CHP’de solcu olmak zor iş!

CHP İstanbul İl Başkanlığına seçilen Canan Kaftancıoğlu’nun ardından başlatılan linç girişimi CHP de bir gerçeği tekrar gün yüzüne çıkardı.
“CHP de solcu olmak zor iş!”
Yıllardır CHP içerisinde İl yönetimlerinde aktif görev alan, örgütçü bir kişiliği olan Canan Kaftancıoğlu’na daha seçildiği andan itibaren başlayan bu saldırılar neden peki?
Eğer seçilmeseydi hiç gündeme gelmeyecek yaşam tarzı, siyasi düşünceleri, motor tutkusu, eşi ve ailesinin geçmişi niye birden bire tartışma konusu oldu?
Sendikacılıktan işadamlığına sıçrayan rakibi için tek söz etmeyenler niye Canan Kaftancıoğlu’na linç girişimi başlattılar?
Çünkü Canan Kaftancıoğlu, Türkiye İşçi Partisi kurucularından 1980 yılında faşist katiller tarafından alçakça öldürülen eğitimci-yazar Ümit Kaftancıoğlu’nun geliniydi.
Çünkü Canan Kaftancıoğlu; CHP içerisinde yönünü sola dönmüş, kadın mücadelesinde aktif rol almış, Gezi olaylarında Haziran Hareketiyle birlikte hareket etmiş, CHP içerisinde devrimci ruhu esas alan, gerçek anlamda sosyal demokrat bir kitle partisini savunan ilerici bir halk insanıdır.
Eşi Ali Naki Kaftancıoğlu ile birlikte tıp alanında görev yapan, sıradan bir yaşam süren, ülkesine ve sorunlarına karşı duyarlı, emeğe ve insana odaklı politikalar izleyen, solcu kimliğini gizlemeyen bir kadın.
Siyasi mücadele içerisinde dil, din, ırk, yöre ayrımı yapmadan, her görüşe saygılı, tüm demokrasi güçleriyle işbirliğinden yana gerçek bir demokrat.
Yani işi zor Canan Kaftancıoğlu’nun.
İktidar yanlıları ve sağcı basında onun ve eşinin motor tutkusundan, yediği yemeğe kadar gereksiz bir tartışma konusu haline getirilmesini anlamak mümkün de, CHP içerisinden yapılan saldırılara, linç girişimine ne demeli?
Ümit Kaftancıoğlu gibi gerçek demokrat bir insanın gelini olmanın suç sayıldığı bir ortamda siyaset yapmanın zorluğu bir yana, özel yaşamı üzerinden yapılan bu çirkin eleştirilere muhatap olmak, CHP de solcu olmanın ne kadar zor bir iş olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Kaftancıoğlu gibi daha onlarca aydın, sanatçı, bilim insanının öldürüldüğü, yüzbinlerce insanın cezaevlerine atıldığı, işkencelere uğradığı darbe yıllarını yaşamayanlar bilemezler, anlayamazlar Canan Kaftancıoğlu’nun şu an içinde bulunduğu ruh halini.
Eşinin babası dahil faili meçhullerde yitirdiğimiz on binlerce demokrasi şehidinin katillerinin, onların ardındaki karanlık güçlerin bulunması için mücadele etmek, onların anılarını yaşatmak, aileleriyle dayanışma içerisinde olmak ve hafızalarımızdan unutulmamasını sağlamak için kurulan “Toplumsal Bellek Platformu” çalışmalarını bile sanki suçmuş gibi sunmaya çalışan zihniyete rağmen CHP içerisinde Canan Kaftancıoğlu, bir çoban ateşi yakmıştır.
CHP gibi sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir kitle partisinde asıl olan sosyal demokrasinin evrensel ilkeleridir.
Yani eşitlik, yani özgürlük, yani demokrasidir, insan haklarıdır, katılımcılıktır, paylaşımcılıktır.
Yaşamı boyunca CHP dışında hiçbir örgütlü mücadelenin içinde yer almamış, ”ne kadar yıldır bu partide olduğuyla övünmek” dışında hiçbir özelliği olmayan, kişisel hırs ve beklentileri için partiyi bir araç olarak görenlerin bunları anlamasını zaten bekleyemeyiz.
Bilinen bir gerçek varsa; CHP ne zaman yönünü sola dönmüş, insan ve emek odaklı bir siyaset tarzını benimsemiş, halkta karşılık bulan politika ve projeler gerçekleştirmiş, oylarını artırarak iktidar alternatifi olmuştur.
Ne zaman oy kaygısıyla sola sırtını dönmüş, partinin kendi iç dinamikleri yerine umudunu dışardan gelecek ithal adaylara bağlamış ya da halktan koparak sermaye kesimine yanaşmış, oy kaybetmiş ve hatta kimi zaman barajın altında kalmıştır.
Sosyal demokrat partilerde yalnızca sosyal demokratlar değil, farklı görüşlerdaen solcular, ilericiler, devrimciler, sosyalistler de siyasal mücadele verirler.
Keza sosyal demokrat partiler kimi zaman demokrasi için kendi dışındaki sol ve barışı savunan parti ya da siyasi gruplarla işbirliği ve ittifaklarda yapabilirler.
CHP iktidar olmak istiyorsa, farklı sol görüşleri bir zenginlik olarak kabul etmek, parti programı ve tüzüğe bağlı kalmak kaydıyla siyaset yapmak isteyen herkese eşit davranmak, alan açmak zorundadır.
Aksi halde sıkışıp kaldığı, iktidar olmasına yetmeyen bu oy potansiyeliyle halkın çoğunluğunu yanına almayı başaramayacağı gibi, parti içerisindeki gerçek Atatürkçü, yurtsever, demokrat, devrimci kadroları da işlevsiz hale getirir. 
Türk, Kürt, Alevi olduğuna bakmadan, partici değil, yoldaş olmaktan korkmadan, bu parti içerisinde özgür iradesiyle yer alıp, mücadele eden herkes ve her düşünce önemli ve anlamlıdır.
CHP’nin demokrasi ve barış mücadelesinde tek bir kişiyi bile kaybetme, küstürme lüksü ve hakkı yoktur. Canan Kaftancıoğlu, belki de CHP de bir zihinsel değişim ve dönüşümün başlamasına, yerleşme sine neden olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi