Uzman Klinik Psikolog Merve Tokgöz

Uzman Klinik Psikolog Merve Tokgöz

Olayları kişisel algılamaktan nasıl vazgeçersiniz?

Bazı yorumlar veya davranışlar çok acımasız olmasa da duygularınızın çok sık incindiğini fark ederseniz veya sıkça insanların size duygusal zarar vermek istediğini düşünüyorsanız, olayları fazla kişisel algılamaya eğilimli olabilirsiniz.

Başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğünü önemsemek normaldir ama bizi yıkacak kadar değil. Olayları kişisel olarak algılamamızın çeşitli nedenleri vardır:

Negatif iç ses: Kendimize sürekli olarak yeterince iyi olmadığımızı veya olanların bizim hatamız olduğunu söyleyebiliriz. Yani olumsuz yorumlar karşısında hakkımızda söylenen negatif şeylere kolayca inanırız.

Çocukluk travması: Çocuklukta duygusal destek eksikliği yaşadıysanız ve ebeveynleriniz tarafından sıkça suçlanmaya, eleştirilmeye, alay edilmeye veya aşağılanmaya maruz kaldıysanız yetişkin olduğunuzda da çevrenizdekilerin size aynı şeyleri yapabileceğine dair güçlü bir inanca sahip olabilirsiniz.

Zayıf benlik saygısı: Benlik saygısı düşük olan insanlar bazen başkalarının ne düşündüğü konusunda çok fazla endişelenirler. Olayları fazla kişisel algılayabilirler.

Anksiyete bozuklukları: Sosyal kaygısı olanlar, yargılanmaktan ve utandırılmaktan son derece korkarlar. Sürekli insanların onlar hakkında yapabileceği yorumları düşünürler. Bu düşünceler genellikle en kötü ihtimali barındırır.

Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçiler, kendileri konusunda gerçekçi olmayan yüksek standartlara sahip oldukları için eleştirilere aşırı hassasiyet duyarlar. Sözel eleştiri olmasa bile bir bakış, bir tavır onların kötü hissetmelerine yeter.

Stres veya yorgunluk: İyi ruh halinde olmadığınızda, birinin yorumlarını yanlış yorumlamaya daha yatkın olabilirsiniz.


Fazla kişisel algıladığınızı nasıl anlarsınız?

"Bugün güzel görünüyorsun" gibi iltifatları genellikle görmezden gelirsiniz. Olumlu geri bildirimlere inanmakta zorlanırsınız.

İş yerinde projede düzeltilmesi gerekenlerin yazdığı bir maili, büyük bir yetersizlik duygusuyla “beceriksizin tekiyim” olarak yorumlayıp, kendinizi acımasızca eleştirebilirsiniz. Hatta zihninizden işten kovulma senaryolarını geçirmeniz dahi olasıdır.

Partnerinizin mesajınıza geç cevap vermesini “benden sıkıldı, dün yanlış bir şey mi söyledim? artık beni çekici bulmuyor” olarak yorumlayabilirsiniz.

İnsanların düşüncelerini gereğinden fazla önemsediğinizin işaretleri :

Mutlu olmak için diğer insanların onayına bağlısınızdır.

Gereksiz yere özür diler ve insanları memnun etmeye çalışırsınız.

Sınır koyamaz veya koyduğunuz sınırları sürdüremezsiniz.

İsteklere "hayır" demekten korkarsınız

Kendinizle ilgili tüm sert yorumlara inanır ve onları ciddiye alırsınız.

Bir davranışınızın hatasını kendi karakter kusurunuz olarak görürsünüz.

Son konuşmaları, günlük faaliyetlerinizi engelleyecek kadar takıntılı hale getirirsiniz. Konuşmada bir hata yapıp yapmadığınızı düşünür durursunuz.

Kişisel algılamayı nasıl durdurursunuz?

Alternatif bakış açıları düşünün: Yaşadığınız olayın, sizin aklınıza ilk gelen olasılığın dışında başka ne gibi sebepleri olabilir. Olaya kendiniz dışında 3 sebep daha bulun ve bunu bir yere not edin.

Biraz öz şefkat: Herkes gibi kendinize hata payı verin. Hatalı davranabilirsiniz, bazen yanlış şeyler söyleyebilirsiniz. (Heyy, bunu bazen herkes yapıyor!) Siz de birçok kişinin hatalarını tolere ettiniz. Onlar da sizin bazı yanlışlarınızı görmezden gelebilir. Unutmayın, kitabın bir bölümünün sıkıcı olması o kitabı kötü yapmaz. Sizin de yaşamınızın bir bölümünde yanlış şeyler yapmış olmanız sizi tamamen kötü biri yapmayacak.

Kontrolünüzdeki şeylere odaklanın: Bunu söylediğim için üzgünüm ama insanların sizin hakkınızda ne düşündüğü kontrolünüzde değil. Sarışınsanız ve sarışınları sevmeyen biri için bazen ne yapsanız fayda etmeyebilir. Ses tonunuz karşıdaki kişiye travmatik anısı olan birini hatırlatıyor olabilir ve bu sizinle ilgili değildir. Bazen çok iyi davrandığınız insanlar sizi sevmez, iyi davranmadıklarınız sizi çok sever. Bu bizle pek ilgili değil, karşımızdaki kişinin yaşam deneyimleri, anıları, hayat görüşüyle ilgilidir ve bunlara müdahale edemezsiniz.


Spot ışık etkisi yaşıyor olabilirsiniz

Spot ışığı etkisi, sosyal psikologlar tarafından başkalarının bizi ne kadar fark ettiğini abarttığımızı ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Başka bir deyişle, üzerimizde tüm hatalarımızı veya kusurlarımızı vurgulayan bir spot ışığı olduğunu düşünme eğiliminde olabiliriz.

Özellikle sosyal kaygısı olanlar, kendilerine, eylemlerine ve görünüşlerine çok odaklanırlar ve diğer herkesin de aynı derecede onlara odaklı olduğuna inanırlar.

Kendiniz hakkında ne düşündüğünüzü herkes biliyormuş gibi görünse de aslında hiç kimse zihninizi okuma yeteneğine sahip değildir. Aslına bakarsanız kimsenin o kadar da umurunda değiliz. Diğer insanlar da sizin gibi en çok kendine odaklıdır. Bunu fark edebildiğinizde hayatınız değişir.

Yukarıda yazdığım tüm beceriler, zihinsel sağlık ve esenlik için önemlidir ve herkes daha dirençli olmayı öğrenebilir. Bazı insanlar doğal olarak daha esnek olsa da bu güçlendirebileceğiniz bir beceridir. Cesaretiniz kırılmasın; daha dayanıklı hale gelmek zaman alabilir, ancak sağlığınız ve esenliğiniz üzerinde büyük getirileri olacaktır.

Arada sırada olayları kişisel algılamak normaldir. Olaylara tepkinizin gerçeklerle orantısız olduğunu veya abarttığınızı öğrenmek önemlidir. Tabii ki, sözlü taciz yaşıyorsanız veya birinin aslında duygularınızı incitmeye çalıştığını fark ederseniz, o kişiyle ilişkinizi yeniden değerlendirmenin zamanı gelmiştir. Küçük eleştirilerle duygusal istismarı ayırt etmede yardıma ihtiyacınız varsa, bir terapistten yardım isteyebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uzman Klinik Psikolog Merve Tokgöz Arşivi