“VALİ” küçük kelime büyük bir makamdır..
İlin en büyük mülki idare amiri, devletin en yetkili temsilcisidir.
Seçilmiş olmasa bile devletin çıkarlarını korumakla, milletin huzur ve güvenini sağlamakla beraber devlet ve millet arasındaki en önemli köprüdür vali.
Vali polistir, vali askerdir, vali öğretmendir. Vali defterdardır ve vali sporcudur. Değilse bile olmak zorundadır.
Hele bir de doğuda kayyum olarak atanmışsa artık vali sadece devleti değil belediye olarak milleti de temsil eden en büyük makamdır.
Anlayacağınız gibi vali Güneydoğu'da bir ilde hem devletin hem de milletin çıkarlarını korumakla mükellef güvenlikten ekonomiye, eğitimden sağlığa, şehrin imarından spora her şeyin güvencesidir.
Devlet adamlığının yanı sıra milletin seçilmişi olmasa da kendisine hizmette beklenti içinde olduğu önemli bir şahsiyettir vali.
Valiliğin gereği kasmadan sadece devletin çıkarlarını değil milletin hassas olduğu toplumsal duyarlılığı da göz önüne alarak yönetebilmektir ili.
Yani kısacası yalnız devletin temsilcisi değil milletin hamisi dahası kahramanı olabilmektir işin doğrusu.
Çok önemlidir spor Mardin için.
Çünkü yıllardır terörden çekmiş bir coğrafya gençlerinin ilgi, sevgi ve dikkatini çeken en önemli şeydir spor.
Turizmle büyüyen adı ve dinamik genç nüfusu için olmazsa olmazdır spor Mardin için.
Gerekli bütçeyi sağlamak başarısı için doğru yatırımları yapmak ve doğru yöneticilerin ellerine teslim etmekte valinin ve belediye başkanının asli görevidir.
Çünkü vali yönettiği il takımının en büyük taraftarı konumundadır.
Konumuz Mardin, ve Mardin’in profesyonel ligden düşen Büyükşehir belediyesinin futbol takımı Mardinspor 1969…

Yazık oldu, çok yazık oldu…
Zar zor çıkılan 3. Lig'de yetersiz bütçe ile çırpınan, ordan burdan para dilenmek zorunda bırakılan bir yönetimin kısıtlı imkanlarla oluşturduğu bir takım izledi Mardinspor sevdalıları.
“Yönetimi oluşturduk başlarının çaresine baksınlar” deyip kaderlerine terk etmek ne kadar doğru bir davranış biçimi olabilir ki?
Oluşturulamayan bütçe ve gelmeyen desteklerle adeta Don Kişot misali yel değirmenlerine karşı savaştılar Mardinspor’u yönetenler. Üstelik sonucu belli bir savaştı bu. Çünkü yalnızdılar...
Böyle mi olmalıydı? Asla.
Buna evet diyen kişinin Mardin sevdasından şüphe ederim.

Çünkü sporun ait olduğu şehire olan katkısı ve katma değerini anlayamayan bir zihniyeti tartışmak bile çok saçma...
 

Takımın 3. Lig'e çıkması için ve ligde kalabilmesi için harcanan emeklere mücadeleye ve paraya ne demeli?

Hiçbir kurum ve makam bana Mardinspor’a 10 milyon bütçe ayrılamazdı masalını anlatamaz...
Hiç kimse bana Büyükşehir Belediyesi'nin veya valiliğin spora ayıracağı bütçesi yok diyemez.
“Sahipsizlik” kader değildir ama ben kendimi bildim bileli çok çekti Mardin, sahipsizliğinden..
Ne temsil için meclise gönderdiği vekiller sahiplendi, ne doğup büyüdüğü ili görmezden gelen iş insanları ne de atanan bürokratlar…
Oysa tarihin bilimin ve ilmin merkezi, dillerin ve dinlerin kardeşliğin başı bulutlara ulaşan taşların kadim başkenti değil miydi Mardin…
Böyle bir şehri spordan mahrum etmek veya sporun içinde olabilmesi için gerekli zemini oluşturmamak suçunu kim veya kimler üstlenmeli.
Ayıptır, yazıktır, günahtır spor sevdalılarına zulüm, gençlerin hakkına girmektir. Mardin’e ihanettir.
Yapılacak şey belli iyi bir bütçe ile Mardin’i sporda hak ettiği saygınlığa kavuşturmaktır…
Bunu yapabilecek olan kurum takımın bağlı olduğu Büyükşehir Belediyesi, kararı verecek olan da kurumu yönetenlerdir.
 

Başta kadim şehrimizi yönetenlere sonrasında Mardin ve Mardinliler sayesinde bir makamı veya zenginliklerini elde edenleredir çağrım; “Sahiplenin, hak ettiğimiz yerde olabilmemiz için destek verin ve asla unutmayın siz ancak Mardin ile büyürsünüz!”
 

En azından bunu Mardinlilere borçlu olduğunuz için yapmalısınız.
Çünkü evrende başka Mardin yok.
Bu vesile ile devletin adamı ve milletin kahramanı olan, Erzincan Valiliği sırasında spor ile uğraşarak ve yörenin doğa sporları turizmine açılmasına katkı sağlayan, spora olan ilgi ve katkısı Denizli Valiliği sırasında da devam eden rahmetli valimiz Recep Yazıcıoğlu’nu saygı ve minnetle anıyorum..
VESSELAM