Emekliyi bölmeyin

Yılbaşında zam bekleyen 15.8 milyon emekliden 13.3 milyonu büyük hayal kırıklığı yaşayacak. Emeklilerin bazılarına yüzde 50, bazılarına da yüzde 37 zam yapılacak. Milyonlarca emekli yılbaşında alacağı zamla ikiye bölünecek. 13.3 milyon işçi, esnaf ve çiftçi emeklisi yaklaşık yüzde 37 civarında zam alırken 2.5 milyon memur emeklisinin aylığına yüzde 50 civarında zam yapılacak. Bugün her ikisi de örneğin 10 bin lira aylık alan memur ve işçi emeklisi arasında yılbaşında bin 300 liralık fark oluşacak.Tüm bu olumsuzluklara karşın gelecek olan 2024 yılının ülkemiz ve hepimiz için esenlik, mutluluk, sevgi, başarı getirmesini diliyorum.

Emekliye farklı zam

Birbirleriyle eşit durumda olan işçi ve memur emeklileri arasındaki gelir farkı yıl sonunda 15 bin 600 liraya kadar çıkacak. Söz konusu fark her geçen yıl daha katlanarak artacak. Emekliler ise ‘bizi bölmeyin’ diyerek adaletsizliğe yol açan zam uygulamasına son verilmesini talep ediyor. Emeklileri birbirinden ayıran zam 3 Ocak 2024’te yıllık enflasyonun açıklanmasıyla gün yüzüne çıkacak, emekliler arasında büyük hayal kırıklığı yaşanacak. Emeklileri ayıran zam farklılığı, iktidarın memur emeklileriyle diğer emeklilere farklı zam yöntemleri uygulamasından kaynaklanıyor. Memur emeklilerine, sendikalı memurlarla aynı haklardan yararlandırılarak zam yapılıyor. Bu emekliler her 6 ayda bir memura uygulanan toplu sözleşme zammı ile birlikte enflasyon farkı oranında zam alıyor. İşçi, esnaf ve çiftçi emeklileri ise sendika zammından mahrum bırakılarak, sadece geçmiş 6 aylık enflasyon kadar zam alabiliyor. 6 aylık enflasyonun olağanüstü bir durum yaşanmazsa yüzde 37-38 civarında açıklanacağı için işçi emeklilerine bu oranda zam verileceği belirtiliyor. Memur emeklileri ise ocakta yüzde 15 oranında toplu sözleşme zammının yanı sıra enflasyon farkı da alacak. Böylece memur emeklilerinin de toplamda yüzde 49 ile yüzde 50 zam alacağı ifade ediliyor.

Beklenti karşılanmadı

Meclis’in beklenen düzenlemeleri yapmadan tatile girmesi tepki çekti. Yaklaşık 10 milyon emekli 7 bin 500 TL aylık alıyor. Bu düzeltilmedi. 8 bin TL seyyanen zam istemi yapılmadı. Emekli-Sen Genel Sekreteri Kalender, “Emekli, ‘seçim hesapları’ için itibarsızlaştırıldı. Açlığa sürüklendi” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin emeklilerin bekledikleri düzenlemeleri yapmadan 16 Ocak’a kadar tatile girmesi tepki çekti.

3 yıl geriden geliyor

Yaklaşık 10 milyon emekli açlık sınırının çok altında 7 bin 500 lira aylık alıyor. Bu düzeltilmedi. 8 bin TL seyyanen zam talebi kabul edilmedi. Tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge sözü gerçekleşmedi. Esnafın prim gün sayısı da 7200’e düşürülmedi. DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, düzenlemeleri şubat ayına bırakan hükümetin seçim yatırımı hedeflediğini söyleyerek şöyle konuştu: “Meclis açılınca ocak sonunda emekli taban aylığı artırılacak, emekliye zam yapılacak. Şubatta zamlı aylıkları alacağız. Sonra da seçime gideceğiz. İktidarın hesabı bu. Emekliler ‘seçim hesapları’ için itibarsızlaştırıldı. Açlığa, sefalete sürüklendi. Üzerimizde tiyatro oynuyorlar.” Ankara’da meydanlara inen emekliler hayat pahalılığına isyan etti. Ulus Atatürk heykeli önünde toplanan Emekli Memur-Sen üyesi emekliler, aylıkları ile kira ve mutfak masrafını karşılamadıklarını, faturalarını ödeyemediklerini vurguladı. Emekliler, “Maaşlarımız düzeltilmez ve kamu görevlilerine yapılan 8 bin 77 TL’lik iyileştirme bize yansıtılmazsa, 2024’e değil ancak 2021 yılına girebileceğiz. Emekliler 3 yıl geriden geliyor, maaşları 3 yıl önceki ekonomik koşulları karşılıyor” diyerek, maruz bırakıldıkları ekonomik koşulları protesto etti.

Dertler birleştirdi

Türkiye’nin içinden geçtiği enflasyonist kriz ortamında yaşam pahalılığının gün geçtikçe artması, emekçi kesimlerin derin ve hızlı bir yoksullaşma içerisine itilmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan, TÜİK’in geçtiğimiz günlerde yayımladığı Ekim 2023 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarında, yükselen enflasyona rağmen işsizliğin son 11 yıldaki en düşük seviyelere inmesi dikkat çekicidir. Enflasyonist kriz ortamında artan yaşam pahalılığına karşı işsizliğin düşmesi, asgari ve altında ücretle çalışan sayısının artmasından kaynaklanmaktadır. Ekonomik kriz ortamında, yerel seçime giderken AKP iktidarının temel iktisat politikası, ücretleri düşürerek

istihdamı artırma yönündedir. Uygulanan bu iktisadi politika tercihi, yıllar içerisinde çalışan kesimler içerisindeki asgari ücretle geçinenlerin büyümesine sebep olmuştur. Öyle ki 2002 yılında çalışan kesimlerin yüzde 24.4’ü asgari ücret ve altında çalışırken bu rakam 2022’de yüzde 33.8’e çıkmıştır. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’de çalışanların yüzde 57’si asgari ücretli konumundadır. Avrupa Birliği ülkeleri arasında asgari ücretle çalışanların toplam çalışanlar arasındaki ortalama oranının ise yüzde 9 olduğu bilinmektedir. Bu haliyle, çalışan kesimlerin alabileceği “en düşük” ve “başlangıç” ücreti olarak belirlenen asgari ücretin, Türkiye’de genel ücret düzeyi haline geldiği ve AB ülkelerinin çok gerisinde kaldığı görülmektedir.

TÜRKİYE'NİN AÇLIK ORDUSU

Açlık sınırının 14 bin 25 TL, yoksulluk sınırının ise 45 bin 687 TL olarak saptandığı ülkemizde, net asgari ücretin 11 bin 402 TL olması, halkın çoğunluğunun derin bir sefalet içerisinde yaşadığını gözler önüne sermektedir. Yılda iki kez belirleniyor olmasına rağmen asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kalması, Türkiye’yi bir açlık ordusuna dönüştürmüştür. İşçi ve memur sendikalarının, enflasyonist ortamda ücretlerin hızla eridiğini vurgulaması ve bundan dolayı asgari ücretin yılda iki kez değil dört kez belirlenmesini talep etmesine karşı, hükümet ve işveren tarafının asgari ücretin yılda bir kez belirlenmesine dönük eğilimi dikkat çekicidir. Merkez Bankası’nın orta vadeli program (OVP) kapsamında yıl sonu enflasyon oranını yüzde 65 olarak açıklamasına karşı; asgari ücret zammı konusunda yüzde 50rakamında karar kılındı. Özellikle 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrası döviz kurundaki yükselişin artacağına dair kuvvetli yorumların olduğu da göz önüne alındığında, asgari ücretin yılda bir kez belirlenmesi olasılığı Türkiye’deki emekçi kesimlerin çok daha vahim bir yoksulluğa sürükleneceğini göstermektedir. Asgari ücret üzerinden uygulanan politikalar ve basına yansıyan rakamlar, Türkiye’de alın teriyle yaşam kavgası veren milyonların talep ve çıkarlarını karşılayamamaktadır. Boğaz tokluğuna yaşayan emekçilerin “asgari yaşamları” asgari ücrete sığmamaktadır. İşçilerden, ortalama maaşları asgari ücretin de altına düşen emeklilere kadar, Türkiye’de artan işçi sınıfı eylemliliği, tam da bu zemin üzerinden yükselmektedir ve görülüyor ki 2024 yılı, bu yükselişin tırmanarak devam edeceği bir yıl olacaktır.

AYA GİDECEKLERDİ YAYA KALDILAR!

AKP iktidarının 2011 yılında duyurduğu 2023 hedeflerinin büyük bir çoğunluğu sadece propaganda metinlerinde yazıldığıyla kaldı. Ekonomiden ulaşıma, eğitimden sağlığa hayal olarak satılan uygulamalar için tek bir adım dahi atılmadı. Hedefler tarihin çöplüğünde yer aldı. Ülkeyi 21 yıldır yöneten AKP iktidarı 2011 yılından itibaren sürekli 2023 hedeflerine vurgu yaptı. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere konuşan her AKP’li 12 yıldır 2023’ten başka bir şey söylemedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da dile getirdiği gibi Ay’a inme dahi bu hedefler arasında vardı. Ancak 12 yıldır yurttaşa hayal satan iktidarın eğitimden sağlığa, ekonomiden çevreye ortaya koyduğu hedeflerin birçoğu hayata geçmedi.

AKP’nin internet sitesinde yer alan 2023 hedefleri ve hayata geçme durumları şöyle:

AKP’nin sitesinde bu konuya ilişkin çalışmalar yapılacağı ifade ediliyor. Tersine vizelerin reddedilme oranı 2019’a göre iki kat arttı. Örneğin Estonya’nın vize reddi oranı tam yüzde 52 oldu.

Bu vaat de AKP’lilerin hiçbir zaman dilinden düşürmediği söylemlerden oldu. Ancak AKP iktidara geldiğinde ekonomi 17’nci sıradaydı. Hâlâ 17’nci sırada. Bu vaat de AKP’nin söylediğinin tersine gerçekleşti. Adalet Bakanlığı’nın 2022 Yılı Faaliyet Raporu’na göre 672 olan hâkim başına düşen dosya sayısı geçen yıl 785’e yükseldi. Savcı başına düşen dosya sayısı ise bin 409’dan bin 543’e yükseldi. 2023’te ise savcılar dosya başına sadece 1 saat ayırabildi.

KİŞİ BAŞI GELİR 25 BİN DOLAR

AKP’nin en havada kalan vaatlerinden biri oldu. 2013 yılında kişi başına düşen gelir 12 bin 500 dolardı. TÜİK’in son açıklamasına göre ise kişi başı gelir sadece 12 bin 449 dolar oldu. AKP ise bu hedefi 14 Mayıs seçimlerinden önce 17 bin 554 dolar olarak güncelledi. Yani 2028 hedefi 2023 hedefinin bile 7 bin 500 dolar altında kaldı. AKP iktidara geldiği günden bugüne her zaman sermayenin tarafında kaldı. Çalışanların sendikalı olması sözde kolaylaştırılsa da grev ve toplu sözleşme hakları ciddi sekteye uğradı. Birçok grev engellendi. İşçiler her eylemde karşısında polis ya da jandarmayı gördü. Toplu sözleşme oranı da geriledi. Bu hedef de sadece yazıldığıyla kaldı. İSİG Meclisi raporuna göre AKP iktidarı döneminde en az 32 bin 180 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2012’de İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu kabul edildi. Ancak kanunun bazı maddelerinin uygulanması her yıl ertelendi. Son ertelemesi ise 29 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. İktidarın 2014’te tamamlayacağız dediği FATİH projesi, hala hedeflerine ulaşamadı. Yapılan harcama 5 milyar TL’yi aşmasına rağmen hala okulların önemli bir kısmı teknolojiden uzak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi