Yakup Gülaçtı

Yakup Gülaçtı

Emekliler varlık kuyruklarında…

İnsanlar, kendi yanılgılarını göstermemek, unutturmak için sıklıkla hedef şaşırtma yöntemini kullanırlar.

Bugün, ekonomik olarak ülkenin geldiği noktanın iyi olmadığını bilen iktidar sahipleri, geçmişin daha da kötü olduğunu vurgulamak için bundan elli sene evvelki yokluk ve kuyrukları gündeme getiriyorlar. Özellikle yetmişli yıllardaki Ecevit ve Erbakan’ın koalisyonla ülkeyi yönettikleri dönemdeki petrol, yakıt, yağ ve şeker kuyruklarını kastediyorlar.

Yetmişli yıllarda doğanlardan başlamak üzere ilk defa oy kullanacak seçmenlerin hemen hemen hiçbiri o yılları bilmez. Yani altmışlı yaşın altındakilerin pek de bilmediği yıllarda yaşandı bütün bunlar. Elbette o yıllarda nelerin niçin yaşandığını öğrenenler de az değiller. Gelin dünya tarihini biraz geriye sararak ülkemizdeki ekonomik ve siyasi duruma bir göz atalım. Evet, yetmişli yıllarda, ülkemizde petrol, yakıt, yağ ve şeker kuyrukları vardı.

1973 yılında “Yom Kippur” savaşı olarak bilinen Arap-İsrail savaşı başladı ve petrol fiyatları bir seneden az bir zamanda dört katına çıktı. Petrol üreten Arap ülkeleri, İsrail’e destek olan ülkelere petrol satmayacağını, diğer ülkelere yaptığı ihracatı da kısacağını açıklamıştı. Bu açıklamaların ardından dünya borsalarında çöküşler başladı. Bütün dünya ekonomik krizle uğraşıyorken 1974’te dönemin Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan hükümetince Kıbrıs’taki Rum zulmüne karşı Kıbrıs Barış Harekatı başlatıldı. Bu harekatımızın karşında olan büyük devletler, ülkemize ambargo uyguladılar. Arka arkaya gelişen bu iki olay, ülkemiz ekonomisine büyük bir darbe vurdu. Bu esnada Amerika ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’da da temel maddelerde kıtlıklar başladı.

Tüm bu gelişmeler karşısında ülkemizde de tedarik zincirinde aksamalar oldu ve o bahsedilen kuyruklar yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, her defasında CHP döneminde kuyruklar vardı, dediği durumun aslı buydu.

O Ecevit ki 1971'de Amerika Birleşik Devletleri'nin baskısıyla yasaklanan haşhaş ekimini 1 Temmuz 1974'te serbest bırakmıştı. Yani ABD’ye kafa tutmuştu. Onun için de ülkenin her köşesine “Karaoğlan” yazılmıştı.
"Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (Rahip Brunson) alamazsınız." deyip haftasına gönderenleri de biliyor bu millet.

O günkü kuyruklarda bekleyen emekliler bu gerçekleri görüyordu. Dünyada yaşanan yoklukların bizdeki yansımalarıydı bunlar. Paranız olmasına rağmen bulamadıklarınızın ya da sınırlı şekilde bulabildiklerinizin kuyrukları…

Günümüzdeki kuyruklar ise yoklukların kuyruğu. On bin lira emekli maaşıyla geçinebilmek uğruna gecenin saat üçünde, dördünde başlayan bir kilo et kuyruğunu yaşıyoruz. Çürümeye başlamış sebze ve meyvenin adı “olgunlaşmış”a döndü. En az üç çocuk yapın, diyenlerin durduramadığı ekmeği daha ucuza alabilmenin kuyruğu bunlar… Elin emeklisi dünya turuna çıkarken bizimkiler kuyruk turu yapıyorlar. Bütün bunlar yaşanırken 2024’ü “Emekliler Yılı” ilan ettik. Buyurun emekliler, büyük bir coşkuyla kutlayın yılınızı. Nerede mi? Kuyruklarda. Her gün bir başka kuyruğa koşarken farklı dostlar edinir, farklı semtler görürsünüz. Belki ufkunuz açılır. Çok gezen çok bilir, derler ya!..

Ülkenin bugünkü hale gelmesinde kuyruklarda saatlerce bekleyen emeklilerin de katkısının olduğunu düşünenlerdenim. İnsanlar layık oldukları gibi yönetilirlermiş. Yine de yıllarca çalışan emeklilerin kuyruklarda beklemeyi hak etmediğine düşünüyorum.

Ülkemizdeki varlığın, bolluğun ve zenginliğin kuyruğu buysa yokluğunkini tahmin edemiyorum!..
Haydi emekliler, bir aylığına da olsa pide kuyruğuna başlayalım!..
Tüm İslam aleminin ramazanı mübarek olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yakup Gülaçtı Arşivi