Cahilsiniz, şerefsizsiniz, bölücüsünüz, hainsiniz...

Siz, “Adalet olmadıkça YÖNETİMİN, Edep olmadıkça ASALETİN, Cömetlik olmadıkça ZENGİNLİĞİN, Güven olmadıkça SEVİNCİN,  Kanaat olmadıkça FAKİRLİĞİN, Alçak gönüllülük olmadıkça YÜKSELMENİN faydası olmaz” diyen  Hz.Ömer'in adaletini sağlayamadığınız sürece toplumsal ahlaki değerleri  sahiplenemessiniz
Siz, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel,. İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,. Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir” diyen Mevlana'nın felsefesinde olduğu gibi  ırk, din, dil ve cinsiyet ayırımı yapmadan hümanist duygularla çevrenizdeki kucaklamadıkça milleti topla-tüfekle birleştiremezsiniz.
Siz, Alparslan TÜRKEŞ’in “Beceriksizlikle ihanet arasında kıldan ince bir çizgi vardır. Beceremediği halde makam mevki işgal etmek en büyük ihanettir.” Sözüne aldırmayıp hala hak etmediğiniz makam ve mevkileri  işgal ediyorsanız içinde bulunduğunuz ihanetten kurtulamassınız.
Siz, Hüseyin Nihal ATSIZ’ın “Şerefliler taviz vermezler çünkü şerefin tavizi yoktur” sözüne inat çıkarlarınız için milleti ve devleti zarara uğratıyorsanız şerefsizsiniz.
Siz, “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen Hz Ali’nin.cehalete karşı olan savaşının anlamını daha öğrenmediyseniz kapkara cahilsiniz.
Siz, İbn-i sina’nın “ Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir” sözünde bahsettiği etrafındaki yoksulluğu, yolsuzluğu, adaletsizliği  görmek istemeyenlerdenseniz körsünüz.
Siz, “Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır” ve “kalp kırmak kabe yıkmak gibidir” diyen yüce peygamberimiz Hz Muhammed’in bu sözlerine aldırış etmeyip kalp kırıyor ve haksızlığa karşı susuyorsanız ya şeytanının uşağı ya da siz şeytansınız.
Siz, İsmet İNÖNÜ’nün “İktidarda kalmak önemli değil, İtibarda kalmak önemlidir” sözüne aldırmayıp yaptığınız hatalara rağmen hala koltuk sevdasıyla iktidar peşindeyseniz. Boşuna çabalamayın kusurunuzu örtecek bir şey bulamassınız çünkü artık siz itibarsızsınız.
Ve siz, M.K:ATATÜRK’ün “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır” sözüne rağmen yüklendiğiniz görevleri layıkı ile yapmıyorsanız, “Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” demesine aldırmadan devleti yönetmek için şeyhlerden, müritlerden, meczuplardan veya tarikatlardan medet umuyorsanız “Liderlik halkı ayrıştırmak değil, kaynaştırmak ve bir arada tutmayı başarmaktır.” demesine rağmen kişisel veya mensubu olduğunu topluluğun çıkarları uğruna diğer toplulukları ötekileşiriyorsanız, biliniz ki vatanını sevmeyen gerici ve bölücüsünüz.
Devlet adamlığının yöneticiliğin, liderliğin ve millete hizmetkarlığın ne demek olduğunu bizlere gösterenlerden biriydi vali Recep YAZICIOĞLU….
Gümüşhaneli muhtarın kızının evi Erzincan depreminde yıkılınca, muhtar devletin deprem mağdurlarına vereceği evi almak 
için Erzinca'a kızının yanına gider.Kızını alır, valilik binasına çıkarlar, öğlen arası olduğu için ellerinde evraklar beklemeye başlarlar.Bu arada kot pantolonlu, yakası açık gömlekli biri gelir.- "Amca buyur" der.Muhtar derdini anlatır. Kot pantalonlu adam evrakları alır bir odaya gider, bir kaşe basar, diğer odaya gider başka bir evrak alır, doldurur, deftere kaydeder. En son kapısında "Valilik" yazan odaya girip çekmeceden bir mühür alarak kağıtlara mührü basar ve muhtardan da imzalamasını ister.Muhtar, biraz da çekinerek,- Yeğenim çok sağol ama vali bey sana kızmasın.- Yok amca kızmaz.- Sağ ol yavrum, adın nedir senin?- Recep benim adım amca.- Yoksa sen vali Recep Yazıcıoğlu musun?- He ya..Trabzonlu Recep Yazıcıoğlu, devletin değil, milletin hizmetkârıydı. Mekanı cennet olsun.
VESSELAM…….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi