Yıllar öncesi bir haber sitesinde yayınlanan bir tweeti yorumsuz paylaştığı için hapis cezası alan ve bu kesinleşmiş ceza nedeniyle milletvekilliği düşürülen HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu evinde gözaltına alındı.

Ayakkabısını giymesine bile fırsat verilmeden ite kalka evinden alınan Gergerlioğluna yapılan aslında bir gözaltından çok tüm insan hakları savunucularına yönelik bir gözdağı idi.

Bilindiği üzere Gergerlioğlu vekilliğinin düşürüldüğü meclis toplantısından sonra bir süre TBMM grup salonunda adalet nöbetini sürdürmüş, sonra da aynı yöntemlerle yaka paça gözaltına alınmıştı.

Kesinleşmiş cezasının infazı için on gün içerisinde teslim olması için tebligat yapılan Ömer Faruk Gergerlioğlu, bu süre içerisinde evinde olacağını, güvenlik güçlerinin kendisini oradan teslim alabileceğini belirtmişti.

Peki olması gereken neydi?

Aynı gün görevliler telefon açıp, kendisini teslim almaya geleceklerini bildirip, uygun bir saatte evine gidebilirlerdi.

Evin içerisine bile girmeden dışarıda onun hazırlanmasını bekleyip, sonra da gerekli işlemleri yapabilirlerdi.

Böyle bir uygulamaya Gergerlioğlu’nun ne en küçük bir tepkisi ne de itirazı olurdu.

Ama o bir insan hakları savunucusuydu.

Ama o barıştan yana, HDP’ nin demokratik siyaset yapmasını savunan, hiçbir ayrım yapmadan haksızlığa uğramış her mağdurun hakları için mücadele eden ve namazında niyazında vicdan sahibi bir insandı.

Milletvekilliği öncesinde de üstelik muhafazakar çevrede yetişmiş biri olarak, en başta da baş örtüsü mağdurları için mücadele etmişti.

Her fırsatta, teröre karşı olduğunu söyleyen ama tek suçu HDP de siyaset ve insan hakları savunuculuğu yapmak olan bir vekile yapılanlar ne yazık ki tarihimize bir hukuksuzluk örneği olarak geçecektir.

Yapılan bu baskı ve tehditler, hukuk dışı uygulamalar kalbini öylesine yordu ki, kendisi de bir doktor olan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun şimdi sağlığı da tehlike altında.

Kaldı ki hukukçuların büyük bölümünün iddia ettiği gibi önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi bu kararı iptal ederse ne yapacaksınız.

“pardon, yanlışlık oldu!” mu diyeceksiniz?

Ülkemizde var olan tüm olumsuzlukları unutturabilmek, gündem değiştirebilmek adına HDP üzerinden yapılan şeytanlaştırma operasyonlarını anlarız da bir insana yapılan böyle bir zulmü anlamak ahlak ve vicdan sahibi insanlar için gerçekten mümkün değil.

Bu uygulamalara hedef olan kişi Ömer Faruk Gergerlioğlu ya da HDP Milletvekili olmasa da her kim böyle bir durumla karşılaşsa aynı duyarlılıkla karşı durmak, mağdurun yanında yer almak gerekmez mi?

Üstelik de tüm bu haksız, hukuksuz uygulamaların daha önceden kimi siyasilerin yaptığı açıklamalar, daha doğrusu talimatlar sonrasında gerçekleşmesi sizce bir rastlantı mı?

Sizi bilmem ama ben bu yapılanlardan sonra şunu anladım.

“Sakın ha! İnsan hakları, demokrasi, adalet gibi konularda kimse ne görüş bildirsin ne de bu konularda muhalif bir tavır sergilesin. Gergerlioğlu’nun başına gelenlerin aynısı sizin de başınıza gelebilir.”

Kaldı ki, şu an ki iktidarın mağduriyet yaşadığı 28 Şubat’ta da başörtüsü olaylarında da yine aynı kararlılıkla insan haklarını savunan, onların yanında duran, sosyolojik olarak da aynı iklimde yaşamış Ömer Faruk Gergerlioğlu’na bile tüm bunlar yapılıyorsa artık gerisini siz düşünün.

Gerek ülkemiz kamuoyunda, gerekse uluslararası arena da bizi savunulması mümkün olmayan bu durumlara düşürmeye ne gerek vardı!

İşin hukuksal yanını hiç söylemiyorum.

Yasal süreç devam ediyor, yakın zamanda sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

Ancak yargı kararını uygularken bile kamu vicdanını rahatsız edecek şekilde yapılan bu kötü davranışları bu ülkenin insanları hak etmiyor.

Unutulmamalı ki, milyonlarca insanı mağdur eden 12 Eylül dönemine bile direnen halkımız; bu günleri de bu baskıları da göğüsleyecek iradeye sahiptir.

Umarım iktidar; içinde bulunduğumuz ekonomik, sosyal ve siyasal süreci daha akılcı bir şekilde yeniden değerlendirir.