Merhaba değerli okurlarımız… Damga Gazetesi’nin spor sayfası için bundan sonra haftada bir kere ben de yazacağım. Gazete imtiyaz sahibi Mehmet Mert’e bu imkanı bana sunmuş olması sebebi ile teşekkür ediyorum. Köşemizde takımımız Fenerbahçe hakkında tespitlerime, yorumlarıma ve incelemelerime yer vereceğim. Umarım sıkılmadan okuyacağınız keyifli bir yazı dizisi olur ve bakış açılarımızı genişleten verimli bir köşe oluştururuz.Sözü fazla uzatmadan yazıma başlıyorum. Sürçü lisan edersek şimdiden affola…

Geçtiğimiz günlerde kulüp başkanımız Ali Koç,görev süresinin dolmasının ardından görevi bırakacağını ve tekrar aday olmayacağını duyurdu. Göreve gelmeden önceki seçim sürecinde zaten bir başkanın çok uzun süre koltuğu işgal etmemesi gerektiğini savunuyordu. O dönemki vaatleri ile şimdiki sözleri tutarlı olduğu için başkan Ali Koç’u tebrik ediyorum.Spor kamuoyunda ise sanki Ali Koç’tan sonra kulüp sahipsiz kalacakmış gibi bir hava estirilmeye başlandı. Ancak kimse şunu unutmamalıdır ki Fenerbahçe çok büyük bir camiadır ve hiçbir zaman sahipsiz ve başkansız kalmaz. Kamuoyunda Saadettin Saran ismi öne çıkmaya başladı. Tabi ki aday olup olmamak kendi kararıdır ancak aldığım duyumlara göre Ali Başkan da Saadettin Saran’ı kendi yerine aday gösterecek gibi duruyor.

FUTBOLUMUZDA KAOS VAR

Tüm bu süreçler devam ederken bir yandan da ligimiz yine fokur fokur kaynıyor. Ligdeki istisnasız her takım hakemlerden şikayetçi. Lehine hata yapılan da,aleyhine hata yapılan da hakem beğenmiyor. Federasyon ise adeta kulağının üstüne yatmış durumda. Arabistan’da ki Süper Kupa faciasından sonra bir istifa beklentisi oluştu ama bu yönde bir aksiyon gelmedi. Uzun yıllardır sporu ve futbolu her saniyesi ile takip eden biri olarak hayatım boyunca sporun bu kadar kirli,kaos içerisinde ve herkesin mutsuz olduğu bir halini hatırlamıyorum diyebilirim.Alt liglerde dahi her hafta bir hakem tartışması,her hafta bir federasyon memnuniyetsizliği görüyoruz. İstifa edilmesi veya ‘Biz bu görevi yapamadık.’ denmesi için acaba daha fazla ne gerekiyor?

ŞAMPİYONLUK YARIŞI UNUTULMAMALI

Biz Fenerbahçeliler ise bu sezon her olumsuzluğa rağmen takımımıza hiç olmadığı kadar güveniyoruz.Ligde alınan iyi skorlar,kolay galibiyetler ve dominant oyun yıllardır beklediğimiz,bizi heyecanlandıran şeylerdi.Beklediğimiz o enerji bu sezon gerçekten takımı ileri itiyor. İç saha maçlarında biletler çok kısa sürede tükeniyor.Türk futbolunun kaos içerisinde olduğu bu dönemde takımımız adına yapılması gereken şey polemiklerden uzak kalıp,sahaya odaklanmak ve her ne şart altında olursa olsun sezon sonunda taraftarların beklediği şampiyonluğa ulaşmaktır. Bu hedef doğrultusunda konsantrasyon kaybına sebep olabilecek,başkanlık tartışmaları dahil her türlü gündem dışı konudan uzak durulmalıdır. Takımımız şu an için ligdeki her rakibini de,federasyonu da,hakemleri de yenebilecek güçtedir. İçe dönüp sonuçları almak için sadece kendimize odaklanmalıyız. Taraftarlar ve takım arasındaki uyum artarak devam etmeli ve sonucun kendiliğinden geleceği bilinmelidir.

GELEN-GİDEN OYUNCULAR

Fenerbahçe,Ali Koç dönemlerinde daha önce hiçbir ara transfer döneminde bu kadar hareketli geçirmemişti. Gelen ve giden oyuncuların sayısı önceki yıllara göre oldukça fazla. Peki bu politika doğru mu? Defans hattını oldukça güçlendiren yönetim,orta saha ve hücum oyuncularının bir kısmı ile yollarını ayırdı. Uzun lig ve Avrupa maratonlarında kadro derinliği çok önemlidir. Şahsi kanaatim yolları ayırmak için sezon sonu beklenmesi gereken oyuncular vardı. Örneğin; Emre Mor ve Crespo gibi şans bulduklarında faydalı olmaya çalışan ve oyun tarzları diğer yedek oyunculara benzemeyen farklı tip oyuncular kadroda tutulmalıydı. Fenerbahçe’nin özellikle hücum hattı bir nebze yaşlı oyunculardan oluşuyor,üzerine bir de sakatlıklar olduğunda kalite düşebiliyor. Ligin ikinci yarısında daha fazla deplasman maçı oynayacak olan Fenerbahçe şahsi fikrime göre hala Fred’e alternatif üretemedi. Krunic ise seyrettiğim maçlar itibariyle beklentimizi kesinlikle karşılamadı. Tabii ki iyi bir futbolcu ve kaliteli bir kumaşı var.Ancak Türk Ligi biraz daha yırtıcı oyuncular için biçilmiş kaftandır.Umarım Krunic adaptasyon sürecini aştıktan sonra daha fazla oyunun içinde yer alır ve bize Avrupa’nın büyük liglerinden gelmiş diğer oyuncuların hissettirdiği kaliteyi hissettirir.

BAŞARI GELECEK ADINA ÇOK ÖNEMLİ

Bir diğer bakış açısı da başarının ekonomik etkileri. Kulüp bu sezon kadro için oldukça fazla yatırım yaptı. Galatasaray ile kıyasıya bir rekabet var. Rekabetin galibi ise hatrı sayılır bir gelir elde edecek,Avrupa arenasında kendini gösterme fırsatı elde edecek. İki kulüpten mağlup olan ise bu sezonki donanımlı kadrolarını yüksek ihtimal kaybedecek. İki takımın da genç yıldızlarına talip olan kulüpler var.Şuanki kadrolar ile başarı gelmez ise gelecek sezon başarı daha da uzak olacak maalesef.Aslında ileriki sezonlarda lige ambargo koyma ya da Avrupa’nın gediklisi olabilme fırsatı bu sezondan geçiyor. Sezonu şampiyon kapatan takımın altyapısı sağlam temeller üzerine doğru hamleler ile önümüzdeki yıllarda önü çok açık diyebilirim.Bir Fenerbahçeli olarak umarım ipi biz göğüsleriz diyerek yazımı sonlandırıyorum.

Serdar Katipoğlu

Mail: [email protected]