Şüpheli ölümler, cinayetler, intiharlar, cinnetler, çocuklara yönelik istismar ve kayıp olayları uyuşturucu kullanımı gibi haberleri çok sık görmeye başladık. Sürekli, aşırı ve sistematik cinayetler işleniyor resmen.

Dünyamıza, insanlara neler oluyor? Eşini, dostunu, sokakta tanımadığı kişiyi, herhangi bir canlıyı canice katledip, zarar verebiliyor hale gelinilmiş.

Küçüklükten beri yabancılardan uzak durmamız öğretilerek yetiştik fakat uzak dursanız bile ansızın, sebepsizce bela yine de sizi bulabiliyor. Sokakta, toplum içinde sürekli tedirgin ve tetikte yaşamaya başladık. Tüm bu sebepler sosyal hayatı o kadar etkiliyor ki aslında. Hani diyoruz ya insanlar mutsuz, gergin ve birbirine nefretle bakıyor, tahammül seviyeleri çok düşük diye, belki bunun sebebi sadece mutsuzluk değil de korku ve kendini savunmak yüzünden olabilir.

Saldırgan davranışların değişik nedenleri olabilir. Bunlardan en önemlilerinden birinin öğrenme konusu olduğunu düşünüyorum. Televizyon ve sosyal medyada ki içerikler bu saldırgan davranışları öğretici ve fikir verici olabilir. Kavgalı saygı, sevgiyi, örf ve adetleri ortadan kaldıran dizileri çocuklarımızla beraber izlersek hatta dizilerdeki tartışmalara bakarak haklı haksızı ayırt etmeye çalışırsak aslına bakarsanız olacağı bu. Bir de ülkemizdeki sığınmacılar ve kaçakların kontrol edilmemesi. Türkiye'de herhangi bir sisteme dahil olma durumları da yok. Ellerini kollarını sallayarak her türlü usulsüzlük yapabilir, vatandaşlarımızı rahatsız edebilir ve kuralları yok sayabilir bir haldeler ve aşırı rahatlar. Canımızı fazlası ile sıkan bu durum karşısında hiçbir şey yapılmaması çok ayrı bir sorun. Kendi ülkemizde sığınmacı gibi yaşayan olduk. Günlerdir ülkemizin kıyılarında cesetler çıkıyor. Kayıp cesetlerin sebebi açıklanmıyor hatta yeterince araştırılmıyor sadece belirsizlik ve tedirginlik içinde kalıyoruz. Kavga ederken kafalar kesilip sokağa atılabiliyor. Sadece sokakta olduğunuz için yaralanabilirsiniz. Ama bıçaklandığınız ile kalırsınız, olayların hiçbirinde yeterli takip ve ceza sistemi yok.

Bazen de saldırgan davranışlara tamamen kişilerin psikolojik sorunları, hastalıklı düşünceleri veya inançları sebep olabiliyor bu durumlara. Kullanılan ilaç ve uyuşturucular ile anlık yaşanılan cinnete kurban olan çok insan var. Tabii en kabul edilemez olanı hatta en tehlikeli ve zarar verici olanı ise inançları ya da fikirleri kendi çıkarları için kullananlar elbette. Örneklememiz gerekir ise din adı altında sapık zihniyetlerini kabul ettirmeye çalışanlar. Daha bluğ çağına gelmemiş bir çocuğun evlenebileceğini düşünmek nasıl bir sapıklık, nasıl bir zihniyettir? İnsanlığınız nerede? Sizin çocuklarınız yok mu? Ya da siz hiç çocuk olmadınız mı? Lütfen kirli ellerinizi çocuklardan çekin. Ayrıca hiçbir din sapkınlığı desteklemez.

Türkiye'de artan bir şiddet ve sapkınlık eğilimi var. Yabancıların, sığınmacı ve kaçakların kontrolsüzce artışı, silahlara kolay ulaşım, sürekli çıkarılan aflar, cezalandırılmaların olmaması veya hafiflemesi, ülkemizdeki zor yaşama şartlarının psikolojiye olan etkileri kötü davranışlara yönelimi ve şiddeti artırdı. Gün geçtikçe de daha çok kötülerine şahit olmaya devam ediyoruz.