok net söyleyebilirim ki, siyaset hiç bu kadar çirkin nefret söylemleriyle gündeme gelmemişti. 

Siyasetçilerin söylemlerinden dolayı kardeş kardeşe, arkadaş arkadaşa, komşu komşuya yan bakar oldu.

Bu neyin kini ve öfkesi?

Ramazan Bayramının ilk günü, Kemal Kılıçdaroğlu’na Adıyaman’da üç ayrı yerde “provokatif” saldırı oldu. Adıyaman’da yapılan saldırılara karşı, Kılıçdaroğlu’nun tansiyonu düşürücü dil kullanması çok doğruydu ve yerindeydi. Çünkü liderler kitleleri kutuplaştırıcı konuşmalardan sakınmalıdırlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan restore edilen Sultanahmet Camisi’nde cuma namazını kıldı ve caminin yeniden ibadete açılması dolayısıyla yaptığı konuşmada Bunlar iktidara gelince Diyanet’i kaldıracaklar” deyince dinleyicilerden Yuh” sesleri yükseldi. Erdoğan, “Yuh yetmez” dedi. 

Biri çıktı “14 Mayıs darbe girişimidir” dedi.

Bir diğeri  “ülkeyi 14 Mayıs’ta yabancı istilacılara teslim etmeyeceğiz” dedi.

Başka bir diğeri “ 14 Mayıs akşamı toplumun bir kesiminin şükür secdesine kapanacağını söylerken, diğer bir yarısının seçim kazanırsa şampanya patlatacağını” söyledi.

Toplumu şükür secdesi yapanlarla, şampanya patlatanlar olarak ayırdılar ve ikiye böldüler.

 Başka bir diğeri “ bu seçimlerde ülkeyi küffara teslim etmeyeceğiz” dedi.

Bir başkası “terörist” diğeri “zillet” dedi.

Tüm bunlar sadece son 1 haftada söylendi.

İşin ilginci bu seçimde düne kadar birbirlerine salya sümük hakaret edenler aynı safta.

Düne kadar “Megri Megri” türküsünü kol kola söyleyenlerin terörist anlayışı değişti.

Tüm bu söylenenler ve verilen mesajlar toplumu kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.

Hafta sonu İzmir’in Buca ilçesinde bir imamın başına gelenleri duymuşsunuzdur.

İzmir’de bir camide resmi imamlık görevi yapan şahsı, siyasi bir ilçe başkanı arıyor; “Cemaati mitinge davet et ve birkaç araçla ulaşımını sağla” diyor.

İmam kabul etmiyor ve tarihe not düşecek şu muhteşem açıklamayı yapıyor.

“Ben din görevlisiyim işimi çok seviyorum ve hiçbir siyasi parti için cami cemaatimi yönlendirmem. Bırakın herkes işini yapsın” diyor.

Bu ülkede sabah namazına gidenle, sabah meyhaneden çıkanlar birbirine selam vermeye başladığında, insanlar birbirinin kılık kıyafet ve inançlarına takılmadığında toplumsal barışı sağlayabiliriz.

Bu ülkenin insanı kardeşçe huzur içinde farklı düşünceleriyle birbirine saygı ve sevgi çerçevesinde yaşamak istiyor.

Unutulmamalıdır ki; iktidarlar geçici, devlet bakidir. Liderler geçici, demokrasi bakidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevda Durgun Arşivi