İttifakta yerel blöf

İttifakta yerel blöf
2018 Şubat ayında başlayan 'Cumhur İttifakı' dün askıya alındı. 8 aylık birliktelik son bir hafta içerisinde alevlenen tartışmaların ardından Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarıyla donduruldu. Devlet Bahçeli, "Herhangi bir ittifak beklentimiz, arayışımız, niyetimiz artık kalmamıştır" derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Madem ‘biz yolumuza’ diyorlar, biz de ‘herkes kendi yoluna’ deriz" diyerek ittifakı bitirdi.

2017 yılında AKP ile MHP’nin yakınlaşması sonucu ortaya çıkan ve 20 Şubat 2018 tarihinde ise resmen kurulan ‘Cumhur İttifakı’ dün ‘askıya’ alındı. MHP lideri Bahçeli’nin aylar önce ortaya attığı af tasarı sonrası her iki partinin tavanında başlayan görüş ayrılıkları sonrası ittifakta başlayan ‘çatırdama’ Danıştay’ın verdiği  “Andımız yeniden okutulabilir” kararı sonrası alevlenmişti. Bu iki gündem maddesi ve liderlerin açıklamaları Cumhur İttifakı’nı resmen ‘askıya’ aldırdı.

Yolumuzu kendimiz çizeceğiz
İttifakla ilgili ailk açıklama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi. Grup toplantısında konuşan Bahçeli, 2019 yılının Mart ayında yapılacak yerel seçime ilişkin "Parti olarak herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır. Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz. Kendi adaylarımızla kendi amblemizle katılıp, Türkiye'nin her seçim bölgesinde demokratik mücadelemizi yapacağız" dedi.

Teklifimizin arkasındayız
Partisince TBMM Başkanlığı'na sunulan af teklifine ilişkin de açıklamalarda bulunan Bahçeli, "Kanun teklifimizin 3. maddesinde hangi suçları istisna tutuğumuz da gayet açık ve aşikârdır. Teklifimizin tartışmasız yanındayız, arkasındayız. Seçim Beyannamemiz'de ne demişsek onu seslendiriyoruz. Milletimize neyi söylemişsek onu yerine getirme çabası içindeyiz. Gevşeme yok, vazgeçmek yok, geri dönüş yok. Şu anda demir parmaklıkların ardında özgürlük düşü kuran kader mahkumlarının elinden tutulmasını bekliyor, milli iradenin tecelligahı olan Gazi Meclis'e kuşkusuz güveniyoruz. Kanun teklifimizi sadece cezaevleri boşalsın, diye vermedik. Böyle bir ucuz ve kestirme düşüncelere tevessül etmedik. Fakat cezaevlerindeki karanlık manzarayı da gözden uzak tutmadık. Kanayan, kangrene dönmesi an meselesi olan bir yaraya parmak bastık. Çok şey mi istedik? Konuşmayalım mı? Düşünmeyelim mi? Kaygılanmayalım mı? Görüşlerimizi dile getirmeyelim mi?" diye konuştu.

Süreci uzatmanın anlamı yok
Konuşmasının devamında "Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle geri adıma zorlanmasıyla yok sayılmasıyla tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalamayacaktır" diyen Bahçeli, "Hiçbir ittifak diğer tarafın tahakküm ve dayatmayasıyla üstten bakmasıyla parmak sallamasıyla yaşayamayacaktır. Hiçbir ittifak pozisyon hatırlatmasıyla, devamlı çatladı çatlıyor ihbarlarıyla, zamana oynamayla şartların kollanmasıyla varlığını devam ve idame ettiremeyecektir. Samimiyet, safiyet, fedakarlık ve dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürdürülemeyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler, heyetler görüştü görüşmedi, oldu olmadı, yasal zemin vardı yoktu tartışmalarına son vermenin vakti gelmiştir. Bu kronikleşmiş süreci uzatmanın anlamı ve alemi yoktur" dedi.

Neden rahatsız oluyorlar?
Danıştay'ın 'Öğrenci Andı' kararını da değerlendiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Andımız; Türk milletinin ruh kökünden doğmuş, gelecek kuşakları aynı hissiyat, aynı heves, aynı hedef etrafında buluşturmayı baz ve esas almıştır. Danıştay 8. Dairesi çözülme sürecinin kötü bir hatırasını söküp atmıştır. Takdir ve tasvip ediyoruz. Elbette doğru yapmıştır, elbette milli vicdana tercüman olmuştur. Çözülme sürecinin kamburlarından kurtuluşun parlak bir müjdesi ortaya çıkmıştır. Malum şahıslar diyor ki 'Öğrenci Andı'nın okutulması veya okutulmaması yargının değil, yasama veya yürütmenin işidir. Tamam da yargıya intikal etmiş bir konunun vuzuha erdirilmesi yanlış mıdır? Kusurlu mudur? Diyorlar ki Danıştay 8. Dairesi Anayasa ve yasalara aykırı karar vermiştir. Bu nasıl bir saptırmadır? Nasıl bir şuur kaybıdır? Hukukun keyfi yorum ve değerlendirmelerine alışmış olanlar, işlerine gelmediği zaman neden rahatsız ve huzursuz oluyorlar? Diyorlar ki 'Yargı denetimi idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğa ile sınırlıdır'. İyi ya Danıştay 8. Dairesi önüne gelen bir müracaat bakmış, hukuka aykırılığı tespit etmiş, temyiz yolu açık olmak şartıyla kararını vermiştir. Bu hazımsızlığının maksadını nasıl yorumlayalım?" ifadesini kullandı. Toplantı sonrası gazetecilere açıklama yapan Bahçeli, "Cumhur ittifakı duruyor, yerel seçimde ittifak yok" dedi.

Farklı düşündüğümüz görülüyor
Bahçeli'nin ardından partisinin Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, af tartışmalarına ilişkin "Türkiye 15 Temmuz ile birlikte pek çok konuda olduğu gibi siyasi işbirliklerine girildi. Bu işbirliğinin çok katkısı olmuştur. MHP ile çok verimli bir ittifak örneği sergiledik. Parti yönetimleri olarak milletimizin sesine kulak verdik. Yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak her konuda aynı çizgiyi takip etmesini gerektirmiyor. AK Parti ve MHP ayrı partilerdir. Farklı düşündüğümüz konularda herbirimiz kendi yolumuzu takip ederiz. MHP ile af, ant, erken emeklilik konusunda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz cumhur ittifakına verdiğimiz önem sebebiyle bu farklıkları yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştık" ifadelerini kullandı.

Andımız İstiklal Marşımızdır
Andımız ile ilgili Danıştay tarafından alınan karara da değinen Erdoğan, "Andımız konusunda Türkiye'yi haketmediği bir tartışmaya sürükleyen bu karar bazı hastalıkların hala yaşadığını gösteriyor. Andın ilk halini, Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversiteleri perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. İnsanları kafataslarına göre sınıflandıran çalışmaları destekleyen bu kişi aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Türküm ben. Ama şunu söyleyeyim ben Türkçü değilim. O başka bir şey bu başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur, kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Ama cılık cılık etmez, mesele bu. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var o zaman benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapma hakkı doğar. Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun devleti olduğunu göre sembolik unsurlarımızın hepimizi kucaklaması gerekir. Bizim ortaya koyduğumuz fotoğrafta tek tipçi bir rejim özentisinin çocuklarımıza her sabah okutulmasında fayda var mıdır?" diye konuştu.

‘Herkes kendi yoluna’ deriz
Görüş farklılıklarının Cumhur İttifakı’na gölge düşürmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Biz cumhur ittifakını ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve gelceğe taşımak istiyoruz. Bu ittifaka zarar verecek hiçbir işin içerisinde olmadık, olmayız. Milletimizin emaneti olan Cumhur İttifakı'nı günlük siyasi tartışmaların üzerinde tutmak istedik. Gördük ki MHP kendisi için çok farklı bir tercih yaptı, saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey; yerel seçimlerde madem 'biz yolumuza diyorlar' biz de herkes kendi yoluna deriz. Önümüzde ülkemiz ve partimiz için hayati öneme sahip bir süreç var. MHP yerel seçimlerde kendi adaylarıyla devam edecek. Biz de kendi adaylarımızla yerel seçimlerde meydanlarda olacağız" açıklamasını yaptı. Erdoğan, "Bahçeli ile görüşecek misiniz?" sorusuna ise "Şu anda gündemde yok ama olmaması için de bir sebep yok" karşılığını verdi. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.