Kurum'un Reklam Filminde Yapılan Hata Nedir?

Yerel seçimlerde son aya girdik artık bir aydan daha da kısa bir süre kaldı. Agresif geçen 2023 genel seçimlerine kıyasla daha soft geçen bir seçim oluyor 2024 yerel seçimleri. Sokaklardaki afişler de olmazsa hiç kimse seçim olduğunu bile anlamayacak. Sosyal medya sakin, televizyonlardaki tartışma programları önceki seçime göre sakin. Ateşli geçen genel seçimlerden sonra bu kadar sakin geçen bir yerel seçimin olması aslında kutuplaşmanın yok olması adına güzel ama bunun altında yatan nedenin de sorgulanması gerekir.

2024 yerel seçimlerinin bu denli sakin geçmesinin nedeni iktidar ve muhalefetin daha sakin ve temkinli olması mı yoksa toplumun bu seçimlere karşı daha duyarsız mı olması bilemeyiz. Bu tempoda giderse bu durum seçimlere katılım oranına da yansıyabilir ve insanlar genel seçimlere göre daha düşük bir oranda sandığa gidebilir.

Reklam kampanyaları da sakin

Yerel seçimlerde dikkat çeken bir diğer konu da seçim reklam kampanyalarında da bir sakinliğin olması. Yerel adaylar ve partileri daha çok outdoor reklamları tercih ediyor. Sokaklarda billboard ve afişler çoğunlukta. Genel seçimlerde çok sık kullanılan televizyon reklamları bu sene henüz o kadar abartılı değil. Radyo ve gazete reklamlarında da ciddi bir duraklama var. Adayların dijital reklamları da öyle çok fazla değil. Bunu görünce acaba adayların parası mı yok, yoksa umudu mu yok diye düşünüyor insan. Reklam kampanyalarında bile bu seçimlerin daha sönük geçtiğini anlayabiliriz.

Şu an en büyük reklam kampanyasını İBB adaylarından Murat Kurum ve Ekrem İmamoğlu yapıyor. Bu iki aday ana akım medyayı kullanıyor ve televizyonda tek reklam kullanan iki aday. Kısmen daha küçük illerdeki adayların ana akım medyayı kullanmamasına hak verilebilir ama en azından Ankara adaylarından bir reklam kampanyası beklerdim.

Yerel seçimlerde kampanya önemsiz mi?

Bu yerel seçimdir neden ana akım medyada reklam kullanayım” mantığı bana göre çok hatalı. Muhtemelen partiler hemen hemen her şehirde hangi adayların başta gittiğini veya hangi iki aday arasında rekabetin devam ettiğini gördüğü için reklam kampanyası yapmadı. Fakat partilerin bu seçimlerden kurumsal reklam yapmaması onların kurumsal reklam kimliği adına da kötü.

Bir siyasi partinin de tıpkı bir ürün gibi piyasada sürekli imajını sıcak tutması ve sürekli reklam yapması tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunması gerekiyor. Bundan sonraki seçimler 2028 yılında deyip yaymamaları lazım, nasıl olsa iki parti önde o iki parti dışında kalanların şansı yok dememeleri lazım. Eğer bu kafadalarsa o zaman kapatsınlar partilerini. Siyasal iletişim açısından bakınca Türkiye’deki partilerin özellikle AK Parti ve CHP dışında kalan partilerin pek matah bir pazarlama stratejisi yürütmediğini söyleyebilirim.

CHP kampanyasına bütüncül yaklaştı

Bu yıl reklam ve pazarlama kampanyaları genelde iki parti arasında geçiyor. Kampanyalarına bakınca CHP’nin biraz daha bütüncül bir reklam kampanyası yaptığını görüyoruz. CHP, Barış Manço’nun “Anlıyorsun Değil mi” şarkısını reklam müziği yaparak #Türkiyeİttifakı sloganı ile kurumsal bir reklam hazırladı ve “Gücümüz Türkiye İşimiz Belediye” mottosu ile kurumsal reklamlar hazırladı. Bu reklam kampanyasında CHP yerel adaylarını bir bütün olarak ele alıp Türkiye’yi kapsayan bir duygu ile seslendi. Bu açıdan bakınca CHP’nin reklamlarda daha çok Türkiye’yi hedef kitlesine aldığını söyleyebiliriz.

Bu reklamlar arasında CHP belediye başkan adaylarının hep birlikte rol aldığı televizyon reklamları çok şık olmuş. Bir esnafın sabah dükkanının kepengini açarken Ekrem İmamoğlu’nun ona eşlik etmesi ve dükkânı beraber açmaları , Mansur Yavaş’ın bakkala girmesi ve halkla sohbet etmesi, Eskişehir belediye başkan adayının okul kütüphanesine girerek öğrencileri selamlaması şeklinde devam eden reklam müthiş iyi bir reklam olmuş.

AK Parti kampanyasında sadece İstanbul diyor

AK Parti ise reklam kampanyasında nerdeyse sadece İstanbul’a kapsamına aldı. Sloganı da zaten “Sadece İstanbul”. #risksizistanbul mottosuyla hazırlanan reklamlarda AK Parti sadece Murat Kurum’a odaklandı. Başka nerdeyse hiçbir şeyin reklamını yapmayan parti reklam kampanyasında Murat Kurum’u ve genel seçimlerdeki reklam kampanyasında olduğu gibi yol, köprü ve benzeri icraatları öne getiriyor.

İstanbul’u hangi parti daha çok istiyor diye sorarsanız bunu reklam kampanyalarında da çok rahat görüyoruz. AK Parti bu seçimlerde İstanbul’u almayı çok ama çok istiyor. Ancak dikkatimi çeken bir şey de var. Bu seçimlerde de tıpkı 2023 genel seçimlerinde olduğu gibi psikolojik avantaj muhalefette gibi. Yani CHP daha rahat ve daha özgüvenli, AK Parti ise biraz daha panik gibi. Bu genel seçimlerde de öyleydi. Ancak bu faktör seçimlerin sonuçlarına yansıyan ya da etki eden bir faktör değil.

MUTLU OL YETER ŞARKISININ ALT ANLAMI NEDİR?

Benim değinmek istediğim bir diğer konu da reklam kampanyalarının içeriklerindeki stratejik hatalar. Reklam kampanyalarını hazırlayan ajanslar reklamlarda çok ciddi hatalar yapıyor. Bu her iki parti içinde geçerli. Bunlardan bir tanesi Murat Kurum’un “Mutlu Ol Yeter” temalı reklamı. Kurum’un reklamlarında popüler bir Arabesk şarkısı “Mutlu Ol Yeter”i kulandılar. Bu şarkı seksenlerin çok popüler bir şarkısı. Müslüm Gürses’inden İbrahim Tatlıses’ine kadar aklınıza gelen tüm starların seslendirdiği bir şarkı bu şarkı. Şarkı adından anlaşıldığı gibi karşı tarafa ‘ bir tek dileğim var mutlu ol yeter’ diyor. Yani konuştuğu kişiye, hedef kitlesine mutluluklar diliyor. Düşünce çok güzel ama bir sıkıntı var. Bu şarkıyı kullanan ajans şarkının arka planını düşünmeden bu şarkıyı kampanyaya eklemiş.

Bu şarkı bir ayrılık şarkısı. Ayrılan sevgili karşı tarafa ben gidiyorum tamam, ayrılığı kabullendim, bundan sonra bir tek dileğim var sen mutlu ol yeter diyor. Yani bir ayrılık sonrasında yaşanan bir diyalog var bu şarkıda. İşte şarkının sözlerinden bir dörtlük:

Bu şarkımda aşkımı anlattım sana
Duymazsan, sevgilim, üzülmem buna
Alıştığım yıllardır ben yokluğuna
Bir tek dileğim var, mutlu ol yeter

Bu henüz sosyal medyada capslere düşmedi ama bu şarkıdaki kişi bir kavuşamama durumunun ardından, bu duruma yıllardır alıştığını hatta bu ayrılığa hazır olduğunu söylüyor ve bu olaya istinaden “ehh ne yapayım ben alıştım yokluğuna bir tek dileğim var bundan sonra sen mutlu ol yeter” diyor.

Reklam ajansı bu reklamda Murat Kurum’u ve AK Partiyi öyle bir duruma düşürdü ki sanki AK Parti uzun yıllardır İBB’yi kazanamıyor ve bu sene de alamayacak bunu da biliyor, kabulleniyor ve şimdiden “bir tek dileğim var mutlu ol yeter” diyerek veda ediyor. Yani Türkçesi sevgilisine iyi niyetlerini sunarak veda ediyor.

Çok ince bir detay belki ama profesyonel bir reklam ajansına asla yakışmayan bir davranış, profesyonel ve milyonlarca liralık reklam bütçesine sahip bir partiye yapılmaması gereken bir hata. Şarkıların da dilinin ve hikayesinin olduğu bir dünyada böyle anlamı olan bir şarkının böylesine önemli bir reklam kampanyasında kullanılması çok amatör olmuş. Araştırılmadan soruşturulmadan yapılan bir reklam şarkısı seçimi olmuş.

Reklam ajansı öylesine kötü bir duruma düşürmüş ki Murat Kurum’u seçimlerden sonra olası bir yenilgide şarkının bu dörtlüğünün kullanıldığı sosyal medya capsleri yapılırsa bunun tek sorumlusu bu reklam filmini hazırlayanlar olacak.

Murat Kurum’un İBB seçimlerini kazanması durumunda ise tarihte ayrılığı ve kaybı kabullenen bir reklam şarkısı ile seçim kazanan ilk lider olacak.

Bu durumda ne yapılabilir?

Yapacak bir şey yok.

Bundan sonra bu reklamın kademeli olarak yayından kaldırılması en mantıklısı.

Sonuç olarak basit bir detay belki ama profesyonel bir reklam kampanyasında yapılmaması gereken bir hata olmuş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mihalis Kuyucu Arşivi