Bilim Adamları beklenen depremde en az 500 bin kişi ölecek diyor. Konu çok çok önemli. “Büyük İstanbul Depremi” geldim, geleceğim diyor. Ama biz Türk Halkı gelmeden önemsemeyiz. Gelecek depremin şiddeti belli. 6’dan küçük, 8’den büyük olmayacak. Deprem yarın da olabilir, 30 yıl sonra da olabilir. Tarihi araştırırsak, Milattan Sonra 325 yılından bu yana 12 büyük deprem olmuş. Tarih her 100 yılda bir İstanbul’da büyük bir deprem olduğunu söylüyor. İstanbul’u yerle bir eden iki önemli deprem 1509 depremi Bolu’dan Edirne’ye kadar çok geniş bir alanı etkilemiş. O tarihte az ve genelde ahşap olan evlerin 1000’den fazlası yıkılmış. nüfusu 160 bin olan İstanbul’da 5000’e yakın insan ölmüş.

Özellikle Heybeliada, ve Burgazada’daki kiliseler, 49 kule yıkılmış, Galata Kulesi büyük hasar görmüş. Bizans’tan kalan surların büyük bir kısmı da yıkıma uğramış. Dikilitaş ve Beşiktaş’ta da birçok bina yerle bir olurken, Marmara’da yükselen dalgalar kıyıya yakın binaların duvarlarını yıkmış, surları aşmış, sahilde metrelerce kum yığını oluşturmuş. 1894 depremiyse Adalar’ın güneyinde bir hat üzerinde meydana gelmiş. Feriha Öztin’in “10 Temmuz 1894 Depremi Raporu” adlı kitabında yer alan kayıtlara göre 18 saniye süren depremin büyüklüğü 6.8 civarında olduğu, resmi kayıtlara 474 kişinin öldüğü gösterilmiş. Ama başka kaynaklarda da bu sayı 2000-3000 ölü olduğunu gösteriyor. 387 dayanıklı yapı (cami, kilise, okul gibi) 1087 ev ve 299 dükkân ağır hasar görmüş. Rıhtımlar harap olmuş, Adalar, Kartal, Pendik, Üsküdar, Sirkeci, Eminönü, Samatya, Langa, Cerrahpaşa, Beyazıt, Fatih, Edirnekapı, Bakırköy, Yeşilköy ve Ambarlı bu depremde en çok zarar gören bölgeler olmuş. Bu depremde İstanbul ve çevresinde özellikle de adalarda ve Ambarlı’da yer yer yarıklar oluşmuş.

İstanbul’da olacak depremin 3 buçuk milyon insanın evsiz kalacağından binlerce insanın öleceğinden dem vuruluyor. Bazıları çareyi sağlam kentlere kaçmakta buluyor. “Paniğe gerek yok” açıklamaları yapan bürokratlar da var, temkinli olmakta fayda var diyenlerde var. 17 Ağustos’tan bu yana korku içinde yaşıyor İstanbul. Bolu-Düzce, Yalova depremleri de bu paniği ateşledi. Işıkara Hoca “Sistem harekete geçti” demişti o yıllarda. Marmara Denizi’nde fay hatları üzerinde araştırmalar yapan MTA gemisi Sismik 1’den alınan bilgide sıranın İstanbul’a geldiğini onaylamıştı. Bu araştırma sonrası koordinatör İsmail Kuşçu deprem olasılığı yüzde 90 demişti. İzmit Körfezi’yle Adalar arasındaki kısa fay, ya da İzmit Körfezi’nden, Marmara Denizi’ni boydan boya geçip Şarköy’e uzanan 150 km uzunluğundaki uzun fay kırılacak. Bu iki farklı sonuç demek oluyor. Bu konuda bilim adamları uzlaşamıyor.

1999 depreminden sonra davetine uyup eğitimlerine katıldığım deprem çok önemli bir konu. Şimdi hangimizde bu hazırlıklar var. Biz hırsız girmeden kapı kilidine önem vermeyen, yangın çıkmadan yangın tüpü almayan, deprem olmadan önlemler almayan bir milletiz. Biz DEÇED (Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği) olarak halkımızı bilinçlendirmek için bu konuda söz sahibi hocaları davet edip konferanslar vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu konuda İÜ Jeofizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Önceli 2 defa davet ettik, bilgilendik. Afetler Yönetimi Uzmanı Özden Işık Hanımı 2 defa, AFAD Uzmanı Cengiz Topel Yaylacı’yı 2 defa, Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu Hocayı davet ederek bilinçlenmeye çalıştık. Evlerimizde ön çalışmalar yapmak iyi olur.

Sağlıklı yaşamanız temennilerimle.