Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

İkinci musluk: Kanal İstanbul

Sevgili Okuyucularımız. Yazıma bu başlıkla başlamamın sebebi ODTU Erdemli Deniz Bilimleri Enstitusu Öğretim Üyesi (Emekli), Hacettepe Universitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi olan hocamız Prof. Dr. A. Cemal Saydam Kanal İstanbul'u mercek altına almış bu çılgın projenin Karadeniz, Marmara ve İstanbul'a getireceği çevre felaketlerini incelemiş. Vardığı sonuçları size onun dilinden sunuyor olmam.

ÇYDD Genel Merkez Çevre Biriminin organize ettiği, İstanbul Mimarlar Odası Merkezinde 3 konuşmacının olduğu "Çılgın Proje Kanal İstanbul Paneli"ne katıldım. Daha once de bu konuda birkaç konferansa katılmış bu konuda bilim adamlarının yazılarını okumuştum. Panel sonunda İstanbul'da yaşamaktan vaz geçme sınırına geldim. Yaşım çok ileri olduğundan bir türlü karar veremedim. Bizden sonraki nesiller çok sıkıntı çekecek. Simdi gelelim bu projeye. Size çok basit dilde anlatayım. Karadeniz'i bir tatlı su havuzu olarak düşünün. Nedeni de basit çünkü bu havuza giren tum sular (nehir veya yağmur suyu) tatlı su.

Peki o zaman Karadeniz neden tatli su havuzu degil? Çünkü Çanakkale ve Istanbul Bogazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgar kosullari altına aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz'i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi. Gecmisi o kadar da taze ki en son hali 3.500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik. Karadeniz'i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz'den ortalama 30 cm yüksek. İste bu nedenle bu havuzun fazla suyu Boğazlardan akar durur ama havuza giren su belli cikan su belli. Yani Karadeniz havuzunu bosaltan bir musluk vardir. Ama doganin yarattigi bir musluk ve dengesini ancak son 3.500 senedir surduren bir musluk. Simdi siz bir ikinci musluk takiyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz'in suyunu Marmara'ya akitabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Doğanın dengeleri bozulacak ve ne olacak?

Ne olacak biliyor musunuz, Tüm Karadeniz ülkelerinden gelen pislikler Marmara'da toplanacak. Kokusu ve suyu eski haliç olacak. Balıklar artık bu denizde yaşayamacak. Ve bu halden hiçbir zaman dönüş olmayacak. Dünyadaki hiç bir kanal bu kanala örnek gösterilemez. Diger bazi kanallari ornek gostermek demek Karadeniz'in Marmara'nin osinografik gerceklerini bilmemek demektir. Boyle bir sisteme sahip bir deniz yerkurede yok, sadece bizde ama degerini bilirsek elbette. Hoca, Marmara'yi anlatırken onu sağlıklı Akdeniz ve sağlıksız Karadeniz'in astımlı doğan çocuğu diye anlatıyor. Yani doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan bir deniz.

Onu kurtaran Karadeniz'den gelen ve jet akim halinde Bogazdan Marmara'ya cikan ve 25 metrelik ust tabakayi 3 ayda bir degistiren Karadeniz suyu. O çıkışta öyle harika işler yapıp alt tabakadaki suyu yukari çekiyor. Marmara'ya oksijen pompalayan ise Çanakkale'den gelen alt su. Yeni kanalda bu olmayacak.. Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boşalacağını da hesaplamalısınız öyle iki mimara ismarlama ile olmaz bu isler. Keşke iş, en-boy-yükseklik ve debi ile hallolabilseydi. Ben size hemen simdiden diyeyim. Karadenizin su rejimini degistirirseniz doğa size hesap sorar. Karadeniz'e gelen tatlı suyun yüzde 95 Tuna suyu, yani Tuna'nin debisi bizim icin hayati öneme sahip. Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.

Aslında bunu anlamak icin ne bilim adami olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani şu ilk okul çoçuklarına çözdürülen cinsten. Karadenizin üstten 150 metre aşağısında bu nehirlerden gelen kirlilik yüzünden hayat bitmiş. Şimdi o kirlilik Marmara'ya dolacak. Peki bu kanal bütün bilim adamlarının karşı çıkmasına rağmen neden yapılıyor? İki tarafına villalar konsun 2-3 milyon insane gelsin. Yani rant için yapılıyor. Su sıkıntıları, tarım ürünleri sıkıntıları kat kat artacak. Samanı, buğdayı, fasulyayı pirincin ithali patlayacak. Yazık bu ülkeye yazık. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi