“Hilal” olsun

İnancımız, “Kinin olduğu yerde din yoktur!” diyor! İnancımız, “Hırs gösteren mahrumdur, zarardadır” 
İnancımız “Ölülerinizi hayırla yâd ediniz!” diyor!
Bütün bunları niye mi söylüyorum? 
Nedeni son günlerde yine ayyuka çıkan, “Atatürk düşmanlığı…” 
Milli kahramanlarımızı kötüleyerek büyüdüğünü zanneden, sözde dindar ve milliyetçiler keşke dinimizin buyruklarını, milliyetçiliğin gereğini yapsalar… Ama yapmazlar çünkü o zaman uydurma kaydırma veya iftiralardan  ibaret inandıkları safsataların bir hükmü kalmaz..
Bunların bizim “Gözümüzü, gönlümüzü, ufkumuzu, basiretimizi…” açacaklarına  yaşayıp bize yaşattıkları bu nefret nedir?  anlamak mümkün değil. 
Tarihimizi öğrenmeliyiz. Başka da yolu yok…
Yalansız-dolansız hiçbir siyasi amaca hizmet etmeden yorumlamalıyız tarihimizi.
7’ den 70’ e herkese hitap eden yalın bir dille anlatılmalı bize  tarih.
19 Mayıs’ta başlayan,
“İstiklal Mücadelesi Tarihi…” üzerinde, ‘kaç eser…’ kaleme alındı?
Aklı başında, ‘kaç senaryo…’ hazırlandı?
Kaç çizgi film ekranlara taşındı?
Yetersizliğinin sizlerde farkındasınız. Yeteresiz bir eğitimle hiç kimseden  gerçek tarihi bilmelesini isteyemessiniz.
Tarihi öğrenelim ki “19 Mayıs Tarihini artık farklı kutlayalım’ 
Zenginleştirelim, Ufuklaştıralım, Gayeleştirelim, İlkeleştirelim, katılımcı bir ruhla, iradeleştirelim!
Anadolu! Ondaki, “fetih ve hoşgörü dilini…” sadece oradaki ruhu yaşayarak özümseyebiliriz.
Malazgirt’ten Kocatepe’ye; “asırlardır kenetlenerek yüreğimizin iklimiyle birlikte…” yürüdük
Tarih, “bir milletin edep ve irfan dersidir”
Tarih, “başlıbaşına nasihattır”
Tarih, “bu milletin hür yaşama iradesinin…” tescil belgeleridir.
Tarihi içinizde hissedemeden yaşayamaz, anlayamaz Türk ve islam  medeniyetlerinin, “kan ve gözyaşıyla…” inlediği, Çanakkale, Yemen, Sarıkamış’ı anlayamazsınız… 
Şehadeti içinizde yaşayamazsınız.
Mondros Mütarekesi ve sonrasında; “işgal acıları…” O yılların, “gazete haberleri…” acı birer zehir gibi değimliydi?
“Paris’te Yüksek Konseyin 2 Mayıs’ta yaptığı toplantı da, Loyd Corc’un İzmir’in Yunan işgaline terkedilmesi teklifini ABD Başkanı Wilson ile Fransız Başbakanı Klemanso, İtirazda bulunmadan kabul ettiler!”
Tıpkı günümüzde olduğu gibi, “şer ittifak…” birarada! bütün bu işgallere karşı, “milletin direnişi…”
Bizim en büyük zaafımız, “o direnişi…” okuyamamak!
Tarihi şuuru bir büyük coşku halinde yaşayamamak!
İşte, “gaflet…” burada başlar!
Akif’in;
“Allah bu millete bir daha ‘İstiklal Marşı’ yazdırmasın” diye ettiği dua’ya amin demiyecek kaç vatan evladı var?
19 Mayıs’ı, tarihi yaşamak  istiyorum. 
Artık hepimiz Milletçe, o tarihi birlikte; düşünüp daha iyi anlamalı ve İçimizde ki, “zillet ve inkar…” hastalığını da bırakmalıyız.
Bir dağ köyünde otomobilin motoru kaynamış, durup su değiştirmek gerekmişti. Atatürk otomobilden inmiş, beş on adım yaya yürümeye başlamıştı. 
Etraf alaca karanlıktan henüz çıkıyordu. Birbirini takip eden dağlar beyaz bulutların koynunda sabah uykularından henüz uyanmaktaydılar. 
O vakit ufkun pembe şafağını ilk yırtan ışıklar bir yüksek kayaya çıkmış, boz kalpaklı Mustafa KEMAL’i aydınlatırken yanındakiler onun şu marşı mırıldandığını farkettiler.
Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar,
Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar.
Ulusumuzun 19 Mayıs ATAKÜRK’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını en içten duygularımla kutluyor, Başta Ulu Önder ATATÜRK olmak üzere bütün Şehitlerimizin önünde saygıyla eğilirken hepimizi birleştiren şey hilal olsun, sadece hilal olsun. O bize yeter. 
Vesselam..
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi