2019 yılı sonunda Çin’in Vuhan kentinde baş gösteren 2020 yılının başından itibaren tüm dünyaya yayılan adına ‘Covid 19’ denilen virüs sonunda beni de buldu.

Hani her canlının bir gün ölümü tadacağı gibi, her insanın da bir gün koronavirüse yakalanacağını söyleyebiliriz.

Gitgide sürü bağışıklığına mı geçiyoruz bilmesek de bu yazımda, birkaç gündür pozitif günlerimi sizlerle paylaşmak istedim.


 

*

Öncelikle şunu söyleyelim.

Hani daha covid adını duyduğumuz günlerden beri arada bir şüpheleniyorduk ya.

Hıııı.

Bende mi covid oldum.

Bana da mı bulaştı.

Bak aynı covid belirtisi.

Aha öksürüyorum.

Aha tıksırıyorum.

Aha ateşim var.

Hah işte eklem ağrım.

Bak bak aynı delta belirtisi.

Yok yok bu omicron belirtisi.

İşte bütün bunları ben de çoğunuz gibi iki yıldır yaşıyordum.

En son 16 Ocak Pazar gecesi bu durumu yaşadım.

Boğazıma sanki küçük bir sinek kaçmış bir an hissettim.

Öksürmek istiyorum öksüremiyorum.

Gıcık varmış gibi geliyor, hah huh diyorum bir şey yok.

*

Ertesi gün (17 Ocak Pazartesi) aynı hislerle ofise gittim.

Bu durumu arkadaşlarla paylaştım ama yine sanki bir toz yutmuşum gibi his vardı.

Aynı günün akşamı DAMGA’nın iki emektarları Ekrem Hacıhasanoğlu ve Anıl Boduç ile Mimarsinan’da bulunan Onur Balık Restaurant’ta yemek yedik, spor, medya, gazete, pandemi durumlarını tartıştık.

Arkadaşlar anımsayacaktır aslında pek öksürdüğümü hatırlamıyorum.

*

18 Ocak Salı günü sabahı öksürüğüm vardı ve azıcık da boğaz ağrım vardı.

Büyükçekmece Kolon Hastanesi’nde Dr. Turgay Osman Arda dostumun kapısını çaldım.

Muayene etti, şurup verdi, belirtilerin çok az omicrona benzediğini söyledi.

Aslında ben de benzetiyorum fakat, hem azıcık tırsıyorum, hem gündem yoğun, randevülerim var, ziyaretçilerim var, televizyon canlı yayın programım var.

19 Ocak Çarşamba sabaha yataktan kalkamadım.

Eklem ağrılarım, öksürüğüm artmış, boğazım kurumuş.

Tamam kesin covit oldum dedim, o günkü programlarımı iptal ettim tuttum Büyükçekmece Kolon Hasyanesi yolunu ve test yaptırdım.

Sonuç ‘pozitif.’

*

Buyurun asıl savaş şimdi başlıyor.

Hani düşman geldi mi, düşman var mı, düşman nerede, düşman kim?

Ve düşman beni yakalamıştı sıra savaşmaktaydı.

Tabi 2 sinavoc 2 biontec aşımız var.

Yoksa bu tırsmayı siz bin beşyüzle çarpın.

Hemen sosyal medyadan paylaşımımı yaptım ki gerek iptal ettiğim randevülere gerek canlı yayın program izleyenlerine gerek eşe dosta bildirmekte fayda vardı.

Tabi bu tür paylaşımların bir iyi bir kötü tarafı var.

Telefonunuz susmuyor.

Hadi geçmiş olsun diye arayanlara eyvallah.

Ancak.

Bazı telefonlar çok can sıkıyor.

Mesela en çok sorulan soru; kimden kaptın?

Neyyy.

Nasıl yani kimden kaptım?

Bildiğim kadarı ile bu alçak virüs Çin’in Vuhan kentinde yola çıktı ve tüm insanoğlu bir gün bu virüsü kapacak, başka yolu yok.

Şimdi ben oturup onu mu düşüneyim.

Şundan kaptım, bundan kaptım, ondan kaptım.

İnanın bana şu soruyu soranların niyetlerinden şüphe etmeye başladım.

Düşünsenize, bir yakınınız covid olup hayatını kaybediyor.

Siz ona virüsü verenin peşine düşüyorsunuz.

Ve amansız bir kan düşmanınız oluyor.

*

Neyse aldırış etmeyelim bu sorulara.

Sonuçta bu çağda yaşıyorsanız, ayda yaşamıyorsanız, insanların olduğu ortamda yaşıyorsanız diyeceğim ama covidin vahşi hayvan pazarından yayıldığı aklıma gelince bu cümlemi düzeltiyorum.

Sonuçta covide yakalanmamanız mucize ötesi.

Asıl yapmamız gereken yakalandıktan sonra ne yapmalı?

*

Her arayan bir şey öneriyor ama siz her söyleyene değil, ya daha önce covidi atlatana ya da uzmana inanmak durumundasınız.

Zencefil.

Parol.

Dolereks.

C vitamini.

Bol sıvı.

Bu beşi omicrona karşı en etkili ilaçlar.

İngiltere’de Spidex ismi verdikleri ilaç kokteylinin bugüne kadar kullanılan ve virüsü tedavi etmek için lisanslanan ilk ilaç olan steroid deksametazona oranla çok daha etkili olduğunu belirtiyor ancak bu ilaç daha ülkemizde yok.

*

Sumak demle iç.

Süt içinde sarımsak pişir sarımsakları ye sütü iç.

Öksürük varsa çam kozalağı macunu.

Kefir iç bağışıklık için mükemmel.

Kekik yağı ekmeğe damlat ye.

Gibi öneriler çığ gibi.

Bunları deneyip denememek size bağlı ancak, Allah korusun durum ağırlaşırsa o zaman işte insan her şeyden medet ummaya koyuluyor.

*

Bugün dördüncü günüm.

İlk üç güne göre ağrılarım azaldı, öksürüğüm azaldı, ateşim zaten hiç yok gibiydi, tat, koku alıyorum.

Pazartesi yeniden test yaptırmayı düşünüyorum ve kaldığımız yerden hayat devam edecek.

Sonuçta bu illet milyonlarca insanının hayatına mal oldu.

Daha da olacak gibi görülüyor.

Hatta ileride daha yeni yeni virüslerin üretileceğini de düşünenlerdenim.

Aksi halde; insanlarımızın doyumsuzluğu, acımasızlığı, gözü doymazlığı, bencilliği ile başka nasıl mücadele edilecek diye de ekleyeyim.

*

Peki siz amansız bu hastalıkla boğuşurken devlet size ne yapıyor dersiniz?

Bir sms gönderiyor.

‘Sn. MEH* MER*, 19/01/2022 tarihli test sonucu POZİTİFtir. Ekiplerimiz gelene kadar acil sağlık durumu dışında lütfen evden çıkmayınız. Filyasyon ekiplerimiz sizinle iletişimi 03129901453 veya 03129121453 üzerinden yapacaktır.’

Hepsi bu.

Geçmiş olsun!

*

Pozitif günlerimce arayan, soran, ilgilenen, dostlara teşekkür ediyorum.

Bu bölümde de koronavirüs sözlüğünde hangi terim ne anlama geliyor?

Sizlerle onu paylaşacağım.

*

184: Türkiye'deki koronavirüs danışma hattının telefon numarası.

Anamnez: Hastanın, hastalığı ve çevresi hakkında verdiği bilgi.

Antikor testi: Bir kişinin koronavirüse yakalandıktan sonra bir miktar bağışıklık geliştirip geliştirmediğini gösteren bir test.

Entübe/ekstübe: Solunum cihazı bağlanan kişiye entübe, solunum cihazı çıkartılan kişiye de ekstübe deniyor. Bu kavramlar isimlerini, hastanın ciğerlerine hava ileten tüpten alıyor.

Filyasyon: Bir hastalığın kaynağını bulmak ve bu hastalığın yayılma zincirini takip etmek. Bu incelemeyi yapan sağlık çalışanları hastanın temas ettiği herkesi bulup, onların sağlığını denetlemeyi, ayrıca hastaya virüs bulaştıran kişiyi bulmayı da hedefliyor.

İmmün: Bağışıklık. Bir kişinin virüse maruz kaldıktan sonra vücudunun virüsü yok etmeyi öğrenmesi. Covid-19 hastalığına yakalanan kişilerin iyileştikten sonra en azından bir süre boyunca bu hastalığa tekrar yakalanmayacağı düşünülüyor.

Karantina: Bulaşıcı bir virüse maruz kalan insanların, hastalığın yayılmasını engellemek amacıyla izole edilmesi.

Kendini izole etmek: Hastalığın yayılmasını yavaşlatmak için evlerde kalıp diğer tüm insanlarla teması kesmek.

Koronavirüs: Hayvanlarda ağır veya hafif hastalıklara yol açabilen bir virüs grubu.

Kuluçka dönemi: Virüsün bulaşması ile hastalık belirtileri göstermek arasında geçen, insanların farkında olmadan virüsü bulaştırabildikleri dönem.

Pandemi: Birden fazla ülkede aynı anda ciddi bir hastalığın salgın halinde yayılması.

PCR testi: Açılımı Polimeraz Zincir Reaksiyonu (Polymerase Chain Reaction) olan bu testte, Covid-19 şüphelilerinin burun ve boğazlarından alınan örneklerde SARS-COV-2 olup olmadığı inceleniyor.

Pik: İngilizce zirve anlamına gelen peak kelimesinin Türkçe okunuşu. Hastalığın tespit edilebilen yayılma hızının zirveye ulaşması anlamında kullanılıyor.

Plazma tedavisi: Covid-19 geçirdikten sonra koronavirüse bağışıklık kazanmış kişilerden alınan kandaki antikorların Covid-19 hastalarına enjekte edilerek virüse karşı savaşmalarının kolaylaşması ve bağışıklık kazanmalarını hedefleyen tedavi.

Pnömoni: Pek çok dilde zatürre anlamına gelen kelime, akciğer yangısı.. Ateş, öksürük ve balgamla beliren, tehlikeli bir akciğer hastalığıdır.

SARS: Açılımı Şiddetli Akut Solunum Yolu olan hastalık. 2003'te Asya'da yayılan bir koronavirüsten kaynaklanmıştı. 2020'de yayılan koronavirüs de solunum yolunda benzer sorunlara yol açtığı için onun adı da SARS ile başlıyor:

Semptom: Bir hastalığa yakalanan kişinin gösterdiği hastalık belirtileri.

Sosyal mesafe: İnsanlara fiziksel olarak yakınlaşmamak.

Sürü bağışıklığı: Nüfusun büyük bir kısmının virüse maruz kalıp hastalığa bağışıklık kazanmasından sonra hastalığın yayılma hızının yavaşlaması.

Temaslı takibi: Covid-19 hastalarıyla temas etmiş kişilerin bulunması, sağlıklarının incelenmesi ve takip edilmesi.

 

Triyaj: Türkçesi öncelikleme olan, hastaları sağlık durumlarına göre önceleme yöntemi.

Virüs: Canlıların hücrelerine girerek kendi kopyasını yaratan bir nesne. Virüslerin canlı olup olmadığı tartışılsa da bilim dünyasındaki genel kanı, cansız oldukları yönünde. Bunun nedeni ise canlıların kendilerini yeniden üretebilirken virüslerin üremek için bir canlı hücreye ihtiyaç duyması. Canlılar bulundukları ortama göre değişim geçirirken virüsler bir hücreye girmedikleri müddetçe hiçbir hareketlilik göstermiyor.