Haliç her gün iyiye gidiyor

Haliç her gün iyiye gidiyor
İBB Meclisi'nin haziran ayı olağan toplantısının ilk oturumunda yaşanan Haliç tartışması sonrası, İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Haliç iyi durumda, her gün daha da iyiye gidiyor” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, haziran ayı ilk oturumunda söz alan AK Partili Meclis Üyesi Sadullah Hasanoğlu, 'Altın Boynuz' olarak bilinen Haliç'in mavi sularının kahverengiye bürünmesi konusunda İBB yönetimine sert eleştirilerde bulunmuştu. Hasanoğlu, "1994'te adeta bir lağım çukurunu andıran Haliç yeniden kararmaya ve yer yer kokmaya başladı. Ehil ellerde Haliç masmavi, ehil olmayan ellerde simsiyah. Haliç'te patlayan algler değil, Cumhuriyet Halk Partili İBB yönetimi oldu. Haliç'te patlayan altılı masanın İstanbul şubesi oldu" diye konuşmuştu. Ak Partili Meclis Üyesi’nin konuşmasının ardından İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Deniz Hizmetleri Müdürü Dr. İlker Aslan’la birlikte gazetecilere  konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.


Suyun rengi değişiyor

Haliç kıyısında basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, İstanbul’da su kalitesinin çok önemli olduğunu ve yıllardır Haliç’i temiz tutmak için uğraşıldığını belirterek, “İstanbul'da su kalitesi çok önemli. Haliç de yıllardır uğraştığımız bir bölge. Haliç’in altında hem Alibeyköy’den hem de Kağıthane deresinden gelen çok ciddi bir dip çamuru var. Dipte birikerek sığlaşmaya neden oluyor ve havasız ortamda kokuşma başlıyor. Havalar da sınınca kokuyla beraber suyun rengi değişiyor. Kötü bir görüntü oluşuyor. Bunlar olmasın diye biz sürekli olarak Haliç’in dibinde, dip taraması yapıyoruz sürekli. Dip taramasını kazar gemilerimizle yapıyoruz. Kazar gemisi üzerindeki ekskavatörle 8 metre derinliğe kadar inebiliyoruz. Sürekli bir tarama işlemi yapılıyor. Tarama işlemini neye göre yapıyoruz, burası önemli. 1998 yılında tamamlanan batimetreyi (denizlerde suyun derinliğini basınç değişiminden faydalanarak ölçmeye yarayan alet) alıyoruz. Böylece sığlaşmanın olduğu yerlerin ölçümlerini yaparak, o bölgelerdeki çamurları temizleyip, orijinal derinliğine getiriyoruz” dedi.


Çökme olabiliyor

Çalışma yapılırken dikkatli olunması gerektiğini belirten Erdinçler, “Kıyılara 15-20 metre kadar hiç yanaşmıyoruz, yapısal olarak çökmeler meydana gelebilir. Çok ince hareketlerle dip tarama işlemi yapıyoruz. Bu gemi çamurları çıkarıyor. Yanına çamur dubası yanaşıyor. Çamurları bu dubalara koyup, sızdırmaz çamur kamyonlarına dolduruyor ve döküm sahalarına taşıyoruz. Orada susuzlaştırıp bertaraf ediyoruz. Bir de Dredger gemimiz var. O da daha küçük çaplı hareket edebiliyor. Ondan çıkanlar da ünitelerimizde susuzlaştırılıp bertaraf ediliyor. Batimetrik ölçümler alıyoruz sürekli, denizin sığlığı, yani deniz dip haritası gibi düşünün, bu ölçümler yapılıyor. Sığlaşmanın olduğu, biriken çamurlar deniz tabanının yükselmesini sağlıyor. Bunu anladığımız anda oraya müdahale ediyoruz. Bu taramalar yıl boyunca devam ediyor. Sadece Haliç değil, Boğaz’a açılan derelerin ağızlarındaki birikmeleri temizliyoruz. Kurbağalıdere, Kemiklidere ve Göksu dereleri gibi dereleri de temizliyoruz” açıklamasını yaptı.

Oksijen seviyesi düşüyor

Haliç’in sürekli tarandığını dile getiren Erdinçler, “Tabii Haliç hiçbir zaman gözyaşı gibi olmadı, ancak sürekli teressübat (dip çamuru) geliyor. Bazı derelerde merdiven altı boşaltımlar da oluyor. Gözyaşı gibi diyemeyeceğim ama Haliç her gün daha iyiye gidiyor. Haliç tam da ismi gibi Haliç. Dolayısıyla Haliç’deki su sirkülasyonu azalmış durumda. Kirlilik de oluştuğu zaman, oksijen seviyesi çok düşüyor. Biz sürekli bunu takip ediyoruz, İSKİ takip ediyor. Biz dip taraması yapıyoruz. İSKİ de su kalitesini artırıyor. Sirkülasyonu artırmak için, Çayırbaşı’ndan Kağıthane Deresi’ne günde 300 bin metreküp su basılarak Haliç’e gelmesi sağlanıyor. Sirkülasyonu artırıyor, oksijeni artırıyor ve su kalitesini artırıyoruz. Haliç iyi durumda, kötü durumda değil” dedi. Erdinçler, “Koku sorunu bir anda çözülecek bir sorun değil, gördüğünüz gibi tarama işlemi devam ettiği zaman, hava sıcaklığı da olduğunda kötü koku gelir. Bugün çok kötü kokmuyor ama burnunuza çok hafif bir koku gelebilir. Denizin dibinden, havasız ortamda çürümüş bir malzemeyi çıkartıyorsun. Bu kokuyor. Çünkü yılların, yüzyılların birikimi var” diye konuştu.


65 BİN METREKÜP ÇAMUR ÇIKARDIK

İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, açıklamasının sonunda, “Bakın geçen sene 65 bin metreküp çamur çıkarıldı buradan. Bu sene de ondan aşağı kalmayacaktır. Dolayısıyla çok ciddi miktarlarda çıkıyor. Ha bunu 96-98 yıllarında ilk defa Haliç ölü hale gelmişti. Hiçbir canlılık kalmamıştı. 96-98 yıllarında bir müdahale yapılarak 5 milyon metreküp korkunç bir rakam bir tarama yapıldı ve o zamandan itibaren yeniden canlılık başladı yıllar içerisinde. Fakat maalesef 2004 yılında tekrar bu derelerden gelen teressübatlardan dolayı dolum başladığı için o zamandan beri sürekli olarak tarama işlemi yapılıyor. 2018’den bu yana da batimetre ölçümleriyle yapılıyor. Yani çok daha yüksek teknolojiyle işe devam ediliyor” bilgisini verdi.

SELVİ SARITAÇ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.