Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Türkiye'de su efsaneleri | Martılar ve su

İstanbul, İstanbul olmadan önce başındaki krallardan birinin çok güzel bir kızı varmış. Kızının güzelliği ne kadar çoksa kralın kıskançlığı da o kadar fazlaymış. Genç prenses gezmeye çıktığında onun yüzüne bakanlar hemen cezalandırılıyor, gözleri dağlanıp kör ediliyorlarmış. Günlerden bir gün prenses çarşıya alışverişe çıkmış, koruyucular önden gidip "Herkes başını öne eğsin prensesimiz geçecek. Onun yüzüne bakanın gözleri dağlanacak" diyerek uyarmışlar. Kalabalığın içinden bir genç, prensesin geçeceği yolun kenarına doğru ilerleyip kendini siperlenip beklemeye başlamış. Birazdan prenses geçtiğinde bir an göz göze gelmişler. Genç adam prensesi, prenses genç adamı düşünür olmuş. Yemeden içmeden kesilmiş.

Genç adam bir gün bir yolunu bulup gizlice saraya girmiş. Ve prenses ile görüşmek üzereyken yakalanmış. Ölüm cezasıyla cezalandırılan genç adam için prenses babasına yalvarmış bu yalvarmalar sonrasında kral genç adamı bir adaya sürgün etmiş. Adada tek başına yaşayan genç adam martılarla arkadaşlık kurup onlarla sohbet etmeye başlamış. Prensese martılar aracılığıyla haberler göndermeye ve prensesten haberler almaya başlamış. Kral bir gün kızının martılarla konuştuğunu görünce delirdi sanarak korkmuş ve kızına genç adamı affettiğini onunla evlendireceğini söylemiş. Bunun üzerine sevdiğine bir mektup yazan prenses bunu martılardan biriyle genç adama göndermiş. Martı giderken de arkasından seslenmiş. "Bütün martılar düğünümüze davetlidir. Arkadaşlarına haber ilet." Martı adaya yaklaştığı sırada gördüğü diğer martılara haberi iletmek için gagasını açtığında ağzındaki mesaj suya düşmüş. Ve bütün martılar suya düşen kağıdı bulmak için su üzerinde dönerek aramaya başlamışlar. O gün bugündür martılar denizin üzerinde o kağıdı bulmak için döner dururlarmış.

KÖRLER ÜLKESİNİN KARŞISI
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul'da milattan önce 680 yılında Megaralılar'ın Kalhedon (Bugünkü Kadıköy civarı) şehrini kurdukları ve daha sonra Marmara ile Haliç arasındaki tarihi yarımada da ikinci bir Megara kolonisi olan Byzanstion'un kurulduğu bilinmektedir. Efsaneye göre, kendine yeni bir yurt tutmak için yola çıkan Megaralılar'a fikrini almak için başvurdukları kâhin, yolculuklarının sonunda "körler ülkesinin karşısına" yerleşeceklerini söylemiş. Byzas önderliğinde ilerleyen Megaralılar İstanbul Boğazı'nın girişinde, sahilin karşı tarafındaki bu enfes güzelliği görmeyip Kalhedon'a (Kadıköy) yerleşenlerin olsa olsa körler olacaklarını düşünerek kahinin söylediği "Körler ülkesinin karşısına" geldiklerine karar vermişler ve burada önderlerinin adını verdikleri Byzantion şehrini kurmuşlar.


Evet sevgili okuyucularımız, Türkiye'mizin su efsanelerine bir hafta daha devam edeceğiz. İnşallah okurken keyif alıyorsunuzdur. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi