Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Merkezi ve yerel yönetimler ile biyolojik çeşitliliğin korunması

8-10 yıl önce Kentleşme ve Yerel Yönetimler ile ilgili Başkanımız Dr. Hasan Akgün’e doktora tezinde yardımcı olan ve konusunda Türkiye’nin en iyisi olan Prof. Dr. Ruşen Çakır’ı dinlerken sanki özel ders aldım. Üstüne bir de aynı konularda çalışmış Vali Kayhan Kavas anlattığı yaşanmışları ile harikaydı. Yakınlarım bilirler TMMOB Makine Mühendisleri Odası Kentleşme, Yerel Yönetimler, Ulaşım ve Çevre Komisyonunda görev yapıyordum. Can kulağı ile dinledim. Bir de İğneada’ya Nükleer Santral yapımı konusu hortlayınca ve Çevre Bakanlığınca biyolojik çeşitliliğin korunması konulu toplantı için Ankara’ya davet edilip orada İğneada’yı savunmamı hatırlayınca bu haftaki konumu yerel yönetimler ve biyolojik çeşitlilik olarak seçtim. Dünyada nüfus artışı ve kentleşme, merkezi ve yerel yönetimlerin, sürdürülebilirlik problemlerine ilgilerini arttırmasını gerektiriyor.

Halen dünya nüfusunun yarısı kentlerde yaşıyor ve bu oranın 30 yıl içinde yüzde 75’e çıkacağı ön görülüyor. Hindistan’ın Mumbai kentinde, BM üyesi 150 küçük devletin toplamından daha çok insan yaşıyor. Yoğun kentleşme nedeniyle, gelecek 40 yıl boyunca kent kapasitesinin, binalarının ve altyapısının inşaatı 4000 yıldır inşa edilenlerin toplamına eşit olacak. Sayısız şehir iklim değişikliğinden çok güçlü şekilde etkilenecek ayrıca insanların temel ihtiyaçları karşılamak, doyurmak zorlaşacak. Son yıllarda, çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma konularında endişeler, yerel yönetimleri ülkeler ölçeğinde daha yakın işbirlikleri kurmaya yöneltiyor. Uluslararası işbirliklerinin artışının en büyük sebeplerinden biri, yerel yönetimlerin küresel sürdürülebilirlik müzakerelerine dahil olmalarıdır. Yerel yönetimlerin, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nda ve yıllık toplantılarda giderek artan rolleri var. 2008 yılında Bonn’da Biyolojik çeşitlilik için Yerelde Harekete Geçmek Üzerine Belediye Başkanları Konferansı’nda dünya çapında biyolojik çeşitliliğin korunması için yerel yönetimlerin rolü vurgulandı. Ekim 2012’de Hindistan’ın Haydarabat kentinde yapılan Biyolojik Çeşitlilik Toplantısı’na paralel olarak, “Yaşam İçin Kentler” adında zirve toplantısında eylem ve uygulama planları yapıldı.

Tüm dünyanın önem verdiği zirve üstüne zirve toplantıları yaptığı bu konuda, biz en önemli doğal zenginliklerimizi birbiri peşine yok ediyoruz. İnşaatlar daha başlamamıştıl doğa emanetçileri kardeşlerimizle 3. Defa 3. Hava Alanı ve 3. Köprü Yollarını görmeye gittik. Tepeden baktığımızda yeşil sıfır olmuş, bir köylü kadın saman yiyen ineklerini koyunlarını gösterdi. Artık bir tarafa göçmemiz lazım hayvanlara yiyecek ot yok, bize tarım yapacak yer yok oldu diye dert yandı. Mersinden sonra nükleer için hedef İğneada, İğneada biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zengin yerlerinde biri. Su basar ormanları, Longozları bitki ve balık çeşitliliği bakımından çok kıymetli. Rüzgar Enerjisi, dalga enerjisi olabilir ama Nükleere hayır. Yetti artık. Yarın oksijensiz, susuz, yiyeceksiz bir yaşam bizi bekliyor. Çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl hesap vereceğiz bakalım. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi