Sarıyer Akademi değil esir kampı gibi!

Sarıyer Akademi değil esir kampı gibi!
Sarıyer Belediyesi'ne bağlı Sarıyer Akademi'de sık sık mobbinge ve haksızlığa maruz kaldığını belirterek işten ayrılan matematik öğretmeni M.B., kurumda yaşananları Damga'ya anlattı. M.B., “3 buçuk yıl görev yaptığım yerde en sonunda bir hiç olduğumu anladım. Öğretmenler olarak asgari ücretin altında çalıştırıldık, sık sık hakarete varan söylemlere maruz kaldık, öyle ki kurumdan iyi ayrılan tek bir öğretmen bile olmadı” dedi

Sarıyer Belediyesi'nin eğitim kurumu olan ilçedeki çocuklara hizmet veren Sarıyer Akademi'de olup bitenlerle ilgili, gündemi sarsacak iddialar ortaya atıldı. 3 buçuk yıl boyunca Sarıyer Akademi'de matematik öğretmeni olarak çalışan M.B, geçtiğimiz günlerde işini bırakmak zorunda olduğunu anlattı. Yaşadıklarını Damga'ya anlatan M.B, akademi bünyesinde öğretmenlerin asgari ücretin altında çok komik rakamlara çalıştırıldığını, sık sık mobbinge maruz kalarak, hakarete uğradıkalrını anlattı. “3 buçuk yıl büyük bir özveri ve gayretle çalıştığım yerde en sonunda bir hiç olduğumu anladım” diyen M.B, “Öyle bir yer ki kurumdan iyi ayrılan tek bir öğretmen bile yok. Öğle arası 1 saat iken sadece yarım saat uygulanıyor, bu yarım saatlik zaman zarfı içinde dışarı çıkmanız yasak. Öğretmenlerin çoğu ailesine, çocuklarına bakmak için sesini çıkarmadan çalışmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.


Öğretmenler köle gibi çalıştırılıyor

Sarıyer Akademi bünyesindeki öğretmenlerin asgari ücretin altında ücretlere çalıştırıldığının altını çizen M.B, “Bununla da bitmiyor. Öğretmenlere sürekli ek iş dayatıyorlar. Video çekimi, soru yazma, yayın hazırlanmasına yardımcı olma gibi bir takım ek işler. Bunları yapıyoruz ama bunlar için de hiçbir ek ücret verilmiyor. Öğretmenler adeta bir köle gibi çalıştırılıyor” dedi. Çalışma saatlerinin insani boyutta olmadığını da vurgulayan M.B, “Haftanın 6 günü günde 10 saat mesai yapıyorduk. Bazen mesainin dışında da çalışmak zorunda kalıyorduk ama bunlar için de mesai ücreti asla verilmiyordu” dedi.


Paralar nereye gidiyor?

Sarıyer Akademi'deki öğretmenler tarafından hazırlanan yayın ve çalışmaların öğrencilere parayla satıldığını da anlatan M.B., “Hazırlanan her yayını öğrencilere para karşılığında satıyorlar. Bine yakın öğrenci var. Ve hepsinden kişi başı bin 500 lira ücret alınıyor. Ama öğretmenlere sağlanan bu gelirden hiçbir pay verilmiyor. Üstüne bir de asgari ücretin altında çalıştırılıyoruz. Şimdi soruyorum, bu paralar nereye gidiyor, kimlerin cebine giriyor?” ifadelerini kullandı.

 


Adeta terör estiriyorlar

Belediyeye ait bir kurumda öğretmenlik mesleğini severek icra edebileceğini düşünerek girdiği işin sonunda gerçeklerle yüzleştiğini anlatan M.B., kurum içinde yaşadıkları mobbinglere ilişkin de bilgiler verdi. M.B., “Kurum müdürü olan kişi emekli bir öğretmen. Ama hiçbir vicdani, insanı yaklaşımı yok. Öğretmenlerin neredeyse kanını emecek kadar çok çalışmasını isteyen, kapalı kapılar ardında herkese baskı uygulayan birisi. Sanki kendi kurumu gibi terör estirmekte, bir Allah'ın kulu da gelip sormuyor, 'siz burada ne yapıyorsunuz?' diye. Hiçbir denetim yok. Bu kişiye vermişler burayı, yaptığı mobbingin, tacizin haddi hesabı yok. Bir tane öğrenci, bir tane öğretmen seveni yok, 3,5 senedir ne kavgalara gürültülere şahit oldum, iyi ayrıldığı bir tane öğretmen yok, kaç tane kadın öğretmeni ağlatmıştır sözleriyle, 3,5 senedir öğrencilerin pırlanta gibi olması ve daha iyi bir alternatif bulamadığımdan dolayı katlanıyordum” dedi.
 


Babamdan öyle hakaret duymadım!

Önceki gün asgari ücret zammının açıklanmasından sonra Sarıyer Akademi bünyesindeki öğretmenlerin de maaş zammı beklentisi içine girdiğini ve haklı olarak bu taleplerini dile getirdiklerine dikkat çeken M.B., “Biz bunları konuşunca, kurum yöneticisi yine öfkelendi. Sanki kendi cebinden para verecekmiş gibi herkese bağırmaya başladı. Öğretmenlerin ders esnasında sınıflarına girip, hakarete varacak sözler söyledi. Hem beni hem diğer öğretmen arkadaşlarımı çocukların önünde azarladı. Öyle sözler söyledi ki ben babamdan öyle hakaretler duymadım, utancımdan kıpkırmızı oldum” şeklinde konuştu.

 


Gözdağı vermek istedi

Kurum yöneticisinin öğretmenlere gözdağı vermek istediğini iddia eden M.B., “Bize öfke ve hakarete varan yaklaşımlarının artından işten atma tehdidi vardı. 'Ben bunlara gözdağı vereyim de maaş zammı istemesinler' gibi bir yaklaşım içinde olduğunu görebiliyorduk. Ben de daha fazla dayanamadım ve istifa etmeyi düşündüm. Şimdi bu ay kiramı, faturalarımı, borçlarımı nasıl ödeyebilirim bilmiyorum. Biz gerçekten bu egoist, sevgisiz, nefretle büyümüş insanların öfkelerini rahatça kusmaları için mi bunca cefalar çektik?” diye sordu.


Demokrat geçinen bir belediye!

Sarıyer Belediyesi'nin CHP'li olduğunu da anımsatan Mahmut M.B., “Bir öğretmen olarak buraya büyük bir hevesle gelmiştim. İşimi yapacağım, çocukların eğitimine katkı vereceğim diye. Sonunda gördüğümüz manzara her türlü haksızlık, baskı, zorbalık. Hükümeti en çok eleştirdikleri şeyleri kendileri yapıyor, yapılmasına göz yumuyorlar. Sözde demokrat geçinen bir belediye, muhalefet partisine ait bir belediye ama yaptıkları, yapılmasına göz yumdukları gerçekten tarif edilebilir gibi değil” açıklamasını yaptı.


Gram heves bırakmadılar

İşi bıraktıktan sonra birçok veliden destek telefonları aldığını anlatan M.B., “Hem öğrencilerim hem velilerimiz sağ olsunlar arıyor, soruyorlar. Ama inanın bizler de bu yöneticiler gram heves bırakmadı. Gerçekten bu mesleği öyle çok severek yapıyorduk ki ne ben ne de kurumdaki diğer öğretmen arkadaşlarımız bu yaşananları hak etmediler” ifadelerini kullandı.


ÖZEL HABER: BARIŞ KIŞ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.