Geçmeyen salgın

Bir süredir devam eden ve ister istemez hepimizin etkilendiği, kurtulamadığı bir salgın döngüsü var. Boğaz ağrısı, yüksek ateş, öksürük, halsizlik ve eklem ağrısı belirtileri yaşanılıyor. Tam hafifledi, geçti derken tekrar nüksediyor.

Özellikle çocukları etkileyen ciddi bir salgın var. Bu yüzden okulların kapanmasını bekleyen bir kesim var şu anda. Ama ne kadar çözüm olur bu bilemiyorum. Her kötü olayda alabildiğimiz tek önlem okulların kapatılması, sınavların online olması. Çocukların ve gençlerin sosyal hayatı, eğitimleri etkileniyor en ufak salgında. Ama geri kalan hayat ve günlük telaşlar devam edebiliyor.

Alınabilecek daha faydalı ve basit çözümler mutlaka vardır diye düşünüyorum. En basit örneği okulların temizliğinde daha özenli olunması, hasta olan çocukların evlerinde kısa süreli karantinaya alınması olarak akıllara geliyor. Fakat buna bile dikkat edilmiyor veya gerçekten ne yapılması gerektiği bilinmiyor. Hem çocuklar hem veliler hatta böyle kısıtlamayalım tüm vatandaşlar olarak hangi önlemler alınmasına dair gerçekten bilgili miyiz? Sadece kulaktan dolma bilgiler ile veya eski klişelerle hayata devam ediyoruz. Gerçekleştirilen seminerler yeterli ve özenli değil. Genel geçer bir şekilde göz doldurmak için ve reklam amaçlı yapılıyor çoğunlukla. Doktorlara inanmayan, cephe almış bir kesim var. Bu yüzden kontrollerini, tedavilerini yaptırmazlar. Bir de kendi tariflerini uygulayanlar var. Asla ilaç, aşı kullanmazlar, kullananların ise kafasını karıştırıp şüpheye düşürürler. Kısacık sürede doktor ve ilaç yardımı ile, temizliğe önem vererek toparlanabilecekken tuhaf karışımlar ve deneylerle kendi bağışıklık ve bünyelerini kötü etkiliyorlar. Yaptığımız yanlışlar, almadığımız önlemler, uymadığımız kurallar ile sadece salgını daha kötü hale getirip, bitmek bilmeyen hastalık döngüsüne giriyoruz sadece.

Maske takmak alınabilecek bir diğer yararlı ve basit önlemlerden biri. Maske zorunluluğu kalktı evet ama hala uygulamamızda fayda var. Sadece hafif atlatılan bir gripte bile kendi önlemimizi alma sorumluluğumuz bulunduğunu düşünüyorum. Almadığınız her bir önlem başkasının hasta olmasına, salgının yayılmasına ve hatta tekrar sizin hasta olmanıza sebep. Sizin hafif atlattığınız bir hastalık bulaştırdığınız insanda başka nedenlere, ağırlaşmasına yol açabilir. Çünkü hastalık semptomları bünyeden bünyeye farklılık gösterebiliyor. Covid-19’da da şahit olmuştuk bu duruma. Kimimiz hafif geçirip hatta bir şey hissetmeden küçük bir nezle veya geçici duygu kaybı yaşarken, çok ağır durumda olanlar, hayatlarını kaybedenler olmuştu. Bu nedenle maske kullanmaya devam etmek, siz hasta değilseniz sizi korumak için, hastaysanız başkalarına bulaşmamasına ya da hastalıkların bu kadar yayılmadan durdurabilmesi için önlem olur. Bu düşünceyi ve sosyal hayatta uymamız gereken kuralları tam olarak kavrayamadığımız için hastanelerde salgın kuyruğuna girmeye devam ediyoruz.

Salgının etkileri bunlardan ibaret değil tabii ki. Hava durumu da oldukça zorlaştırıyor her şeyi ve bünyemizin dengesini bozuyor. Bu hafta mevsimin normaline göre ılık ve sıcak havalar yaşadık. Ayrıca hava kirliliğini de unutmamak gerek. Eğer dikkat ettiyseniz hava hep puslu ve sisli gözüküyor. Bazen soluduğumuz hava kötü kokabiliyor. Kış aylarında kullanılan soba dumanları ekstra sebep oluyor hava kirliliğine. Önümüzdeki hafta için ise dondurucu soğuk havalar ve kar uyarısı yapılıyor. Şimdiden hazırlıklı olup uyarıları dikkate almak gerek. Yoksa hem dengesiz hava durumlarını hem de sürekli yaşanan hava kirliliğini de göz önüne aldığımızda bu kış daha çok hasta olacağız, hastanelerdeki salgın kuyruğu uzun sürecek gibi gözüküyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazlıcan Mert Arşivi