Basın kartı ile gazeteci olunmaz!

Sık sık bu konu gündemimize geliyor.

Gazeteci kime denir?

Basın kartı sahibi olan herkes gazeteci midir?

Basın kartı olmayan ancak gazetecilik yapanlara ne diyeceğiz?

Resmi törenleri kimler izleyebilir?

Resmi törenlere sadece 'basın kartı' sahipleri mi alınır?

Bu köşede hem bu soruları cevaplamaya çalışacağım hem de Esenyurt Belediyesi'nin son oturumunda yaşanan 'gazeteciler neden meclise alınmıyor' tartışmasına değineceğim.

*

Öncelikle şunu söyleyelim.

2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile 'Sarı Basın Kartı’nın adı 'basın kartı' oldu, rengi de 'sarı' değil 'turkuaz' olarak değişti.

Başbakanlığa bağlı olan ve Sarı Basın Kartı’nın verildiği Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü kapatıldı, görev ve yetkileri Cumhurbaşkanlığı İletişim Bakanlığı'na devredildi.

Bu kart sadece simgeseldir.

Gazetecilik yapmanıza engel değildir.

Her basın kartı olan da gazeteci değildir.

Bunu böyle bilelim ama resmiyete gelince cebinizde Cumhurbaşkanlığı İletişim Bakanlığı tarafından verilen 'turkuaz renk' basın kartı varsa 'gazeteci' sayılıyorsunuz. Bu kart yoksa 'resmiyette' gazeteci sayılmıyorsunuz.

İşin resmiyet bölümünü es geçmeyelim lütfen.

*

Basın kartınız yoktur ama yine de siz gazetecilik yapabilirsiniz.

Örneğin spor yazarlığı yapabilirsiniz fakat Türkiye Süper Lig takımlarının maçını ücretsiz ve basın tribününde izlemeniz için cebinizde Cumhurbaşkanlığı İletişim Bakanlığı'nın verdiği, turkuaz renkli 'basın kartı' olmadan o tribüne giremezsiniz.

Siyasi muhabirlik, yazarlık, gazetecilik yapabilirsiniz fakat resmi törenlerde, Cumhurbaşkanlığının, bakanlıkların vb törenlerini basın mensubu olarak izlemeniz için sizden ya basın kartı ya da çalıştığınız basın kurumundan akraditasyon yapılması istenir.

*

Gazetecilik mesleğini icra ederek; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında bilgi toplayıp, olabildiğince tarafsız bir şekilde bunları yayın organlarında yayımlamaya gayret gösterirseniz tabi ki toplum sizi de gazeteci kabul eder.

Ancak işin resmi tören olayı, gri pasaport, silah taşıma ruhsatı, belediye otobüslerinden ve otoparklarından ücretsiz yararlanma gibi özelliklerden istifade etmeniz için turkuaz renkli basın kartı şartı aranır.

*

Zaten şimdilerde sosyal medyanın hayatımıza girmesi ile bir de 'vatandaş gazeteci' tanımlaması dolaşır oldu.

Bu durumu da daha önce yazdım şimdi yine söyleyelim.

Siz hiç vatandaş doktor, vatandaş öğretmen, vatandaş bilmem ne duydunuz mu?

Duymadınız.

O zaman vatandaş gazeteci de nereden çıktı.

Bu olsa olsa vatandaş sosyal medyacı olur.

Tamam bilgi al, paylaş, video çek, bunları yayınla ama bu işi yapan herkes gazeteci olamaz.

*

Gazeteciliğin evrensel ilkeleri vardır.

Etik değerleri vardır, Anayasası vardır.

Ruhu vardır.

Her şeyden önce bir bedeli vardır.

Yani şunu demek istiyorum ey vatandaş gazeteci arkadaş.

Sen yazdın bir bilgiyi sosyal medya hesabından paylaştın bir baktın yanlış bilgi hop gittin sildin, yerinde oturdun.

Senin başına bir şey gelmez.

Ancak o yanlış bilgiyi bir gazeteci yaparsa; gazetecinin yazdığı arşiv sayılır, belge sayılır, emsal sayılır.

O yanlışlık ömür boyu o gazeteci ile birlikte yaşar.

Kimi gazeteci o yanlışlığın cevabını hayatı ile öder, kimi işsiz kalır işi ile öder, kimi itibarı ile kimi de daha ağır bedeller ile öder.

İşte zaten bu yüzden geçtiğimiz aylarda yasalaşan 'dezenformasyon yasasının' bu bölümlerini doğru buluyorum.

*

Gazetecinin ilk görevi, hakikate ve toplumun bilgiye erişim hakkına riayet etmektir. Gazeteci bu görevi yerine getirirken dürüstçe haber toplama ve yayımlama özgürlüğü ile adil yorum ve eleştiri hakkını her zaman savunmalıdır. Gazeteci, olguya dayalı bilgileri, yorum ve eleştiriden açıkça ayırmakla yükümlüdür. Gazetecinin temel görevi, gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmaktır. Gazeteci, demokratik değerlere ve insan haklarına aykırı yayın yapmamalıdır. Haber, yorum ve görüşler okur ve izleyicinin yayının niteliğini anlayabilmesini sağlayacak biçimde, açıkça birbirinden ayrılmalıdır.

Kısacası gazeteci ve sosyal medya paylaşımcısı birbirine çok uzaktır.

*

Esenyurt Belediyesi'nin son oturumunda yaşanan 'gazeteciler neden meclise alınmıyor' tartışmasına değineceğim.

Burada bu tartışmaya sebep olan herkesin kusuru var; haklı oldukları bir durum yok maalesef.

*

“Meclise neden gazetecileri almıyorsunuz” diye çıkışan Ak Parti Esenyurt Belediye Meclis Üyesi Togay Çoban'ın amacı şayet mecliste olup bitenin yazılması ve kamuoyu tarafından bilinmesi ise meclis oturumu canlı yayınlanıyor. Zaten isteyen oradan izler hem de meclise giren gazeteci orada sadece sıradan izleyici pozisyonunda. Bir soru soramaz, görüş belirtemez. Neden gidip saatlerce mecliste otursun. Ayrıca ben şahidim, Esenyurt'un önceki belediye başkanı Necmi Kadıoğlu zamanında bırakın belediye meclisini, belediye binasının yönetim katına giriş için 'basın kartı' olmayanlar alınmıyordu.

*

“Esenyurt'ta sarı basın kartlı gazeteci yok, her internet sitesi kuran kişi gazeteci sayılmaz, o zaman ben de site kurayım” diyen Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'un bu cevabı eksik ve doğru değil. Çünkü basın kartı sahipliği o ilçe özelinde değildir. Bir gazeteci gidip Hakkari'deki bir programı da izleyebilir. Basın kartı ülkenin tamamında geçerli olduğu gibi uluslararası arenada bile geçerliliği vardır. Hadi bakalım yarın 60-70 gazeteci Esenyurt belediye meclisini izlemeye gelse o zaman ne cevap vereceksiniz?

*

Bu tartışmaya dahil olarak 'ben de gazeteciyim, neden meclise beni almıyorsunuz' diye çıkışan arkadaşlara da diyeceğim şudur. Senin amacın şayet Esenyurt Belediye Meclisi'nde olup biteni yazmak, kamuoyuna haber vermek, Esenyurt'un hakkını korumak ise meclise girmeden de bunu çok iyi yapabilirsin. Canlı yayınlanan videodan bilgi alarak, meclis sonrası gidip meclis üyeleri ile konuşarak, belediye meclisinin aldığı kararları kamuoyu ile paylaşarak, yorumlayarak ve tartışarak 'gazetecilik' görevini çok iyi yapabilirsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi