Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

İstanbul’un susuz kalma ihtimali

Biz Türk'ler hırsız girmeden kapımızın kilidini iyileştirmeyi, yangın olmadan tedbirler almayı, deprem olmadan önlemler almayı hiç düşünmeyiz. Bilim adamlarının söylediklerine göre su kıtlığı tehlikesi kapımızda. Son günlerde Rumeli Hisarındaki Anfiye Cami koymuşuz. Onun sol tarafında anneannemin, üst tarafında teyzemin evi vardı. Bütün evler bahçeliydi ve bahçesinde damdan akan yağmur sularının birikti sarnıçlar vardı bahçeler onlardan sulanırdı. 
Bir anı da İTÜ Taşkışla binasının iç bahçesinde arkadaşlarla top oynarken top duvarın dibinde kayboldu. Araştırdık bir derin çukur bulduk. O çukuru kürekle büyüttük çok derindi merdiven getittik bir kişi indi aşağıdan bize burada 100 metre boyunda bir sarnıç var dedi. Bir zamanlar kışlanın kullanma suyu oradan temin edilirmiş. Yağmur olukları oraya akıyormuş. Dedeler böyle düşünmüş. Şimdi biz ne yapıyoruz, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan Durusu (Terkos) gölünün yanından, sazlı derenin içinden kanal geçirmeye uğraşıyoruz. Birçok hocamızın ağzından bu kanal İstanbul'un başımıza getireceği belaları dinledik. 
Düşünün Geç vakit eve döndük yattık. Sabah kalkınca suların akmadığını gördük. Tuvalete gittik su yok. Tıraş oluyoruz su yok. Kahvaltı ettik bardakları yıkamaya su yok. O zaman anlaşılır suyun kıymeti. Dünyanın birçok yöresinde, temiz içme suyu sağlanması, yaşamın devamı için karşılaşılan en önemli sorundur. Susuz bir dünya düşünülemez. Bitkilerin yapısında bol miktarda su vardır. İnsan bedeninin de yüzde 70'i sudur. Su dünyamızda göllerimizi, nehirlerimizi oluşturur, buharlaştığında gaz olarak atmosferde yerini alır, buz halinde kutuplarda ve dağlarda su deposu görevi yapar. Toprakta ve yer altında rezerv deposu görevi yapar. Su içmek için, yıkanıp temizlenmek için, tarım için, sanayi için, sayılamayacak birçok amaçlar için insana, bitkilere, dünyaya hayat verir eğer iyi kullanılıp yönetilemez ise sel olur hayat alır. 
Zehirli su olur hastalık ve ölüm getirir. Dünyanın ekolojik dengesini sağlayan en önemli döngülerden birisi su döngüsüdür. Bu döngü milyonlarca yıldır doğal bir denge içinde sürmektedir. Evet, dünyanın üçte ikisi su ile kaplıdır fakat bu suların yüzde 97,5'ğu tuzlu sudur. Sadece yüzde 2,5'ğu kullanılabilir sudur. Bunun da yüzde 2.24'ü Antartika ve Grönland'da buz halinde bulunmaktadır. Yeryüzündeki göllerde, nehirlerde ve yeraltında, kullanılabilir suyun miktarı toplamın sadece % 0.26'sı kadardır. İnsanların nüfusu gibi kullandıkları su miktarı da 1950 yılından bu yana 3 kat artmıştır. Bu gerçekler göz önünde tutulduğunda, bu kadar kıt olan ve yaşamımız için vazgeçilmez olan suların ne kadar sorumsuzca kirletildiğine, göllerin, nehirlerin ve akarsuların şehir kanalizasyonlarının bağlandığı, fabrikaların, elektrik üreten santrallerin kirli sularını akıttığı yerler olduğunu görmek ne büyük aptallık, sorumsuzluk olduğunu anlatamıyoruz. Dünyanın birçok bölgesinde, özellikle bizim gibi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, hastalıkların önemli bir bölümü kirli suların kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu ülkelerde kirli su kullanmanın neden olduğu hastalıklardan günde 25.000 kişi ölmektedir. 
Gelişmekte olan ülkelerde, hızlı kentleşme ve sanayileşme ile birlikte, suların kirlenmesi de ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ticari olarak kullanılan 100.000'den fazla kimyasal (tarım ilaçları, böcek öldürücüler, kimyasal gübreler vs gibi) sulara karıştığında çok tehlikeli kirlilik yaratmaktadır. Fabrikaların, santrallerin, otoların sebep olduğu asit yağmurları da cabası. Evet, sevgili okurlarımız! Büyükçekmece'de depreme hazırlık konferansları yaptık. Katılım salonun 1/4'ü kadardı. Halkın katılımı için şiddetli bir deprem olup, birçok kişinin ölmesi lazım. Suyun değerinin anlaşılması için, 15 gün 1 ay suların kesilmesi lazım. Geçen yıl Büyükçekmece'de ÇYDD ile panel yaptık. Bir Prof. Ve de bir Japon konuşmacı davet ettik. Beklenen 7,5 şiddetinde bir depreme Büyükçekmece Barajı nasıl cevap verir konusunu görüştük. Bu konular bakalım halkımızı ne kadar ilgilendiriyor göreceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi