Vatan hainliği

Vatan hainliği
Son günlerde yine vatan hainliği suçlamaları arttı. Fransa’nın Strasbourg kentinde Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başta kayyum atamaları olmak üzere yerel seçimler, YSK, yerel yönetimler hakkında konuşması üzerine, iktidar cenahından kendi iktidarları eleştirildiği için İmamoğlu’na vatan hainliği saldırıları yapılıyor. 

Son günlerde yine vatan hainliği suçlamaları arttı. Fransa’nın Strasbourg kentinde Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başta kayyum atamaları olmak üzere yerel seçimler, YSK, yerel yönetimler hakkında konuşması üzerine, iktidar cenahından kendi iktidarları eleştirildiği için İmamoğlu’na vatan hainliği saldırıları yapılıyor. 
***
Bu iddiaların, suçlamaların havada uçuştuğu nice günler yaşadık. Neredeyse bir ömür, politikanın en seviyesiz bu saçmalıklarını dinleyerek, gazetelerde okuyarak geçiyor! 
Vatan haini cümlesi popülizmin en basit, basit olduğu ölçüde etkili olabilen, kolay algılanabilen, içi boş, uydurma ve manipülasyon için tam bir manivela işlevi gören iki kelimelik bir cümledir. 
***
İçi boş ve tehlikeli olan bu cümlenin dünyada yaygın olduğunu sanmıyorum. Çünkü bu coğrafyada milliyetçilik geç tezahür etti ve geç olduğu ölçüde de Osmanlı gibi çok etnisiteli, çok uluslu, çok dinli bir yapıda Batı’ya göre daha kanlı oldu. Bunun doğurduğu sorunlar da bugüne kadar iktidarların işlerine gelmediği için çözümlenmedi. 
***
Bir siyasi suçlama olarak bir tarafın vatan hainliği iddiası, suçlayan tarafın vatanseverliğinin kanıtı işlevini de görüyor. 
Vatan hainliğinin ve vatanseverliğin bir ölçüsü, göstergesi var mı?
Yok!
Çünkü ne vatan hainliği ne de vatanseverliğin sosyal bilimlerde bir alt yapısı yok, olmadığı için bir tanımı da yok. 
Olamaz çünkü vatan hainliği de vatanseverlik de muhayyel ve uydurma bir cümledir.   
Kim, neye göre vatan haini veya vatansever?
***
Politik propaganda aracı olarak kullanılan bu cümlelerin bir etki yaratması için devlet, buradaki tek ölçü oluyor. Vatan hainliği veya vatanseverlik iddiasının altından devlet mihengini çekip aldığınızda, bu iddialar içi boş çuvala dönerler.
*** 
Devlete ve onun yürütücü gücü iktidara karşı güçlü bir muhalefet yaparsan vatan haini, devleti över ve her koşulda savunursan vatansever oluyorsun. Bunu en açık şekilde Başbakan Tansu Çiller 1996 yılında Susurluk kazasıyla ortaya çıkan siyasetçi, emniyet müdürü ve mafya üçlüsü işbirliğine sahip çıkmak için "Devlet için kurşun atan da şereflidir, kurşun yiyen de.." sözüyle dile getirmiştir. 
***
Duruma göre vatan hainleri de vatanseverler de değişiyor. O kadar çok vatan haini var ki… Fakat herkes vatansever! 
Tam da bu noktada işin bam teline dokunalım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bu toplumun yarısı keskin muhalif değil mi? Peki, bu muhalif kesime göre Erdoğan vatan hani mi vatansever mi?
Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı olanlar, Kılıçdaroğlu vatan haini mi, vatansever mi?
***
Bu soruların bir cevabı yok! Çünkü sorular saçma.
Ne Tayyip Erdoğan ne Kemal Kılıçdaroğlu ne Selahattin Demirtaş ne de diğerleri vatan haini değiller! Vatanseverler mi? Elbette her insan vatanını sever. 

Nesne olan vatan ile özne olan politika
Burada ayırıcı olan nokta şudur: Vatan ile o vatandaki politik yapı birbirine karıştırılmamalıdır. Ben Türkiye vatanındaki devletin/iktidarın politikalarına karşı olabilirim ama bunun vatan ile ilgisi ne?
*** 
İşte tam bu noktada devletin kurnaz egemenleri bir nesne olan vatan ile vatanın üzerinde bir özne olan politikayı aynılaştırarak, o politikaya karşı olmayı vatan hainliğiyle eş görüyorlar! 
Bugün vatan hainliği üzerinden politik söylemlerde bulunanların bir başka gün kendilerine vatan hainliği iddiasının yöneltilmeyeceğinin garantisi yok.
***    
Vatan hainliği suçlamasının ne kadar değişken olduğu, onun köksüz ve saçma oluşunun bir kanıtıdır. Tarihte egemen olanlar vatansever, onların muhalifi olanlar vatan haini oluyor. Örneğin M. Kemal yenilseydi, inanın ki M. Kemal, tarih kitaplarında vatan haini olarak yer alacaktı. Bu gerçekler bize vatan hainliği üzerinden yapılan politik tutumların ölçüsünün iktidar, daha geniş bir deyişle devletin olduğunu gösteriyor. Yani mühür kimdeyse, vatansever de o oluyor! 
***
Ancak biline ki, vatan üzerinden yapılan bu politik ilkel taktik gittikçe etkisizleşiyor! Bunun birinci nedeni gerçekten de bu iddialar o kadar yaygınlaştı ki, ayağa düştü. İkincisi iletişim ve bilgi teknolojilerinin dünyayı küçülttüğü, toplumlar arası ilişkilerin bir hayli gelişerek geçirgenlikler taşıdığı hatta bu geçirgenliklerin evlilikler alanında bile etkinleştiği bir dünyada, vatan haini suçlaması gittikçe sırıtıyor. Hatta gülünç hale geliyor.
*** 
Erken Cumhuriyet dönemi edebiyatında ve sinemasında bir Türk kızının bir yabancıyla, hele Yunan veya Ermeni bir erkek ile evlenmesi vatan hainliği olarak görülüyordu. Tabi biz onların kızlarını alabilirdik, çünkü biz erkek millettik! Bugün bunlara gülüyoruz değil mi, ama dünümüz böyleydi işte! 
*** 
Vatan hainliği suçlaması, suçlayan için bir yük ve sorumluluk getirmiyor. Üstelik devletin makbul bir politikacısı olarak takdir topluyor. 
1951 yılında vatandaşlıktan çıkarılan Nazım Hikmet, hakkındaki vatan haini suçlamalarının ayyuka çıktığı bu tarihlerde “Vatan Haini” şiirini yazdı. 
***
Sosyalist Blok çöktü. Köprülerin altından çok sular aktı ve Nazım’a vatan haini diye saldıran siyasetlerin Alparslan Türkeş dâhil devamı olanlar, Nazım’dan şiirler okudular, okuyorlar. Tabi ki “Bu Memleket Bizim”, “Kuvay-ı Milliye” gibi işlerine gelen şiirleri okurken, hiçbiri “Vatan Haini” şiirini okumuyor!
***  
Nazım Hikmet’in “Vatan Haini” şiiri, bol keseden atılan vatan haini propagandasına karşı bir manifesto niteliğinde olup bu boş iddialara son noktayı koyacak bir içeriğe sahip. En iyisi o şiirle noktalayalım. 
***
Vatan Haini başlıklı şiirde şöyle diyor Nazım Hikmet.
“Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
***
Bu halkın ..mına koyan Cengiz ile sen aynı vatanda yaşıyorsun, ama aynı haklara sahip misin?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.