Diyanet-Sen 'kaymakamın imama saldırısı planlı' dedi, Ali Yerlikaya'yı göreve çağırdı: 'Vandallık karşılıksız kalmamalı'

Diyanet-Sen 'kaymakamın imama saldırısı planlı' dedi, Ali Yerlikaya'yı göreve çağırdı: 'Vandallık karşılıksız kalmamalı'
Diyanet-Sen kaymakam Burak Akeller'in imama yönelik saldırısına yaptığı açıklamada İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı göreve çağırarak "Vandallık asla karşılıksız kalmamalı" dedi.

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde, Kaymakam Burak Akeller'in, cuma namazı için gittiği camide imam M.K.'yı mikrofonla darbettiği iddiası gündeme bomba gibi düştü. Yaşanan olayın ardından Diyarbakır Valiliği soruşturma başlattı ve yapılan açıklamada "Bazı basın yayın organlarında Kulp Kaymakamı ve ilçede görev yapan bir cami imamı arasında yaşandığı iddia edilen olaya ilişkin adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" denildi.

KAYMAKAM AKELLER: KİMSEYİ DARBETMEDİM

Kaymakam Akeller, İmam M.K.'yı darp etmediğini, kendisini uyardığını belirterek olayı şöyle anlatmıştı:

"Bugün Kuba Camii'ne cuma namazı için gittik. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından her hafta okunması gereken hutbede, bu hafta şehitlerimiz ile ilgili olarak rahmet duası vardı. Cami imamı bu kısmı okumadı, ben de hutbeden sonra dışarıda kendisine yüksek sesle tepki gösterdim. İmam "Bana baskı yapılıyor, o yüzden okumadım" deyince, ben de bu cevaba kızıp "Sen devletin imamısın, kim baskı yapabilir?" dedim. Sonra kendisi gidip darp raporu almış ama raporda iddia edildiği gibi bir darp değil de bacağının ağrıdığı yazıyor. Ben olayı İl Valimize de aktardım. İddia edildiği gibi ben devleti temsil eden biri olarak kimseyi darbetmedim" dedi.

ALİ YERLİKAYA'DAN AÇIKLAMA

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da yaşanan olay sonrası gündeme getirilen iddialarla ilgili bakanlık tarafından konuyla ilgili inceleme başlatıldığını ve incelemenin sonucu beklenmeden yapılan yorum ve eleştirileri maksatlı bulduğunu dile getirdi.

"ŞİDDETE MARUZ KALMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL"

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), yaptığı yazılı açıklamada imam odasında din görevlisinin sözlü ve fiili şiddete maruz kalmasını kabul edilebilir bulunmadığı belirtildi.

Memur-Sen'in yaptığı açıklama şöyle:

"Diyarbakır Kulp’ta yaşanan rahatsız edici hadiseye ilişkin duruşumuz açık ve nettir. Vatanımızı, bayrağımızı, şehitlerimizi tartışma konusu yapmayız. Bu konudaki duruşumuzu da kimseye sorgulatmayız. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gönderilen cuma hutbesi metnini harfiyen okumamak bir suç veya görevi ihmal ise yapılması gereken idari inceleme ve soruşturmadır. Bunun yöntemi cami adabını çiğnemeden hukukun gereğini yapmaktır"

"Yaşanan olayda cami adabının çiğnenmesi, akabinde imam odasında din görevlisinin sözlü ve fiili şiddete maruz kalması kabul edilebilir değildir. Konu darp raporuyla ortaya konulmuştur. Bundan sonrası ilgili ve yetkili mercilerin işidir. Türkiye bir hukuk devletidir. Dolayısıyla, İmam-hatibin işlediği bir kusur, bir ihmal, bir kasıt varsa hukuk devleti ilkeleri içinde yapılması gerekenler bellidir. Aynı ilke, kaymakamın eylemi için de geçerlidir.

İçişleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı gerekli adli ve idari soruşturmaların başlatıldığını açıklamıştır. Memur-Sen olarak biz de sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz."

"VANDALLIK ASLA KARŞILIKSIZ KALMAMALI"

Memur-Sen'e bağlı Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) kaymakam Burak Akeller'in, camide imam M.K.'yı mikrofonla darbettiği iddiasına yönelik yaptığı açıklamada kaymakamın eyleminin planlı olduğunu iddia ederek "Vazifesi hukuku ayakta tutmak ve uygulamak olan bir devlet görevlisinin hukuku ayaklar altına alarak yaptığı vandallık asla karşılıksız kalmamalı" ifadelerini kullandı.

Açıklamada şunlar denildi:

"Kulp Kaymakamının, inancımızın kutsal mekanları olarak herkesin saygı ile girip çıktığı, içinde yüksek sesle konuşmaktan bile hicap duyduğu camide, hutbe sırasında İmam'a bağırarak müdahale etmesi hem hutbe adabına uymayan hem de cemaate saygısızlık içeren bir hareket olmuştur. İmam arkadaşımızın olgunluk göstererek bu provokasyona gelmemesine karşın Kaymakam'ın çirkinliklere devam etmesi, namazdan sonra İmam'a sinkaflı küfürler etmesi, hakaretler savurması, 'seni sürgün ederim' diye tehdit etmesi, en çirkini İmam'ı tekmelemiş, mikrofonun sopasıyla ve mikrofonla defaatle darp edip, geride delil bırakmamak için mikrofonu aldırıp camiden ayrılması hiçbirimizin, insaflı hiç kimsenin kaldırabileceği bir olay değildir. Öncesinde İmam'a camide kamera olup olmadığını sorması Kaymakam'ın bu eylemi bir anlık öfkeyle değil planlayarak yaptığının göstergesidir. Oysa varsa imamın kusuru bunun usulü ve yolu bellidir.

Vazifesi hukuku ayakta tutmak ve uygulamak olan bir devlet görevlisinin hukuku ayaklar altına alarak yaptığı vandallık asla karşılıksız kalmamalı, bölgeyi güvenlikçi ve yaftalayıcı bir refleksle değerlendirmenin beledini tüm ülke ödemek zorunda kaldığımız bilinci içinde hareket edilmeli, kaymakam hakkında acilen soruşturma açılarak görevden el çektirilmelidir.

Vatandaşla devlet arasındaki huzur ve güven iklimini zedeleyici, mülki idare makamının gerektirdiği sorumluluk ve görev anlayışı ile bağdaşmayan bu eylemle ilgili olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı göreve çağırıyoruz."

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.