Eşitlik değil eşitsizlik zirve yaptı!

Geçen yılı değerlendirmek önümüze öyle bakmak gerek. İşe geleceğimiz olan çocuklar, kızlarımız ve kadınlarımız ile başlayalım. Bakın Dostlar ! Dünya Çocuk Hakları Günü'nde biz utandık, iktidar yine utanmadı. Veriler doğrultusunda utanç tablosunun bir kısmı şu şekilde: Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ilköğretimde okullaşma oranının 2012'de yüzde 98,6 iken bu yıl yüzde 96,8'e geriledi. Türkiye'de 5 yaşının altındaki çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10'a yükseldi. 2001-2022 arasında 19 yaş altı doğum yapan kız çocuğu sayısının 2 milyon 88 bin 925 oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka AKP’nin “2023 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi”ni açıkladı.

Her yıl olduğu gibi, bugün de AKP Hükümeti'nin “2023 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi” sıfırlarla dolu oldu. Bu yıl da AKP sınıfta kaldı! Gelin, son bir yılda neler yaşadığımıza bakalım:

Ocak ayında
* Aralık 2022’de, bir tarikat şeyhinin, 6 yaşındaki H.K.G’yi adeta eşya gibi bir müridi Kadir İstekli’ye 'verdiği' ve 14 yaşında imam nikâhıyla zorla evlendirdiği ortaya çıktı. Ocak ayında ilk duruşma görüldü. Duruşma öncesinde, mahkemenin bulunduğu koridor bariyerlerle kapatıldı ve basın mensupları koridora dahi alınmadı. Mahkeme, duruşmanın kapalı yapılmasına ve yayım yasağı getirilmesine karar verdi. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın müdahil olma talebi dışındaki tüm talepler reddedildi. Mahkeme, Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel’in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 27 Şubat’a ertelendi.
* Ofisinde staj yapan en az 6 kadın avukata cinsel taciz ve saldırıda bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan avukat Muhittin Köylüoğlu hakkında 44 yıldan 141 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. 3 yıl önce, indirim uygulanmadan toplam 36 yıl hapis cezası verilmişti. Ocak ayında, sanığın "tutuklu kaldığı süre, istinaf süresinin uzunluğu ve delilleri karartma şüphesi olmaması" gerekçeleri öne sürüldü ve sanık tahliye edildi.
* TBMM Anayasa Komisyonu’nda, “ailenin korunması” bahanesiyle “evlilik birliği” tanımının yapıldığı 41. maddede değişikliği önerisi gündeme getirdi. 41. maddeye "Evlilik birliği kadın ve erkek arasında kurulur" ifadesi eklendi. Mevcut yasada zaten iki erkek veya iki kadının evlenmesi söz konusu değildi, yine de bu değişiklik komisyona geldi ve kabul edildi.
-Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i öldüren Cemal Metin Avcı'nın yargılandığı davada, “haksız tahrik indirimi” uygulanarak 23 yıl hapis cezası verilmişti. Gültekin ailesinin kararı istinafa taşıması üzerine, davanın yeniden görülmesine karar verildi.

Şubat ayında ;
-Ceza avukatı Mühittin Köylüoğlu cinsel saldırı suçlamaları nedeniyle gözaltına alındı. Kadınların direnişi sonucunda Köylüoğlu, 'nitelikli cinsel saldırı suçu'ndan tutuklandı.
-6 Şubat’ta 10 ili etkileyen, binlerce kişinin yaşamını yitirmesine ve yaralanmasına yol açan deprem felaketini yaşadık. Bu afetten en fazla zarar gören kesim yine kadınlar ve çocuklar oldu. Çadırkentlerde büyük güvenli zafiyeti vardı. Uzaklaştırma kararları askıya alındı. Kadınlar ve çocuklar korunaksız alanlara mahkûm edildi.
-H.K.G davasının ikinci duruşması görüldü. Sanıkların 31,5 yıla kadar hapsi istendi. Duruşma 31 Mart’a ertelendi.

Mart ayında;
* 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ülkemizde 20 yıldır yapılan gece yürüyüşü yine yasaklandı.
* TÜİK’in 6 Mart’ta yayımladığı raporda iki husus dikkati çekti.
Yaşam memnuniyeti araştırmasında 2022 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı yüzde 21,8 iken bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde yüzde 13 oldu.
Ev işlerini genellikle kadınların üstlendiği TÜİK raporuyla da onaylanmış oldu. Kadınlar yüzde 94,4 ile çocuk bakımı, yüzde 85,6 ile çamaşır ve bulaşık yıkama, yüzde 85,4 ile yemek yapma ve evin günlük işlerini üstleniyorlar. Erkekler en fazla yüzde 74,1 ile aylık faturaların ödenmesi, yüzde 65,2 ile küçük bakım, onarım, tamir işlerini üstlendi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini TÜİK bile gizleyemedi.

Nisan ayında;
-Cumhur İttifakı'nın ortaklarından, Hizbullah terör örgütünün siyasal uzantısı HÜDA PAR seçim beyannamesini açıkladı. Beyanname, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerini hedef alıyordu. Beyannamede, parlamenter sistem eleştirildi, karma eğitime son verileceği duyuruldu, kadının nafaka hakkına göz dikildi, kadınların “fıtratına göre işlerde çalışması” gerektiği kaydedildi, 6284'ü değiştirme hedefi açıklandı.

Mayıs ayında ;
-Müzeyyen Baykal’ı rehin alıp bıçaklayan Necmettin Gündüz hakkında 'Boşandığı eşe karşı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Mahkeme, verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerinden dolayı sanığa “takdir indirimi” uyguladı ve 13 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Bir kez daha kadınların geleceği yok sayıldı, erkeklerin geleceği düşünüldü.
-Cumhurbaşkanlığı seçimi kutlamaları sırasında İstanbul’da maganda kurşunu isabet ederek öldüğü iddia edilen 5 yaşındaki N.A. hakkında kaymakamlık açıklama yaparak N.A.’nın yüksekten düşme sonucu öldüğünü iddia etti.
-Kadına yönelik şiddeti engellemek isterken, saldırganın ölümüne sebep olduğu için yargılanan Kadir Şeker’in 10 yıl 10 aylık cezası Yargıtay tarafından onandı!
-Özlem Zengin: "Bu ülkede kadın hakları denince akla gelen parti AK Parti'dir. Yeniden Refah Partisi kadınların aleyhine konuşmuyor" dedi. Zengin, kadını şiddetten koruma amacını taşıyan yasaya karşı olan, kadın milletvekili adayının fotoğrafını seçim aracına silüet olarak koyan, kadın vekil adayı ile erkeklerin yanyana oturmasına itiraz eden partiyi, yani çok eşliliği savunan Ali Yüksel’i vekil yapan Yeniden Refah Partisi’ni savunmak zorunda kaldı.
-Dönemin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, deprem bölgesinde kayıp çocuk olmadığını, kimliklendirme çalışması yapıldığını, kayıp çocukların da hastanede olduğunu varsaydığını açıklamıştı! Hollanda'da depremzede olduğunu söyleyen 5 yaşında bir Türk çocuğu bulundu.

Haziran ayında ;
-İSİG Meclisi raporuna göre, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon çocuk çalışıyor ve yoksullaşma nedeniyle bu sayı her geçen yıl artıyor. Son 5 yılda ise en az 339 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi.
-Gezi Davası tutuklusu Çiğdem Mater, cezaevindeki kadınların sorunlarını kaleme aldığı yazısında, ped yerine tampon kullanmak istediğinde bu talebinin hem cezaevi yönetimi hem de bir doktor tarafından reddedildiğini aktardı.

Temmuz ayında ;
-Cumhuriyeti kadın erkek bir arada mücadele ederek kurduğumuzu unutanlar, kadın ve erkeklerin bir arada eğlenmesini yasaklamaya çalıştı. Bursa'nın Büyükorhan ilçesine bağlı kırsal Karaağız Mahallesi'nde düğün, kına ve asker uğurlama eğlencesinde, kadın ve erkeklerin bir arada eğlenmesi, 'dinen uygun değil' denilerek yasaklandı!
-Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir televizyon programında kız çocuklarını karma eğitim gerekçesiyle okula göndermek istemeyen velilerin tercihlerine göre kız okullarının açılabileceğini ve bunda bir sakınca olmadığını savundu. Bakan Tekin’e, “karma eğitim gerekçesiyle çocuğunu okula göndermediğini ifade eden aile sayısı kaçtır? Bu aileler için bir cezai yaptırım uygulandı mı?” diye sordum. Yanıt vermedi.

Ağustos ayında;
-İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü sorumluluğundaki Çocuk Evlerinde kalan devlet korumasındaki çocuklar, cemaate teslim edildi. Çocukların tek bir kamu görevlisinin bile refakati olmaksızın, bir cemaatin düzenlediği 40 günlük eğitim kampına gönderildiği ortaya çıktı. “Çocukların cemaat ve tarikatlara teslim edildiği, kontrol mekanizmasının işlemediği bu süreçte çocukların güvenliğini kim sağlayacak?” diye sordum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş yine sadece sessiz kalmakla yetindi.
* Karma eğitimi hedef alan HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, “Karma eğitim zorunlu olmasın. İsteyen erkek okullarına gitsin, isteyen kız okullarına gitsin. Karma eğitimin laiklikle ne alakası var” deme cüretini gösterdi. Her fırsatta Cumhuriyet değerlerini hedef alan HÜDA PAR, gücünü Saray iktidarından almaya devam etti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı bir kuruluşta, koruma ve bakım altında tutulan 17 yaşındaki Y.C.I. ‘nın cansız bedeni inşaatta bulundu. Üç zanlıdan biri tutuklandı, ikisi adli kontrol şartıyla bırakıldı. Bakan’a tekrar sesleniyorum: bu nasıl koruma?

Eylül ayında;
-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş şöyle dedi: "Erken yaşta evliliklerin en fazla yaşandığı 2005 yılında 51 bin 944 kız çocuğu evlenmişken, bu sayı 2022 yılı itibarıyla 11 bin 250'ye gerileyerek

yüzde 78 oranında düşmüştür". Göktaş, 2005 yılında da AKP’nin iktidarda olduğunu unuttu!
-Konya Karatay Müftülüğü'nde hafızlık diploma töreni düzenlendi. Törende çekilen fotoğraflar, Karatay Müftülüğü'nün internet sitesinde ve Konya Müftüsü Ali Öge’nin sosyal medya hesaplarında yayınlandı. Fotoğraflarda bir utanç tablosu ile karşılaştık. Kadınların yüzleri buzlanarak kapatıldı.
-Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu hakkında 'ahlaka aykırı faaliyet yürütmek' iddiasıyla ve kapatılması talebiyle açılan dava reddedildi.

Ekim ayında;
* Dünya Çocuk Hakları Günü'nde biz utandık, iktidar yine utanmadı. Veriler doğrultusunda utanç tablosunun bir kısmı şu şekilde: Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ilköğretimde okullaşma oranının 2012'de yüzde 98,6 iken bu yıl yüzde 96,8'e geriledi. Türkiye'de 5 yaşının altındaki çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10'a yükseldi. 2001-2022 arasında 19 yaş altı doğum yapan kız çocuğu sayısının 2 milyon 88 bin 925 oldu.
* H.K.G davasında karar çıktı. Kadir İstekli hakkında nitelikli cinsel istismar suçundan 30 yıl, baba Yusuf Ziya Gümüşel hakkında 20 yıl, anne Fatma Gümüşel hakkında 16 yıl 8 ay hapis cezası ve tutuklama kararı verildi. H.K.G'nin hayatını mahvedenler ‘göstermelik’ cezalarla kurtuldu. H.K.G'nin geçmişini ve geleceğini karartanlar bir nevi aklanmış oldu. -Yolsuzlukta zirve yapan AKP, yeni bir adım daha attı! Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın kurduğu KADEM Vakfı’na izinsiz para toplama hakkı verdi.

Kasım ayında;
-AKP, Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi verdi. Ülkemizde yaşayan gençlerin sorununu sadece “aile kurma” kapsamına indirgeyen, gençlerin geleceksizlik kaygısını bir yana bırakan bu fona itiraz ettik. Gençlerin öncelikli sorununun eğitimde fırsat eşitsizliği, barınma ve işsizlik olduğunu söyledik. Gerçeklere rağmen, kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.
-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde dört kız kardeşimiz hayattan koparıldı. Aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi: “İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadınların hakları ve onlara yönelik şiddetle mücadeleye en küçük bir olumsuz etkisi olmamıştır.”

Aralık ayında ;
-Samsun’da İlkadım Belediye Meclisi Üyesi Hatice Çakır, meclis toplantısında “Ben Cumhuriyet Kadınıyım” şiirini okudu. Ardından MHP Meclis Üyesi Cemalettin Kola’nın hakaretine maruz kaldı. “Baldırınızı da açın, minik etek de giyin” diyen Kola hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
-Ülkemizin en can yakıcı sorunlarının başında çocuk yoksulluğu geliyor. UNICEF’in 39 ülke arasında yaptığı araştırmaya göre; Türkiye çocuk yoksulluğunda AB ve OECD ülkeleri arasında Kolombiya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Raporda, çocukların yeteri kadar ısınamadığı ve beslenemediği, çocukların yeni bir giysiye dahi ulaşamadığı ifade ediliyor.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha kimden yana olduğunu gösterdi. “Evlatlıkla evlenilebilir” sözleri ile hafızalarımıza kazınan Türkiye Diyanet Vakfı üyesi, ilahiyatçı ve akademisyen Süleyman Uludağ’a bilim ödülü verdi.

Yıl boyu kadınlar öldürüldü
2023 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre; 223’ü şüpheli olmak üzere en az 520 genç kız ve kadın hayattan koparıldı. AKP, 21 yıldır uyguladığı politikaları devam ettirerek, bu yıl da kadınların ve çocukların hayatını zifiri karanlığa mahkum etti.
Cumhuriyet düşmanlığını sürdüren, laikliğe savaş açan, kadın katillerini ve çocuk istismarcılarını "cezasızlık" politikası ile ödüllendiren, halkı yoksulluk kıskacına hapsedenlerin karşısında kadınlar direnmeye devam ediyor.Haksızlık karşısında susmadılar. Karanlığı aydınlığa çevirmek için meşale oldular

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Barış Önal Arşivi