Psikolog Gül Çolak

Psikolog Gül Çolak

Deprem görüntüleri travmatik strese yol açabilir!

Deprem sadece yaşayanı değil medya ve televizyon aracılığıyla da görüntülere tanıklık eden başta çocuklar olmak üzere yetişkinleride de derinden etkiliyor. İkincil travmatik stres olarak adlandırdığımız, depremin dolaylı olara- medya ve basın yoluyla kişiyi derinden etkileyen bir stres olabilir. Depremin ve deprem görüntülerinin yarattığı psikolojik çöküşün mümkün olabileceğinin ve uzun bir dönem sürebilir.

Unutmayalım ki , anormal durumlarda verilen tepkiler normaldir. Afet sürecinde hepimizin kaygılanması, fazla korku ve endişe yaşıyor olması olası bir durumdur. Yıkım ve göçük görüntülerine maruz kalmak, basında yer alan ölüm haberleri duymak kişiyi korku, kaygı ve strese itebilir. Tekradan bir depremin meydane geleceği düşüncesi, afet bölgesine yardımda bulunma isteğinde bulunup- bulunamadığından dolayı çaresiz, suçlu hissetme gibi duyguların hissetmenin bu dönemde gayet normaldir. Fakat uzun süre medyada yer alan görüntülere maruz kalmak afet sonrası süreçte yoğun bir kaygı ve stres kaynağı olarak ikincil travmatik stres karşımıza çıkabilir, bu noktada psikolojik destek çok önemlidir.
 

Haberleri doğru yerden takip edin
Günün büyük bir kısmını medyada yer alan haberlere ulaşmakla geçirmeyin. Özellikle deprem anı görüntüleri izlenilmemesi psikolojimiz açısından ciddi öneme sahiptir. Günlük yaşam rutinlerinizi sürdürmeye devam edin. Görüntülerin sosyal ağlarda da paylaşılmaması izlenilmemesi kadar önem arz etmektedir.
 

Çocuklara izletmeyin
Yaşanan depreme ilişkin medyada yer alan yıkım ve göçük görüntüleri, ölüm haberleri çocuklarda korku, panik ve endişe gibi duygulara yol açıyor. Uzun süre bu haberlere maruz kalmak çocukta ikincil travmatik strese yol açabilmektedir.
Çocukları bu süreçte medyada yer alan görüntülerden ve mümkün olduğunca ekran başından uzak tutmaya özen gösterilmesi gerekiyor. Çocukların yaşadığı korkunun geçmesi için ‘‘geçti” ‘’bitti’’ ‘’bir daha olmaz’’ demek yerine depremlerde yapması gerekenler konusunda bilgi verin.
Bu süreçte özellikle okulöncesi ve ilkokul çağı dönemindeki çocuklar depreme ilişkin çok fazla soru sorabilirler. Depreme dair haberlerin duyulduğu ortamda çocukların sorduğu soruların yanıtsız bırakılması daha fazla kaygıya neden olacaktır. Çocuklara mümkün olduğunca açık, net ve anlayabileceği düzeyde basit cümleler ile yanıt verilmelidir. Depremin de sel,fırtına, yangınlar gibi yaşanılabilecek doğal bir afet olduğu vurgusu yapılmalıdır. Yağmur yağması, güneş açması gibi benzetmeler kullanılabilir.
Depremi somutlaştırırak, oyun yöntemi ile anlatmak ve basit bir dil kullanmak depremin nasıl meydane geldiğini anlamlandırmalarında daha kolaylaştırıcı olacaktır.
Oyun oynarken legoların üzerine bir karton parçası, kartonun üzerine de birkaç küçük oyuncak koyabilirsiniz. Legoları yer altı, kartonun da yeryüzü olduğu düşünülür. Legolar hareket ettirilerek ne olduğu gösterilmeye çalışılır. Bu şekilde deprem anında ve deprem sonrasında neler yapılabileceği hakkında konuşun.
 

Yaşam üçgenini öğretin
Sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıdır. Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir.
 

Deprem çantası hazırlayın
Deprem çantası hazırlarken çocuğunuzun kendisine ait eşyaların olması da çocuğun kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Çocuğun bir oyuncağı, onun için değerli bir eşyası olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Gül Çolak Arşivi