Terör kelimesi dilimize Fransızca “terreur” kelimesinden geçmiştir. Kelimenin kökeni Latincedir ve “korkudan titreme” ya da “titremeye sebep olma” anlamlarına gelir. Terör kelimesine Türkçe karşılık olarak “yıldırı” kelimesini göstermektedir ve yıldırıyı da “Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş, terör” olarak tanımlanabilir.

Moda oldu her olaya  ve hata yapan kişileri terörle ilişkilendirmek terörist ilan etmek..
Trafik terörü, Gıda terörü, Basın terörü, Sosyal medya terörü, Sağlık terörü, Eğitim terörü, dış kaynaklı Terör, Siyaset terörü, Bölücü terör yani anlayacağınız say say bitmez terör çeşitleri.

Trafikte terör estiren, temel gıdalara olmadık şeyleri katıp satan, birileri beğenecek ve önemseneceğim diye yalan yanlış şeyleri araştırmadan, sorgulamadan, kime ne kadar zarar verir diye düşünmeden paylaşan, savunduğumuz siyasi ideolojileri başkalarına dayatarak kabul ettirmek için her türlü yalana, riyaya, baş vuran sahip olduğumuz mevki ve makamı seçimde kaybetmemek veya kazanmak için türlü hile hurda ve cambazlıklara topluma baskı kuran, faturayı şişirmek için gereksiz ve olmadık tahlillerle insanların sağlığıyla adeta oynayan, Eğitime ve öğretime hiçbir katkısı olmadığı halde duygu sömürüleri ile on binlerce liramızı alan kurumları yönetenler bizler değil miyiz?.

TDK terörün tanımı için “genellikle siyasal bir dava uğruna girişilen, toplumu korkutmaya, yıldırmaya yönelik her türlü eylem”  diyor.

Her şey bir tarafa geleceğimizi tayin etme yolunda demokrasinin bize verdiği tek savunma silahımız olan oyumuzu bin bir gerçekleşmeyecek vaatler, yapmayacakları yapamayacakları projeler, tutmayacakları sözlerle algılar üreterek kendinden olmayanları dışlayarak, ötekileştirerek yalanlarla algılar üreterek çalanlar toplumsal terörizmin baş aktörleri değil midirler?

Kısacası legal ya da illegal, silahlı veya silahsız gerek siyasi örgüt, gerekse resmi kurum tarafından toplumu yıldırmaya, baskı altına almaya bölmeye veya korkutmaya yönelik yapılan her türlü eyleme verilen ad terör, yapanlar terörist ise.  Bölücü ve yıkıcı terör dışında bu suçlamalarla yargılanması gerekirken dışarıda görevlerinin başında, algılarına, baskılarına, yalanlarına devam edenler bile yargılanmıyorsa terör yasallaşmalı.

Öyle bir hale geldik ki lider olarak gurur duymayı bir tarafa, çoğumuz örnek bile almak istemeyeceğimiz siyasetçilerin kullandığı dili takındığı üslubu alkışlıyor ve onaylıyoruz.  

Oylarını arttırmak uğruna “zafere giden her yol mubahtır” sözünü onaylarcasına bırakın ülkeye ve millete hizmete talip olma konusunda kendilerini geliştirmeyi, eylem biçimlerinde bile yeniliğe gidemeyecek kadar tembel dar kafalı, idrak yoksunu bir zihniyetin peşinden gider olmuşuz ne yazık ki.
 
Hem de teröre maruz, teröristle muhatap olduğumuzun farkına bile varmadan, Demokrasi ile fikir özgürlüğünün haklı mücadelesi ile uzaktan, yakından bir ilgisi olamayacağını ve asla kabul edilemez olduğunu bildiğimiz halde yapıyoruz bütün bunları..

Kötüyü, yanlışı, baskıyı, aldatmayı, yalanı, algıyı zulmü, rant ve toplumsal hırsızlığı mubah görüyorsak terör yasallaşmalı ve hepimiz terörizmin kuklası olalım o zaman..

Ya da İnsan olmanın erdeminin farkına varıp kardeşçe hep birlikte omuz omuza kimseyi ötekileştirmeden. Hak edene hak ettiği unvanı vererek yaşamalı ve kurmalıyız geleceğimizi..

“Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk.” demişti  Martin Luther King. Başka söze ne hacet…

VESSELAM