Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

“Şerefsiz”, kabul etmiyoruz…

Hak edene yakıştırdığımdan söylerken de mutlu olur, gurur duyarım…

Şeref madalyası herkese verilmez. Savaş kazananlara verilir.

Adı üstünde “şeref madalyası” açılımı milletin şerefini, onurunu erdemli şekilde gözüpeklikle kazanmaktır.

Savaşarak hak edilmiştir. Gurur duyarak kalbinin üstünde taşır.  

“Şerefsiz” … ise güzel bir şeymiş gibi dilimize pelesenk oldu. 

Son on beş yıldır daha sık olarak, sevdiğimize de, küfrettiğimize söyler olduk.

Nereden dolaştı derseniz dilimize bu nakarat, en çok da meclis görüşmelerinde diyebilirim.

Bir bu olsa. “Terörist”, “namussuz”, “aşağılık”, “sen kimsin”, “onun bunun çocuğu” da var.

Kime diyorlar, milletin seçtiği vekillere...

Kim yakıştırıyorlar, meclisin üyelerine yani milletin vekillerine…

Hâlbuki hepsi de onurlu ve şerefli...

Her birinin, eşleri, çocukları mevcut…

Ve bunlar, ülke gündeminde ne oluyor diye değilse bile, babamız, annemiz, dayımız, yengemiz, amcamız, halamız orada diye meclisi izler.

Şahsım utanıyor, o kelimeleri duyduğunda…

Hiç biri akrabam, hısımım değil ancak ‘ben’im, ‘biz’iz …

Duydun mu ne güzel “şerefsiz” dedi babam.

Ohh ağzına sağlık anne, harika “sen kimsin” dedin.

İşte budur “aşağılık adam” amcamın tespiti doğru “terörist ”sin…

Söyleyen, gurur duyan hiçbir hısım akraba, evlat yoktur. 

Demezler çünkü birçoğuyla tanışıklar. Hatta belki de atışmalar sonrası bir yerlerde birlikte yemek yiyecek, gülüşecekler…

Ayrılırken de bir daha ki meclis görüşmelerinde “bir birimize daha ağır kelimeler kullanmak üzere” diyerek veda etmeyecekler.

O halde gareziniz sizi seçip oraya oturtturan halka mı?

Havanız sorunlarını çözmek için meclise gönderen yurttaşa mı?

“Ne güzel hakaret etti benim vekilim”

“Hay ağzına sağlık”

“Yürü be arkandayım”

“Aslanım, kaplanım”

Şeklinde konuştuğumuzu mu sanıyorsunuz?

Böyle düşünüyorsanız, derhal bundan kurtulun.

Bizlerin temsilcileri olduğunuzu unutmayınız!

Şerefsiz, onursuz, alçak veya terörist değiliz ki size bu cümlelerle hitap edelim..

Kendinize söylendiğini sandığınız, gerçekte sizi oraya gönderenlere yapışıyor.

Onurlu insan, kendisine “şerefsiz” diyen biri ile asla aynı masa da oturmaz. Yüzüne dahi bakmaz.

Hiçbir onurlu insan, gözüyle görmediği kişi için dahi “namussuz” diye hitap etmez. 

Bizler zaten bu tür insanı temsilci olarak seçmeyiz. Sonradan olmuşsa da onun karakteridir.

Onun söylemlerini de üstümüze almayız.

Meclis;

Örnek alınacak kişilerden oluşan yerdir.

Milletin sorunlarının çözüleceği, konuşarak halledileceği kürsüdür.

Devletin daha müreffeh olacağı çatıdır.

Seçilmişlerin birbirlerine hakaret ederek, üstünlük sağlayacakları yer değildir.

Unutulmasın ki, sizler orada geçici olarak bulunuyorsunuz.

Yarın geleceğiniz yer, gitmeden önceki yanımızdır.

Şeref, erkek çocuğa verilen isimden çok daha fazlasıdır.

Şerefsiz ise haysiyetten yoksun olan, onursuz kişidir.

Bizler;

Kul hakkını gasp edecek,

İşçiyi ezecek, emekliyi süründürecek,

Kaçakçılık yapacak,

Ülke topraklarını satacak,

Adaletsizce ve hukuksuzca davranacak,

Ahlaksızlık yapacak,

Onurunu satacak,

Şiddete meyilli olan

Hırsızlık yapacak,

Hiç bir kimseye oy vererek Atatürk’ün kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisine vekil olarak göndermedik.

Bu haklı sebebimizden ötürü söylenen kelime-leri üstümüze almıyor, kabullenmiyoruz.

Ve “Şerefsiz” kelimesini de yakıştırmadığımız gibi özellikle meclis kürsüsünden ve dahi tüm görüşmelerden kaldırılmasını istiyoruz. 

Son söz.

“Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar” Mustafa Kemal Atatürk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi