Katar'da mollalara kırmızı kart!

İran’da başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve 3 gün sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin ölümü büyük tepki yarattı. Birçok şehirde devam eden olaylarda polis protestoculara sert şekilde müdahale etti.

Yüzlerce insanın öldüğü, binlerce insanın gözaltına alınıp, cezaevlerinde tutulduğu İran’da eylemlerin öncekilerden farkı daha kapsayıcı olması.

Bilindiği üzere İran’da geçmişte de değişik zaman ve biçimlerde protestolar olmuş, hepsinde de güvenlik güçleri şiddet kullanarak olayları önlemişti.

Ancak sınırlı sayıda ve daha çok üniversite gençliğinin başlattığı eylemlerden farklı olarak bu kez öğretmenler, işçiler, toplumun farklı kesimlerinden katılımlarla eylemler bir direnişe dönüştü.

Ağırlıklı olarak kadınların başını çektiği eylemlere neredeyse tüm yurtta vatandaşlar katıldığı gibi yazarlar, sanatçılar da tepkilerini dile getirmeye başladılar.

Üstelik de dünyada pek benzeri görülmemiş biçimde İran’da mollalara karşı halk ölümü göze alarak direniyor.

Bütün dünyada da demokrasi güçlerince destek gören eylemler bürokrasiyi ve kamu çalışanlarını da etkisi altına aldığı gibi giderek çok daha yaratıcı eylem biçimleri uygulanmaya başlandı.

Geçtiğimiz günlerde bir yarışma nedeniyle İspanya’ya giden Boks Federasyonu Başkanı ülkesinde yaşanan bu zulme karşı tepkisini dile getirerek İran’a dönmeyeceğini açıkladı.

Ülkenin tamamında bireysel itaatsizlik eylemlerini önlemede zorlanmaya başlayan molla yönetimi internet erişimini engelledi.

Yeni idam kararları alarak halkın direncini kırmaya çalışsa da İran halkı yıllardır sürdürülen baskı ve zulme karşı direnme konusunda kararlı görünüyor.

İran’da güçlü ve örgütlü bir muhalif yapı, siyasi öncü olmamasına karşın tüm bu eylemlerin ülke çapında yaygınlaşması doğal olarak molla rejimini tedirgin ettiği gibi uluslararası dayanışma da giderek artmaya başladı.

Görülen o ki, tarihin her döneminde olduğu gibi zalimler bir kez daha kaybedecekler.

Bu kararlılığın en somut örneği dün yapılan İngiltere-İran dünya kupası futbol müsabakasında yaşandı.

İran milli takım oyuncuları maç başlamadan önce yapılan seremonide kendi ulusal marşlarını söylemediler.

Daha da önemlisi İran halkı takımlarının İngiltere’ye farklı yenilmiş olmasını sevinç gösterileriyle karşıladılar.

Çünkü bu takımın İran halkını temsil etmediğine inanıyorlardı.

Futbol takımı kaptanı da yaptığı açıklamada “İran halkının mutlu olmadığını biliyoruz” diyerek yapılan eylemlere destek verdiklerini göstermiş oldu.

Yani bir kez daha gördük ki, “dünyanın neresinde olursa olsun diktatörler yıkılmaya, zalimler yenilmeye mahkumdur.”

Yapılan haksızlıkların, yolsuzlukların, baskı ve zulmün hesabı mutlaka sorulacak, zalimler hak ettikleri cezaları çekeceklerdir.

Her ne kadar İran’da olaylar bir başörtüsü ve örtünme sorunu gibi başlasa da artık gelinen noktada bu bir özgürleşme mücadelesidir.

Gün gelecek tüm dünyada insanlar eşit koşullarda, barış içinde bir arada yaşama kültürünü oluşturacak, savaşların hiçbir ülkeye, hiçbir halka yarar sağlamadığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.

Birçoğunun isminde cumhuriyet ya da demokrasi sözcüğü olsa da dünyada birçok ülkede demokratik hak ve özgürlüklerin askıya alındığını, baskı ve otoriter yönetimlerin egemen olduğunu biliyoruz.

Gelişen teknolojiyle karlarına daha çok kar katan emperyal güçler, kapitalizmin ana çelişkisi sonucu bir yandan da dünyada tüm insanların daha kolay iletişim sağlamalarına, birbirlerinden etkilenmelerine neden olmuşlardır.

Yani dünyanın neresinde bir kötülük varsa anında duyuluyor, yayılıyor ve insanlar tepkilerini ortaya koyuyorlar.

Ne yaparsanız yapın, gerçekleri gizlemeniz mümkün olmuyor.

Güneş balçıkla sıvanmıyor.

Ülkemizde de yaşanan bunca haksız, hukuksuz uygulamalar, baskı ve engellemeler çok da uzak olmayan bir gelecekte sona erecektir.

Tarihi geriye döndürmeniz imkansız!

İçinde bulunduğumuz ekonomik ve sosyal koşullarda bu ülkeyi daha uzun süre yönetemeyeceğinizi siz de biliyorsunuz.

Yaklaşan seçimlere yönelik uygulayacağınız popülist politikalar, sözüm ona sosyal projeleriniz de yetmeyecek.

Bu güzel ülkenin güzel insanları böyle bir yönetimi hak etmiyor.

Bütçe görüşmeleri sırasında yaşananları hep birlikte izliyoruz.

En sorumlu davranması gereken bir bakan önüne gelene hakaretler yağdırabiliyor, devlet adamı vakarına yakışmayan biçimde halkın seçtiği vekillere parmak sallıyor, tehditler savuruyorsa artık bizim ülkemizde de demokrasi isteyen halk birilerine kırmızı kartı gösterecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi