TÜSİAD Başkanı Özilhan'dan özgür medya çağrısı

TÜSİAD Başkanı Özilhan'dan özgür medya çağrısı
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, 2021'den umutlu olduğunu dile getirdi. Özilhan, "Umuyoruz ki aşağı yönlü gidişat artık yavaşlayıp durmuştur ve yukarı doğru hareketlenme başlamıştır. Ekonomi yönetiminde hata yapılmaması durumunda bir dizi gösterge iyileşme sürecine girecek" dedi. 

Ayrıca, ekonominin üst üste gelen sorunlarla yığındığı bir dönemden geçtiğimizi belirten Özilhan, ''Bir soluklanma fırsatı yakalıyoruz ve bunu, yüksek enflasyon, yüksek faiz, Türk Lirasının değer kaybı, ithalata bağımlılık, ihracatta rekabet gücünün düşüklüğü, borçlanma sarmalı, istihdam yaratamama gibi kronik sorunların çözümü için iyi kullanmamız gerekiyor. Çünkü ekonomide bir süredir sorunların üst üste yığılıp biriktiği bir dönemden geçtik" ifadelerini kullandı.

''TOPLUMA KULAK VEREN SİYASET ANLAYIŞI HATAYI AZALTIR''

Özilhan, özgür medya çağrısında da bulunarak şunlar söyledi:

"Düşüncenin ve eleştirinin özgürce dile getirilebildiği bir tartışma ortamı, çoğulcu ve özgür bir medya, birbirini dinleyen bir toplum, topluma kulak veren bir siyaset anlayışı, yetkin ve çözüm odaklı bir bürokrasi, ülke yönetiminde hata yapma ihtimalini düşürür. Yine de, kul işidir, hata olabilir, ama bu durumda da hatanın boyutu küçük olur; hatadan dönmek kolay olur. Eğer toplum içinde istişare mekanizmaları sağlıklı biçimde çalışabilirse, karar alma süreçleri de aşağıdan yukarıya çalışmaya başlar. Bu yöntem, deneme yanılma mekanizmasından çok daha iyi çalışır. Daha etkindir ve maliyeti daha düşüktür. Dün alınan kararlar bugün değiştirilmez. Dün yapılan yatırımlar bugün atıl hale gelmez."

''REFORMLAR TAMAMLANMAZSA FAİZLER ASANSÖR GİBİ ÇIKAR''

Makroekonomik istikrarın ciddi ölçüde bozulduğu durumlarda, şok tedavisi olarak faiz artışı kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Özilhan, ''Ancak adı üzerinde, şok tedavisi uzun süre kullanılmaz. Kullanılırsa bünyede başka rahatsızlıklar baş gösterir. Yüksek reel faiz, sonuçta, para üzerinden para kazanmaktır. Para üretime gitmez. Üretime giderse, getiri oranı, olağandan yüksek olan çok riskli alanlara gider. Bunun sonucunda üretim kapasitesi daralır, kaynaklar verimli projelere değil spekülatif alanlara kayar. Üstelik gelir dağılımı da bozulur. Bunlar arzu edilir sonuçlar değildir. Eğer geleceğe ilişkin belirsizlikler azalırsa, enflasyon beklentileri düşerse, siyasi ve ekonomik riskler hafiflerse, faiz oranları da düşme eğilimine girer. Faiz oranlarını kalıcı olarak düşürmek istiyorsak enflasyonu düşürmemiz, ekonomik reformları yapmamız, siyasi ve jeopolitik riskleri hafifletmemiz ve öngörülebilirliği sağlayacak olan hukuk reformlarını tamamlamamız gerekiyor. Aksi takdirde, faizler asansör gibi bir iner bir çıkar'' ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.