Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Siyanür ile ölmek istemiyoruz...

Bu konuyu 11 yıl önce öğrenciler, öğretmenler ve halkımızı bilinçlendirmek için bastırdığımız ve onlara dağıttığımız "Yaşamak Her Canlı İçin Haktır Tartışılamaz" adlı kitapçığımızda işlemiştik.O tarihlerde Kaz Dağlarında Altın Aramacılığı başlamıştı. Bu günlerde yine gündemde olan siyanürle altın çıkarma konusunu okurlarımıza yine sunmak istedim. Altın nasıl oluşur? Altın yer kabuğu içinde 300-2000 metre derinliklerde dolaşan 300-400 derece sıcaklığa varan hidrotermal sıvıların dolaşımı sonucu çeşitli minerallerin bir araya toplanması ile oluşur. Altın kayaçlar içinde tek başına bulunmaz. Arsenik, aktimuan, bakır, civa, demir, gümüş, kurşun ve çinko gibi metallerle birlikte bulunur. 
Altın iki yöntemle çıkar;
1- Kapalı işletme yöntemi; Temel kazarak, kayalar delinerek patlayıcılarla patlatarak oluşturulan toprak başka alanlara taşınır. Yer altı suları pompalanarak dışarı alınır. Açılan tünellerin içine ray ve asansör döşenerek madene ulaşılır. 
2- Açık işletme yöntemi; yüzeydeki fakir toprak ve kayalar alınarak altınlı yere ulaşmak biçiminde yapılır. Her iki yöntemde de dev çukurlar ya da dağların tepelerin altında dev delikler açılarak milyonlarca kaya ve toprağın başka alanlara taşınır, sökülen kayalar devasa öğütme makinelerinde defalarca öğütülerek kül biçimine getirilir. Paslanmaz çelik tanklarda sonra açık havada bol su ve siyanürden geçirilir. Bu işlemler sonucu altın ve değerli metaller siyanüre bağlanarak havuzlara aktarılır. Çamurlu su içindeki siyanür, altın ve başka değerli metali içeren bileşik başka kimyasallarla desteklenip aktif kömürden geçirilir. Değerli metaller kömüre tutunur. Bu aktif kömür fırınlarda kavrulup başka kimyasallarla yıkanınca altın         elde edilir.
Bütün bu işlemler siyanürle yapılır. Peki, nedir bu siyanür? Siyanür renksiz hafif acı badem kokulu ve alev alabilen gazdır. Kaynama noktası 26 dercedir. Suda çözünürlülüğü fazladır. Bu hali hidrosiyanik asit olarak adlandırılır. Atmosferde yüzlerce kilometrelik alana yayılır. Solunum yoluyla insanlara ve tüm canlılara geçer. Yağışlarla tamamı yeryüzüne iner. Bitkiler, balıklar, memeli hayvanlar tarafından besin zinciri biçiminde insana geçer. Siyanür solunduğunda 135 mikrogram 30 dakikada 270 mikrogram insanı öldürür. Bu öldürücü etkisi nedeniyle Hitler faşizmi 2. Dünya Savaşında 6 milyon devrimci, demokrat, Çingene, Yahudi ve Sovyet askerini gaz odalarında siyanür ile katletmiştir. Bu gün yıllar geçmesine rağmen hala o gaz odalarının duvarlarından zehir     akmaktadır.
Altın günlük yaşamımızda zorunlu olarak ihtiyaç duyulmayan bir metaldir. İşletme faaliyetleri sürecinde canlı yaşamı yok eden faaliyetleri gerektirmektedir. İşte bunun için tüm çevreciler siyanürle altın çıkarmalara karşıyız. Yazımı bitirmeden tanımaktan onur duyduğum, Bergama'da siyanürle altın arayan şirkete karşı yürüyen halka destek veren, şirketin bize destek veren bir yazı yaz teklifini elinin tersiyle iten, Gelibolu Ormanlarını sağcı solcu birbirini yiyen genç talebeleri toplayıp kuaförüne kadar tüm ihtiyaçları temin edip ağaçlandıran İTÜ Öğretim Üyesi İsmail Duman Hocamı sevgiyle anıyorum. Ağaçları yok edenleri de nefretle anıyorum. İşte Sevgili Okuyucular Kaz Dağlarında Siyanürle altın çıkartmaya çalışanlara, onları o izni verenlere onun için nefretle bakıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi