Büyükçekmece'ye Uysal, Beykoz'a Aydın... Avcılar'a da, Dr. İbrahim Ulusoy...

Yerelde aday adayı yokmuş gibi dışarıdan aday getir. Sonra kaybedince de mazeret ara... Görünen köy kılavuz istemez. Kaybedeceksiniz...

31 Mart yerel seçimlerine 110 gün kaldı. Birkaç hafta sonra Türkiye genelinde tüm il ve ilçelerin adayları açıklanmış olacak.
En heyacanlı olanlar aday adayları. Sonrasında açıklanan adaylar olacak.
1 Nisan sabahı takke düşmüş kel görünmüş olacak.
Seçimler öncesinde yapılan yorumların en hareretlileri seçimler sonrasında yaşanacak.
İktidar kaybederse, net sonuç: Millet iktidara ders verdi.
Böyle bir sonuç çıkarsa adayların yanlış tespit edildiğinden de tutunda, ülkede yaşananlara kadar milletin iktidarı cezalandırdığı yorumlarını okuyacağız.
İktidar kazanırsa, oyunu yitirmezse çıkan net sonuç: Millet iktidara destek verdi, muhalefete ders verdi.
"İktidar adaylarını doğru tercih etti. Muhalefet ise milletin sorunlarını doğru okuyamadı, doğru adaylar göstermediği için yenildi" diyeceğiz. Ahkam keseceğiz.
****
Muhalefetin büyük çoğunluğunda, iktidar kazanırsa şunları söylenecek: "Millete müstehak, millet cellatına aşık kardeşim. Bu milletten bişey olmaz..."
Daha da ileri giderek, seçimlere hile karıştığını iddia edilecek: "Biz demiştik. Seçimi kazansak bile AK Parti iktidarı teslim etmeyecek. "
Sandık oyunlarından söz edeceğiz.
İktidar kaybederse, tüm baskılara rağmen milletin ayağa kalktığından, iktidara ders verdiğini, milletin hukuksuzluğa, hayat pahallığına, kötü yönetime dur dediği iddia edilecek.
İşimize gelen sonuçlar çıkarsa millete alkış. İşimize gelmeyen sonuçlar çıkarsa milleti aşağılayacak ve hakaret edeceğiz.
İktidar ve muhalefetin başındakilerden başarı ya da başarısızlığa göre şu sözleri duyacağız.
Millet sandıkta sözünü söyledi. Kendimize gereken dersleri çıkaracağız.

Yerelde aday mı yok ki, dışardan aday devşiriyorsunuz!
İktidar ve muhalif partiler, adı mahalli, yerel olan seçimlerle ilgili dışardan adaylar devşiriyorlar.
Onlarca aday adayının olduğu il ve ilçelere dışardan adaylar gönderiliyor.
Bunun en önemli nedeni, siyasi partilerde karar verici merkezin, yerel olmamasından kaynaklanıyor.
Çünkü, yerel adayın partinin önüne geçemeyeceği düşünülerek, karar vericiler "biz öyle karar verdik" diyerek dışardan aday gönderebiliyorlar.
Sonrası mı? Hüsran.
Küskünlükler...
Siyaset bir iddia için yapılan birşey... 
Hele hele yerel tartışmasız yaşadığı kenti yönetmek isteği... Süslü bir lafla söyleyelim. "Doğduğum, doyduğum ve herşeyimi kazandığım, yaşadığım kente borcumu ödemek istiyorum."
Sanki siyaset dışında borç ödenmiyormuşu gibi. Borcunu ödemek için yola çıkanların kentleri nasıl katlettiği de ortada duruyor. Tabi zenginleştikleri de...

Uysal, neden Büyükçekmece'den aday gösterilmek istenir ki?
Düşünün bir yıl önce İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın istifa ettirilmesi ile yerine seçilen Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın, Büyükçekmece'ye aday gösterileceğinin hatta kendisinin aday olmak istediği söyleniyor.
10'a yakın aday adayı var.
Parti aday adaylarına diyor ki. "Kardeşim kusura bakmayın. Sizinle seçim kazanılamaz. Ancak Mevlüt Uysal ile seçim kazanılabilir. Sakına nefsinizi öne çıkarmayın. Tevazu gösterin ve sonucu kabul edin."
Büyükçekmece'de de yaşamamış. Yollarını bilmez, mahallelerini tanımaz. İnsanlarını tanımaz. Sadece "yer bulamadık kendisine mutlaka bir ilçeden aday göstermek zorundaydık" denilerek, Büyükçekmece'den aday yapılmak istenmesi nasıl bir anlayıştır. Ve aday adaylarının, dışardan bir aday gösterilmeyi (atamayı) kabul etmesini istemek, kabul etmeyenleri de 'hain' denilerek suçlamak... Nasıl bir zihniyettir. Siyasetin cilvesi mi diyelim. Bu cilve neden hep aynı insanların etrafından dönüyor ki...

Bıraksanız, bir mahallesinden diğer mahalleyi bulamaz!
Düşünün... Bir yıl önce Avcılar Devlet Hastanesi Başhekimi olarak atanmış.
Belli ki başhekim olarak atanırken, belediye başkan adayı olarak gösterileceği mutlaka kendisi ile görüşülmüş.
İl ve ilçe yönetimi tarafından destekleniyor.
Özellikle ilçe başkanı tarafından tüm etkinliklere davet edilen eski başhekim, diğer aday adayları yok sayılarak eşit ve adil olmayan bir adaylaşma süreci yaşıyor.
Avcılar'ın merkez mahallesinde yanında bir kılavuz olmadan yalnız başına bıraksanız, Avcılar Devlet Hastanesi'nin bulamayacak, bir başka mahallesine yürüyerek gidemeyecek olan, bir caddede ya da sokakta yürürken birkaç esnafa, sokakta yürüyen birkaç insana sarılarak selam veremeyecek olan birini gelip kente belediye başkan adayı yapacaksınız.
Sonrada kaybedince bir yığın mazeret üreteceksiniz.Açık açık söyleyeyim.
AK Parti Avcılar'ı kazanmak için değil, kaybetmek için aday hazırlıyor.
Bir yıl önce Avcılar'a yerleşmesine rağmen; yok iki yıl, yok dört yıl, yok 8 yıl önce kente geldiğini söyleyen aday olursa mutlaka 15 yıldır Avcılar'da oturduğunu söyleyecek olan eski başhekim AK Parti tarafından aday gösterilirse şimdiden düşüncemizi peşin peşin söyleyelim. CHP'nin belediye başkan adayı olacak isminden en az 20 bin fark yerse şaşırmam.
Sonrada kaybeden tüm belediye başkan adayları gibi aynı teraneyi seslendirir.
"Aday adayları beni desteklemedi. Partinin kimi isimleri beni yalnız bıraktı."
Diyerek yanlış aday olduğunu değilde başkalarında suç arar durur.
Sonra AK Parti'de kaybedince her koşulda birşey oluyorsunuz.
Eski başhekim de bir yerlerde mutlaka, "adayımızdı" denilerek bir mevki bulur kendisine. Kendisinden önce kaybedenlerin bulduğu gibi.

Murat Aydın, Beykoz'a...
Düşünün, 20 yıldır Zeytirburnu Belediye Başkanı Murat Aydın. Hiç tanımadığı Beykoz'a aday yapılmak isteniyor. Yetmez mi? 20 yıldır belediye başkanısın. Git evine otur. Partide başka görev al. Git torun sev... Dünyayı gez. Sen olmazsan Beykoz yanacak mı, batacak mı?

Esenyurt’a eski bakan yok eski milletvekili
Esenyurt'ta AK Parti'nin 16 belediye başkan aday adayı var. Yok eski bakan, yok eski milletvekil derken, kenti tanımayan adaylar aranıyor dışardan. Aynı şey CHP içinde geçerli.
Aday adaylık sürecinde kimseyi öne çıkartmadan getir dışardan bir adayını deki; adayım bu... Kimse aday adayı olmasın.  Kimsenin de onurunu kırma be kardeşim. Ayrıca da şu aday adaylığı meselesine de mutlaka bir kıstas getirilmeli. Adaylık kriterleri olmalı.

Sayan, AK Parti'nin oyundan daha düşük oy alır!
Düşünün AK Parti Ağrı'ya eski CHP'li Savcı Sayan'ı gönderiyor.
Zamanında CHP'den aday olmuş ve 400 oy almış Sayan.
Yazın bir kenara, Haziran seçimlerinde AK Parti'nin Ağrı'da ki oyunu bulsun, bana istediğinizi söyleyin. Ağrı'da AK Parti bir aday bulamıyorsa söylenecek söz yok.

Kent demokrasilerini kuramazsak...
Siyasi partiler kendi teşkilatlarını, örgütlerini hamal olarak görüyorlar. Kimi gönderirsek desteklemek zorundalar diye. Bu dönemde geçecek. Geçmek zorunda.  Kentlerimizin tecavüz edilmiş durumları ortada. 
Tüm yetkilileri merkez toplamış devletimizin hali de ortada. Kentlerin kendini yönetebileceği, yerelden adayların çıktığı, kendi yasalarını yapabildiği kent demokrasilerini kuramazsak hep beraber kaybedip, bilmem kaçıncı devletimizi yıkıp yerine bilmem kaçıncı devleti kurmakla övünmeye devam edeceğiz.

Son söz: Kent demokrasilerini kuramazsak ülkede de demokrasiyi ve hukuku çok arayacağız. Ülkede demokrasi olmayınca kentlerde, kentlerde demokrasi olmayınca ülkede de demokrasi bir yaşam biçimi olmuyor, ne yazıkki...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi