“Seçildiğimde belediyenin kapıları DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak.”
Bu sözleri kim söylüyor?

CHP Grup Başkan Vekili, Afyon Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı.

Nerede söylüyor?

Kendi seçim bölgesi Afyon’da Seçim Koordinasyon Merkezinin açılışı sırasında, üstelik de yanında CHP Genel Başkanı Özgür Özel var iken.

Seçim kampanyası sırasında vatandaşlarla sohbet ederken ya da bir gazetecinin sorusu üzerine söylenmiş amacını aşan bir söz değil.

Önceden hazırlanmış, binlerce yurttaşın önünde, partisinin en yetkili kişisi yanında iken bile isteye söylenmiş bir söz.

Kaldı ki her kesimden gelen çok sert tepkilere karşın sözlerinin arkasında olduğunu ifade ederek de suçunu itiraf ediyor.

İlginçtir Afyon, DEM Partinin güçlü olduğu bir yer de değil.

Özgür Özel’in durumu kurtarmak için “Bu bir dil sürçmesidir.” Sözlerine de karşı çıktığı gibi “Ben dil sürçmesi sonucu değil, verdiğim söz üzerine konuştum.” Diyerek yaptığı ayıpta ısrar ediyor.

Genel Başkan olarak Özgür Özel’in yeterli tepkiyi vermediğini düşünen Ekrem İmamoğlu devreye girerek çok ağır ifadelerle Burcu Köksal’ı istifaya davet etti.

Bir anlamda CHP de liderlik sorunu yeniden gündeme geldi.

Tahmin edebiliyorum, içinizden kimileri şimdi “tam da en kritik bir zamanda bu konuyu gündeme getirmenin ne anlamı var” diyerek bana kızıyorlardır.

Evet tam da zamanı! Toplumsal muhalefetin oluşturulmasında en önemli sorumluluğa sahip bir parti olarak CHP de bu tür ırkçı, faşizan anlayışta insanların bulunmasına karşı çıkmanın tam zamanı.

Bu parti sana 4 dönem milletvekilliği imkanı vermiş, grup başkanvekili yapmış, o da yetmemiş kendi ilinde belediye başkan adayı göstermiş, şimdi çıkıp partine ihanet ediyorsun.

Hiç kimse bu skandal sözleri “dil sürçmesi” ya da “amacını aşan sözler” gibi masum gösteremez.
Burcu Köksal’a bu parti hak etmediği bir misyon yüklemiştir. Şimdi o aslına dönmüş, gerçek yüzünü tüm çıplaklığıyla göstermiştir.

Bu ırkçı söylemler, ayrıştırıcı tutumlar Burcu Köksal’a Afyon belediye başkanlığını kaybettirebilir.

Bence de böyle biri Afyon’da belediye başkanı olmasın daha iyi.

Ama asıl sorun ihanete varan bu provokasyon İstanbul’a da Adana’ya, Mersin’e de zarar verir. Kaldı ki bu ilk değil.

CHP Genel Merkezi yaklaşan yerel seçim sürecini iyi yönetememiştir.

Bir kez daha eline geçen çok büyük fırsatı, içindeki Truva atları yüzünden kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Yeniden görev verilmeyince anında başka partilerden aday olmak için sıraya girenleri de geçmişte daha uygun adaylar olmasına karşın ısrarla aday gösterenler yine bu yöneticiler değil miydi?

Bu seçimlerde de yerel anlamda güç odaklarının şantajlarına boyun eğerek sermaye çevrelerinin adaylarını tercih edenler aynı yöneticiler değil mi?

İyi Partiden, MHP’den getirip aday yaptıklarınızın yarın Burcu Köksal gibi davranmayacağını nereden bilelim!

Gerçek bir sosyal demokrat partinin benzer bir durumda yapması gereken, bu sözleri söyleyen kişiyi görevi, statüsü ne olursa olsun anında partiden ihraç etmek olurdu.

Bu ülkenin tüm zenginliklerini vahşice sömüren, halkı yoksulluğa, açlığa, sefalete mahrum bırakan sermayenin böylesine önemli bir seçim sırasında tavırsız mı kalacağını sanıyorsunuz?

Tüm siyasi partiler içerisinde kendi çıkarlarını savunacak kişileri köşe başlarına yerleştiren egemen güçler sözüm ona siyaset üstü görünümü vererek yerel seçimlerde de kendi istedikleri adayları piyasa sürdüler.

Unutmamak gerekir, sermaye işini şansa bırakmaz.

Geçmişte CHP de milletvekilliği yapmış birini AK Partiden aday yapar, geçmişte AK Partiden belediye başkanlığı yapmış birini tüm tepkilere rağmen CHP’nin adayı yapar, provokasyon yapsın diye bir yerlere” bir adam” gönderir…

Sonuçta CHP, içindeki sosyal demokrat görünümlü faşistleri temizlemedikçe belki kimi kısmi başarılar elde edebilir ama iktidar olamaz.

Bir sözüm de uzun yıllar partiye çöreklenip Kılıçdaroğlu’nun çevresinde nemalanıp şimdi yeniden onu siyasetin içine çekmeye çalışan siyaset bezirganlarına.

“Yeter artık, gölge etmeyin başka ihsan istemez.”

Son sözüm DEM Partiye gönül vermiş seçmenlere!

Yıllardır egemen güçler tarafından yok sayıldınız, yok edilmeye çalışıldınız.

Bu kez de sorumlu yurttaşlar olarak sandıkta üzerinize düşeni yapmaktan geri durmayın.