Özgür Karabat: Çarşı ve pazar bilmiyorlar

Özgür Karabat: Çarşı ve pazar bilmiyorlar
Flash Tv'de yayınlanan Gülgün Feyman İle Beni İkna Et programında Feyman ve Mehmet Mert'in konuğu olan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, gündeme ilişkin konuştu. TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edilen yeni seçim kanunu değerlendiren Karabat, “Bu arkadaşlar çarşıyı bilmiyor, evdeki hale göre hesap yapıyor. O yüzden istedikleri her şeyi değiştirsinler. Çarşıyı bilmeyenin evdeki hesabı asla tutmaz” dedi

Flash TV'de Gülgün Feyman ve Gazeteci Mehmet Mert'in konuğu olan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhur İttifakı tarafından TBMM'ye sunulan yeni seçim kanununa dair açıklamalar yapan Karabat, söz konusu kanun değişikliğinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini belirtti. Karabat, “Şimdi yeni seçim kanunu çıkarmanın derdine düştüler. Ama matematiği yanlış yapıyorlar. Halkın arasına girmedikleri için seçmen gerçeğini görmüyorlar. Hangi seçim kanununu getirirlerse getirsinler, her türlü barajı yıkıp geçeriz. Şöyle bir gerçeklik var ki CHP birinci parti olma yolunda ilerliyor. Geçtiğimiz zamanda ittifaklar için de kanun çıkarmışlardı ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Çarşıyı bilmeyen evdeki hesabıyla mağlup olur. Bu arkadaşlar çarşı ve pazarı bilmiyorlar.  O yüzden hangi hesabı yaparsa yapsınlar asla o hesap tutmaz” ifadelerini kullandı.



Hayvan satıp duruyorlar

Türkiye'nin büyük bir gıda kriziyle de karşı karşıya kaldığını anlatan Özgür Karabat, vatandaşın gidişat bu şekilde devam ederse et tüketmekte zorlanacağını söyledi. Karabat, “Türkiye'de iç piyasada et pahalı. Bir malın değerini arz miktarıyla ölçeriz. Ne kadar çok ürün olursa o ürünün fiyatı o kadar düşük olur. Ama ne yazık ki Türkiye'de böyle bir şey söz konusu değil. Elde olan ürünlerimizi satar hale geldik. Ne zaman sattık? Döviz krizinin yaşandığı kasım ayından sonra. Yani et konusunda dövizden kaynaklı olarak illa dolar gelsin diyerek ihracatın önünü açmışız. Döviz için hayvan satıp duruyorlar. Burada her şeyi ihraç etmek doğru mu diye bir soru sormamız lazım. Türkiye'nin bu konuda ciddi planlamalar yapması lazım. Hele hele konu gıda ise bu çok hayatı. Sadece et değil buğday, peynir gibi her ürün. Bakın Türkiye'de içme suyu üretimi yüzde 8, yoğurt üretimi yüzde 9, peynir üretimi yüzde 11 buçuk azalmış. Bakın bunlar hep bir şeylerin habercisi. Dünyada evet bir gıda krizi var ama Türkiye'de bu konuda hiçbir tedbir almamış” dedi



Kesecek hayvan yok!

Hayvancılık konusunda gelinen noktanın vahim olduğunun altını çizen CHP'li Karabat, “Bir döviz kriziyle karşı karşıya olduğumuz için ne varsa satıyoruz. Sonunu hiç düşünmüyoruz. Bu politika da Türkiye'de canlı hayvan ihracatını artırıyor. Katar'a giden hayvanlar var. Irak, İran gibi ülkelere giden yine çok sayıda sürüler var. Kasaplar Odası bu yüzden isyan ediyor. Diyorlar ki; 'Eskiden çiftçiye gider hayvanı alırdık. Şimdi kalmadı. Şimdi tüccarlar toplu alıyor.' Bu sebeple ne oluyor? Kasaplar kesecek hayvan bulamıyor” diye konuştu.



Köylü nüfusu azaltıldı

Köylü nüfusunun azaldığını ve buna bağlı olarak tarımın, hayvancılığın zarar gördüğünü kaydeden Karabat, “Türkiye'de köylü nüfusu azaldı. Hayvancılığın kılcal damarları yok edildi. Şimdi gelinen noktada çiftçilik yapan ciddi anlamda azaldı. Yemi bile ithal ediyoruz. 2.6 milyar dolara yem ithal ediyoruz. Biz yem üretemez miyiz? Üretiriz ama tercih edilmiyor. 1.1 milyar dolarlık ayçiçeği, 1. buçuk milyar soya fasulyesi ve 2.4 milyar dolar pamuk ithal ediyoruz. Bunları biz üretebiliriz. Ama niye üretemiyoruz? Çünkü hükümet bunu tercih etmiyor, böyle bir politika tutturmuşlar. AKP hükümeti Türkiye'yi mahkum ediyor. Ayçiçek ithal eden birisini, Türkiye'ye tercih ediyorlar. TÜİK mesela 25 aydır kırmızı et üretimi verilerini açıklamıyor. Niye açıklamıyor? Bir açıklasınlar da görelim. İhraç edilen hayvanları sistemden düşmüyorlar, kesilen hayvanları sistemden düşmüyorlar. Dolayısıyla TÜİK'in sabıkası çok yüksek. O TÜİK mesela işsizlik azalıyor diyor. Şaka gibi” ifadelerini kullandı.



İktidar mutlaka değişmeli

İktidarın değişmesi gerektiğini vurgulayan Özgür Karabat, “Her zaman vatandaşın içinde olduğumuz için halkın çektiği yoksulluğu görüyoruz. AKP'li milletvekilleri ise sofralarını başka yerlerde kuruyor. Halkın çektiği yoksulluğu görmüyor. Bakın vatandaşın hali çok kötü. Ben bir kasapta 1 tavuğun 5'e bölünüp 1 parçasının satıldığını gördüm. Bunlar neden oldu? AKP yüzünden. Türkiye'de bu nedenle mutlak bir iktidar değişikliği ve politika değişikliği olmalıdır. Şimdi sayın bakan çıkıyor 'Suriyelilere 4 bin kadro' diyor. Bunlarla uğraşıyorlar. Oysa bir hükümetin görevi devletin kaynaklarını doğru kullanarak, tüm halkına hizmet etmek değil mi? Ama bunları göremiyoruz” diye konuştu.


TÜRK'TEN ÇOK SURİYELİ VAR

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın “4 bin Suriyeli vatandaşa sağlık alanında kadro açacağız” şeklindeki sözlerini de değerlendiren Karabat, “Suriyeliler şimdi Sağlık Bakanlığı'na bağlı belki hemşire olacaklar, belki bakıcı olacaklar. Bunu Fahrettin Koca kendi ağzından söylüyor. Türkiye'de atama bekleyen sağlıkçılar var. Onlar şimdi bizi mesaj yağmuruna tutuyor. Haksızlar mı isyan etmekte? Haklılar. Ama Suriyeliler her yerde. Mesela Bahçelievler'de, yabancı uyruklular nüfus olarak birinci sırada. Muhtemelen İstanbul'un birçok ilçesi böyledir. Başakşehir'de Güvercintepe ve Şahintepe mahalleleri mesela Suriyeliler ile dolu. Hafta sonu Bahçeşehir'e gidin yine aynı manzarayı görüyorsunuz. Hükümet bu politikayı planlı bir şekilde uyguluyor. Bu politikanın devam etmesi felaket demek. Sığınmacılar bir parti kursa Kilis'te, Hatay'da, Gaziantep'te belediye başkanlıklarını alabilirler. Bütün dünyada mültecilik var buna itirazımız yok ama biz de öyle bir politika var ki. Her yeri sonuna kadar açıyoruz. Uluslararası hukukun gereği olarak sınırlarda kamp kurabilirsiniz. Ama bunu yapmak yerine tersini yapıyorsunuz” ifadelerini kullandı.


TÜRKİYE ACINACAK BİR DURUMA DÜŞMÜŞ

Suriyeliler ve Afganların Türkiye'deki sayısının bilinmediğini de vurgulayan Karabat, şu ifadeleri kullandı; “Türkiye, Suriye'deki hükümeti muhatap kabul etmeli ve barış görüşmelerine başlamalıdır. Suriyelileri geri gönderme çalışmalarına başlamalıdır. İnsanları tabii yakasından paçasından tutarak görmekten bahsetmiyoruz. Bunun detaylı bir şekilde planlanması gerekiyor. Aksi halde ülkemizdeki Suriyelilerin ileriye dönük nasıl bir tehlike yaratacağını bilemiyoruz. Bunlar bir milis gücü haline de gelebilir. Herhangi bir karışıklık da farklı bir vaziyete bürünebilirler. Özellikle Afganistan'dan gelenleri gördük. Sadece erkekler ve gençler geldi. Bunlarla ilgili net bir veri açıklanıyor mu? Yok. Türkiye'de yabancı uyruklu sayısından bahsederken devletin valisi bile kesin rakam veremiyor. Türkiye böyle acınacak bir duruma gelmiş.”

ANIL BODUÇ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.